Uzay’ı doğurduğumda fantastik bir dünyanın kapıları açıldı benim için. Dünya tarihinde milyarlarca insanın daha önce deneyimlediği bu kapıdan girişim ebeveynliğe ilk defa adım atan her insanınki gibi çok özeldi. O zamana kadar farkında olmadığım birçok kavram, olay ve durumla yüzleşmem gerekti.


Daha önce dikkatimi vermediğim konuların hepsinin altı sarı fosforlu kalemlerle çizilmişti. Dünyanın hali, gıdanın güvenilirliği, şehirde yaşamak, eğitim sistemi, bu ülkede çocuklu aile olmanın zorlukları... Hepsi bir bir önümde dizildiler. Ben artık anneydim; o zamana kadar farkında olmadığım şey insan doğasına bir hayli yabancı bir atmosferde yaşadığım ve yeni bir insanı da bu atmosferde büyütecek olduğumdu... Çocuk sahibi olmak beni, doğadan ne kadar uzak yaşadığım bilgisiyle yüzleştirmişti.

Dikkate değer bir film: ‘Kaptan Fantastik’


Geçen gün izlediğim bir film, “Bu çocukları ormanda büyütsek nasıl olurdu?” sorusuna kendine özgü cevaplar veriyordu. İsmi ‘Kaptan Fantastik’. 6 çocuğunu ormanda büyüten, okula göndermeyen, onları hem yaşadıkları ortamın hem de elinin uzanabileceği tüm kaynakların bilgileriyle büyüten bir adamın hikâyesi. Çocuklar kaya tırmanışı yapıyor, bir geyiği avlayıp derisini yüzebiliyor, Maoist felsefeden alıntılar yapabiliyor, okula gitmemelerine rağmen 6 dil konuşabiliyor... Bir gün bu aile, annelerinin cenazesi dolayısıyla, ormandan çıkıp hayata karışmak zorunda kalıyor. Dış dünyayla olan bu mecburi temas ve dış seslerin aşırı eleştiri dolu tepkileri yüzünden baba, o zamana kadarki yaşam ve ebeveynlik tarzını sorguluyor...




Şehirde yaşamanın zorluklarını her gün hisseden, okulsuz büyümeyle ilgili kitaplar okuyup hayran olup yine de eğitim sisteminin içinde yer alan, çocuğunun tablete bakmak yerine ağaca çıkmasını arzulayan bir anne oldum. Bu istekleri yaşam tarzımla desteklemem mümkün olmadı. Şehrin içinde olabildiğince doğal yaşayabildim ancak. Ebeveynlikle ilgili ütopyamın bir filmde gözle görülür hale gelmesi çok keyifliydi.


Her ütopyada olduğu gibi bu hikâyenin sonunda çöküş ya da orta yolu bulma var. Yine de, bir çocuğa ölüm nasıl anlatılır (ve hatta kutlanır), cinsellik nasıl anlatılır (olduğu gibi, yorum katmadan), ne yaparsan doğru ebeveyn olmuş olursun (hiçbir şey) sorularına şahane cevaplar veriyor. “Doğanın içinde çocuk yetiştirsek nasıl olurdu?” diye düşünmüş herkes için dikkate değer bir film. Filmin senaristi ve yönetmeni Matt Ross.




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.