Hindistan...


Nasıl anlatılır ki uzaktan hiç bilmeyen birisine, deneyeyim, renklerin, kokuların, güneşin ve enteresanlıkların ülkesi aslında benim için. Burada bir laf var, Hindistan’da her şey mümkün diye - everything is possible in India - Gerçekten de öyle, iste, olsun, her şey ama her şey size kalmış, her şey mümkün. Sokaklarda salına salına, aheste yürüyen inekler, buzağılar, sinyalsiz bol kornalı giden kamyonlar, arabalar, motorlar, trafik ışığının olmadığı bir kaos yumağının arasından sağ salim çıkmak... Hiç bir şeyin sınırının olmadığı, her şeyinse mümkün olduğu topraklardayız ve ben çok mutluyum burada, kendimi her zaman buralara aitmiş gibi hissettim.

Bu 3. seferim bu bereketli topraklardaki. 3.5 yaşındaki kızımla yalnızız.



Ne? Anne ve çocuk tek başına Hindistan’a mı gittin?!” diyenler çok oluyor. Evet, yapılmayacak şey değil bu aslında. Asya’ya çok kez geldim, her gelişimde de, o kadar çok çocuklu gezen kadın gördüm ki, Türkiye’den bakıldığı kadar da zor olmadığını anladım aslında hayatın. Hamile, yalnız gezginler, çocuklu Ruslar özellikle, her yerdeler, bazıları 2-3 çocukla da geziyor, trenlere, uçaklara, teknelere biniyor, tatil yapıyor, geziyor, dolaşıyorlar. Lütfen tren dediğime bakmayın, Hindistan tren yolu olarak Türkiye’den belki 100 kat ileri ve lakin bizim trenlerle alakası yok buradaki trenlerin. Bambaşka bir hayat var oralarda da...


***


Çok gezen mi çok okuyan mı? Tabii ki çok gezen, bence. Gezgin ailelerin çocuklarına hep özenmişimdir, ne de güzel geziyorlar, hiç çekinmiyorlar, nasıl geldiyse hayat öyle gidiyor işte diye. Sorabilirsiniz, gezgin çocuklular mı var, nasıl oluyor, bu çocuklar nasıl okuyor... Okumuyorlar, pek çoğu unschooling veya homeschooling ilkesini benimsemişler. Öte yandan benim gibi bazıları da gittiği yerlerde international okullar bakıyor.


Bu sene böyle oldu bir şekilde çıktık biz de kızımla yollara. İlk durak Mumbai – Bombay. Uçuşumuz direk İstanbul’dan Mumbai’ye. Uzak mı derseniz 5.5 saat, oldukça kısa. Zaten biniyorsun, uçak kalkıyor, 1 film izliyor bir şeyler yiyorsun, hop yolu yarılamışsın bile.


Çocukla yolculuk nasıldı derseniz, güzeldi. Kısa bir uçuş olduğundan çok bir şey yazamayacağım, asıl Amerika’ya gidenler daha tecrübeli bu konularda. Ben el çantama çıkartma ve boya kitabı alsam da pek gerek olmadı, boşuna ağırlık oldu, birkaç kez havaalanında boyama yaptı kızım ama taşımaya çok da değmezmiş diye düşündüm. Uçakta, ekran olması hayat kurtarıyor, biz erişkinler bile sıkılıyor bir şeyler izliyoruz. Ben güzel bir Hint filmi izledim, kızıma da peri filmi açtım ama o pek umursamadı, Hint yemeği sipariş etti bir heves, haliyle acı geldi, sadece pilavını ve tatlısını yedi. Film izlemeye gerek olmadığına kanaat getirerek uyudu. Ne kadar şanslıyız ki, yanımız boştu, aslında uçak dolu dediler bize ama yan koltuğumuzun boş olması harikaydı, kızım uyudu ben de uyudum, ne kadar uyunursa artık, o yattı, gayet derin uydu ama ben çok uzun dalamadım.


Göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti yolculuk. Sabahın köründe Mumbai havaalanındaydık. Hindistan 4 saate yakın ilerde Türkiye’den saat olarak. Kızda sorun yok, bir sürü form doldurup, ebola için doktora kontrolünden de geçerek, resmen sınır kapısından Hindistan’a giriyoruz. Çocuklar koşturuyor, yolculuğun zor kısmı başlıyor, havaalanında 6 saat beklememiz gerekiyor. 6 saatte ne yapılır havaalanında çocukla, azıcık uyunur, dinlenilir, bol bol koşturur oynarlar, kahvaltı edilir vs. Oldukça yorucu olduğunu eklemek istiyorum ama olmayacak iş değil. Eğer aktarma saatlerini iyi ayarlayabilirseniz, çok daha rahat seyahat edersiniz. Hindistan uçuşları için muhakkak bir aktarma oluyor genellikle, biz güneyine deniz kenarına gidiyoruz. Hindistan’ın büyük şehirlerinde çocukla uzun süre kalmak zor olabilir gerçekten de, özellikle trafik açısından. Yalnız sonradan düşündüm ki, keşke Mumbai’de de kalsaydık, yapabilirim diyorum, gelirken herkes kadar olmasa da endişelerim vardı, burada vakit geçirdikten sonra artık eminim, evet kesin yapabiliriz.


***


Yanımıza neler aldık? Yolluk oyalanabileceğimiz kitap boya hamur çıkartma kitapları, küçük bir çekçek valizi de bagaja verdim. Yanınıza bu tür yolculuklarda çok fazla eşya almamanızı şiddetle tavsiye ederim. Hindistan sıcak ülke, giyilecek çok şeye gerek olmuyor, uçak da sıcak ve üşürseniz diye çorap battaniye ve yastık bile veriyorlar haliyle. Terlikle bile çıkılabilir yola, bizde spor ayakkabı vardı ve çok gereksizdi, bütün seyahat boyunca yanımızda gezecek bu ayakkabı ve çoraplar. Geçen kış Bangkok seyahatine çıkarken İstanbul çok soğuktu, yanıma eski bir montla çıkarak, Bangkok’ta bırakıvermiştim bir yerde onu. Bu ülkeler bence çok şanslı, hiç bir zaman kış yaşamayan bu insanları yakından tanımak çok heyecan verici. Tavırları, her şeyleri bir başka.



Çocukla havaalanında dolaşmak kolay, çünkü bavul araçlarından alıp, çocuğu da bavulların üstüne oturttunuz mu, hayat çok kolay, artık özgürsünüz. Lakin Mumbai havaalanı garip, dış hatlardan gelince, dışarı çıkarak taksi ile iç hatlara geçmek zorundasınız. Şehir çok kalabalık ve çok sıcak, trafik de inanılmaz, tahmin edemeyeceğiniz bir boyutta. Eğer ilk kez Hindistan’a gelmişseniz, şok geçirmeniz mümkün, o hisse bayılıyorum. Çocukla ilk kez bu ülkeye gelecekseniz, ilk uçakla geri dönmeye çabalamanız, eyvah ben neredeyim, ne yaptım demeniz olası. Ama ilk şoku atlattıktan sonrası çok güzel ve çok keyifli inanın.


Havaalanlarında önceden ödeme ile taksi almanızı öneririm, yoksa kazıklanmanız çok olası. Hindistan bir pazarlık ülkesi adam dediyse 10, siz deyin 5. Hemen tamam derseniz –ki bu ülkeye ilk gelen herkes muhakkak kazıklanır- bol keseden attıkları fiyatlarla birkaç gün geçirirsiniz. Sorun yok, her halükarda Türkiye’den ucuz bir ülke burası. Hep örneğim aynı, bira 1 tl bakkalda, benzin hadi 1 dolar ortalama. Lokal yerler inanılmaz ucuz, manavı, dükkanı, kumaşı, terzisi... Onlar da başka bir yazının konusu olsun.


***

İlk etapta yiyecekler sıkıntılı gibi görünse de turistik yerlerde bolca tanıdık yemek görürsünüz menüde, Çin, İtalyan ve İsrail ağırlıklı, bazı bölgelerde menüler hem Hintçe hem de Rusça. Bol Rus okulu var Goa bölgesinde, biz bu güney kasabasını tercih ettik çocukla yalnız ilk seyahatimde.


Siz de macera sever bir yapıdaysanız, yoldan korkmuyor, yolda öğreniyorsanız, heyecan duyuyorsanız, denemenizi tavsiye ederim, çocuklu olmak bir engel değil, bazen zor ama keyifli çokça.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir bizim gitme tarihimiz de yaklaşıyor,iyi ki yazmışsınız :) cesaret verdi
    CEVAPLA
  • Misafir helal olsun size berrak hanım biz şurdan şuraya gidemezken
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.