Her çocuğun korkuları vardır. Bebeğiniz yabancı birinin kucağındayken panikleyebilir. Çocuğunuz köpeklerden korkabilir ya da yeni bir okula başladığı günün sabahında karnı ağrıyabilir. Ancak bazı çocuklar, diğerlerine kıyasla daha fazla endişelenirler. Bir çocuğun kaygı nöbetleri geçirmesini izlemek zordur; özellikle de yardıma ihtiyacı olup olmadığı konusunda emin değilseniz.


Normal seviyede endişe ile kaygı bozukluğu, durumun şiddeti ile ayırt edilir. Endişelenmek, stresli ya da tehlikeli bir duruma karşı verilecek normal tepki olsa da endişeleri orantısızsa, ısrarcıysa, hayatına ve gelişimine müdahale ediyorsa, çocuğunuzun yardıma ihtiyacı olabilir.


Bir çocuğun kaygılandığının işaretleri

Endişeleri ile bunalmış genç bir çocuk, bu endişelerin gerçek dışı ya da abartı olduğunu anlamayabilir ve bunları davranışları ile göstermek dışında belli edemeyebilir. Ebeveynine bir şey olacağı korkusu yaşıyorsa, ondan ayrılmada ya da uykuya dalmada sorun yaşıyor olabilir. Eğer sürekli hastalanacağından korkuyorsa, birilerinden rahatlatıcı bir şeyler duymak isteyebilir ya da devamlı ellerini yıkayabilir.


Ciddi kaygıları olan çocuklar, bunları tetikleyen şeylerden de kaçınmaya çalışırlar. Çocuğunuz, diğer çocukların keyif aldığı aktivitelere katılmayı reddediyorsa, dişçi ya da doktor randevusunun olduğu günlerde öfke krizine giriyorsa, Pazar akşamları hastalanıyorsa ya da okulun revirinde çok fazla vakit harcıyorsa, ciddi kaygılar yaşıyor olabilir.


Ayrılma kaygısı bozukluğu

Ebeveyninden ya da bakıcısından ayrı kalma olasılığı, çocuğun aşırı derecede endişelenmesine sebep oluyorsa, ayrılma kaygısı bozukluğu yaşıyor olabilir. Ayrılmada güçlük yaşamak, erken çocuklukta normaldir; ancak korku ve endişe davranışlarına müdahale ediyorsa – örneğin 18 aylıkken ebeveyninden uzak kalamıyorsa ya da 7 yaşındayken okulda tek başına duramıyorsa – kaygı bozukluğundan şüphelenilebilir.


Kaygı bozukluğu olan çocuk, ebeveynlerine hoşça kal demede güçlük çeker, evde bir odada yalnız kalmaktan ya da karanlıkta tek başına uyumaktan korkar; çünkü eğer ayrı kalırlarsa kendisine ya da ailesine bir şey olacağı düşüncesiyle dehşete kapılır. Oyun buluşmalarından ya da doğum günü partilerinden kaçınabilir, evdeyken ebeveynlerinden birini sürekli takip edebilir. Ayrılma düşüncesi, baş ağrısı, karın ağrısı ya da baş dönmesi yaşamasına yol açabilir.


Genelleştirilmiş kaygı bozukluğu

Bir çocuk, sıradan, günlük şeyler için dahi sürekli endişeleniyorsa, genelleştirilmiş kaygı bozukluğu yaşıyor olabilir. Bu kaygı türü, genellikle okul ya da spor etkinliklerinde gösterilen performans odaklıdır. Sınavı geçecek miyim? Ya iyi oynamazsam? İyi bir okul kazanabilecek miyim? Çocuğu aşırı derecede ders çalışmaya ya da antrenman yapmaya iterek çocuğun kendi kendine zarar vermesine sebep olabilir.


Genelleştirilmiş kaygı bozukluğu olan çocuklar, sürekli olarak beklentileri karşılama becerileri konusunda endişelenirler. Korkularını yatıştırmak amacıyla güvence aramaya eğilimli olurlar. (Zamanında gidebilecek miyiz? Sınavdan önceki gece ya uyuyamazsam?) Dik kafalı ve asabi bir tavır takınırlar. Yaşadıkları stres, yorgunluk, baş ağrısı, karın ağrısı gibi fiziksel semptomların görülmelerine sebep olabilir.


Belirli fobiler

Çocuk, genel olarak endişeli değilse, ancak belirli bir objeden ya da durumdan aşırı derecede korkuyorsa, spesifik bir fobisi olabilir. Fobisi olan çocuklar, korkularını tetikleyen şeyleri bilir ve bunlardan kaçınırlar – ki bu durum, aktivitelerini ciddi olarak sınırlar. Sıkıntı yaratan nesnelerden uzak durmak için ağlayabilir ya da öfke nöbetleri geçirebilirler; titreme, baş dönmesi ya da terleme gibi fiziksel semptomlar yaşayabilirler.


Sosyal kaygı bozukluğu

Birçok çocuk, zaman zaman utangaçlık yapabilir; ancak bir çocuk (genellikle ergenler), utanç verici bir şey yapmaktan ya da olumsuz olarak yargılanmaktan aşırı derecede korkuyorsa, sosyal kaygı bozukluğu yaşıyor olabilir. Küçük düşecek bir şey yapma korkusu, çocuğun okuldan ya da diğer sosyal ortamlardan uzak durmasına, ağlamasına ya da gitmesi için baskı gördüğünde öfke nöbetleri geçirmesine yol açabilir.


Seçici dilsizlik

Çocuk, evdeyken konuşkansa, ancak okulda ya da diğer sosyal ortamlarda konuşamıyorsa, seçici dilsizlik yaşıyor olabilir. Ebeveynler ve öğretmenler, kimi zaman bu sessizliğin kasıtlı olduğunu düşünürler; ancak aslında çocuk, aşırı kişisel farkındalık yüzünden felç olur.


Seçici dilsizlik, bir çocuğun ciddi şekilde stres yaşamasına sebep olur – canı da acısa, tuvalete gitmek zorunda da olsa iletişim kuramaz – ve çocuğun okuldaki ya da başka yerlerdeki aktivitelere katılabilmesini engeller.


Obsesif kompulsif bozukluk (OKB)

Çocuk, yoğun korkular yaşıyor ve bu korkulardan kurtulmak için kendini tekrar eden ritüeller yapmak zorunda hissediyorsa, obsesif kompulsif bozukluğu olabilir. OKB’ye sahip çocuklar, istenmeyen düşüncelere ve korkulara yenik düşer, bunları etkisiz hale getirmek ya da nötrleştirmek için tekrarlanan ritüelleri kullanırlar.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.