“Şayet kalbinde bir kadın olmayan adam görürsen, emin ol ki o gördüğün adam değildir. Sadece kendisine kabir arzulayan bir cesettir.” -Abdurrahman Münif


Gitmek isteyen bir bahane uydurup gider.

Gelmek isteyen bir bahane uydurup gelir.

Bir kadının gözlerinden akan yaşlar erkeğin gelecekte nasıl ızdırap çekeceğinin altına attığı imzasıdır. Hayat ve karşımızdaki bize acımasız davranıyorsa bırakın kendi etrafında dönsün. Biz mutlu olabilmek için birilerine muhtaç yaşayacaksak ıskalayıp gitmek en güzeli. Mutluluğa beraber güldüysek, beraber ağladıysak o kadarsın, fazlası değil, ne yüreğimde ne de hayatımda. Şimdi kendine sor: Ne kadar arkadaş? Ne kadar dost? Ne kadar yar? Ne kadar var oldun? Bir şeyi sevmenin yolu niyeyse ya ulaşılmaz ya da onu kaybedecek olmaktan geçer olmuş.


Bitmeyen aşk, gitmeyen sevgili yoktur. Çelişki olduğu sürece her zaman bir hata ve sonucun da üzüntü bizi bekler. Bitirmek zordur ama bitmesi gerekiyorsa da uzatmanın anlamı yoktur, değmeyeceğini anladığın an boş verirsin. Sevmek atmayan bir kalbi tekrar çalıştırmak, yine sevmek atan bir kalbin durmasıdır. Yani sevmek öyle bir şeydir ki, bazı sevmeler hayata bağlar, bazı sevmeler sonun olur. Toprağa gömülenden umut yok ama yürekteki acı verir ve öyle insanlar vardır ki ne toprağa, ne de gönüle gömülemezler.


Geçmişinde çok acı çekmiş insanlar bir süre sonra adına yalnızlık dedikleri kalın duvarlar örerler insanlarla aralarına. Güven duygularını kaybettiklerinden dolayı şüphe duyguları çok güçlüdür. Sözlere olan inançlarını kaybettikleri için davranışları daha yakından gözlemlerler. Duyarak değil, görerek inanmaya başlarlar. Aşk üstüne yapılan sohbetler de suskun kalırlar, ancak içten içe tebessüm etmeyi de ihmal etmezler. Çaya, kahveye ve şarkılara karşı bağımlılıkları vardır. Bazen birine şans vermek isteseler bile ürkek bakışları, titreyen elleri ve kulağı sağır edecek iç sesleriyle tüm duygularını yenilgiye uğratıp yüreğine inat, tabana kuvvet kaçarcasına giderler. Çünkü bir insanın kendisini ne kadar seveceği ya da ne kadar üzeceği ikileminde sıkışıp kalmaktansa tek başınalığın verdiği o huzur her zaman daha sevilesidir.


Yalan da olsa hayallerim var,


bir cebim umutla dolu.


Yalan da olsa sarılmak hayaline,


bir yanım uçurum, tutunduğum taraf ise yüreğin.


Güçlendir yüreğini.


Yalan da olsa çal kapımı,


bir akşam esintisi gibi gir içeri.


Ellerinde gözlerinden düşen umutlarım olsun.


Yalan da olsa sev, sevindir beni.


Bazı şeyler affedilmez, o affedilmeyenleri affedersen, bir gün o affettiklerin seni affetmez.


Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.


Geçer dediklerimi geçirdim,


biter dediklerimi bitirdim.


Unutmayın ki gece olunca karanlıkta gölge diye bir şey kalmaz.


Bu devirde ne kadını mutlu edebilirsin, ne de erkeği. İnsanlar da memnuniyetsizlik almış başını gidiyor. Kimseyi mutlu etmek için kendinizi adamayın. Mutsuz olduklarında ilk kurban edeceği kişi siz olursunuz. Dürüst ve güvenilir olun yeter.




Hülya Çakıcı



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.