Tacize uğradığın için işten ayrıldığını babana söylediğinde; kuyruk sallamışsındır, derse ne yaparsın? Ya baban yaşında adamla evlendirilmek istenirsen ailen tarafından, ne hissedersin? Ailen telefonuna el koyduğunda kendini jiletler misin? Neden ve niçinleriyle hepsi, 22 yaşındaki bu genç kızın satırlarında gizli.


Biz gazeteciler, yazacaklarımızı soru sorarak, düşünerek ve gözleyerek ortaya çıkarırız. Bu anlamda sosyal medya, bizler için önemli bir kaynaktır. Her bir mecrayı hemen her gün, bu açıdan tarıyorum. Çünkü buralar bence birer sosyolojik laboratuvar. Kadın ve çocuk haberciliği yaptığım için, özellikle facebook'ta birçok kadın grubuna üyeyim. İncelediğimde bunların bir kısmının arkadaşlık grubu, bir kısmında ise sorunların dile getirilip, dertleşilen sanal ortamlar olduğunu görüyorum. Kadınlar sanki Güzin Abla'ya yazar gibi, bu gruplara yazıp, çözüm önerileri bekliyorlar.


Bu ilginç gruplardan birinde yakın zamanda yayınlanan ve grup içinde tartışılan bir post dikkatimi çekti. 22 yaşında bir genç kız, ailesinden gördüğü baskıyı anlatıp, içine dökmüş, geldiği noktada açmaza girdiğini, kendini jiletlediğini anlatıyor. "Ne yapacağımı bilmiyorum, akıl verin lütfen" diyerek, grup üyelerinden yardım istiyor. Üyelerin kimi, sabır diliyor, kimi zengin kocayı kabul et, diyor. Kaç kurtul, diyenler de var.


Genç kızın profili, üniversite eğitimli olması, aile baskının biçimi ve bu baskının sonuçları ve baskıya uğrayan gencin çözüm bulmak için içini döktüğü mecra; bence toplumdaki kadın sorunlarına ait önemli bir kesiti gözler önüne seriyor.


Tabii ki yazılanlar "sahte/fake" de olabilir. Fakat ya değilse diye düşününce, bir ailenin çocuğuna karşı bu denli kötücül olmasına insan akıl erdiremiyor... Bu arada olay sadece çocuğun ağzından anlatılıyor, ailesinin ona gerçekten böyle yaklaşıp yaklaşmadığını bilemeyiz elbette. Öyle de olsa bu örnek, genç kızın şu anki hislerini göz önüne sermesi ve davranışlarının nedenlerini ifade etmesi açısından yine de önemli bir vaka. Ayrıca aileler her ne kadar iyilik yaptıklarını düşünerek hareket etseler de çocuklarına etkileri hiç tahmin etmedikleri gibi olabiliyor. Anneler genelde kızlarının dışarıda olmasına izin vermezler, kötülüklerden korumak için. Bu tutumun çocuklarda başka sonuçlara neden olmasını da hiçbir zaman anlayamazlar. Fakat belki de bu yorumlar, söz konusu örnek için çok naif kalabilir. Çünkü genç kızın anlattıklarına bakılırsa; çocuk ve ebeveyn ilişkisinde olmaması gereken ne varsa, her şey var bu hikayede. Aile içi şiddet, sevgisizlik, güvensizlik, etiketleme, antidepresan ilaçlar, intihar girişimi, uyuşturucu, çevre baskısı, zorla evlendirme çabaları... Kadının toplumda adı yok, dedirten en uç örneklerden biri.


Yazıyı aynen aktarıyorum; okuyun, hak vereceksiniz:


"Ben şu an 22 yaşındayım ve ailem tarafından her gün bi baskı. Bu yaşıma kadar başıma gelmeyen kalmadı. Küçüklüğümden beri hep bir baskı ile büyüdüm. Annemden dayak yedim ve hala da bazen yiyorum. Lisede hayatım berbat bir durumdaydı. Arkadaş çevrem falan ne kadar kötü şey varsa hepsiyle tanıştırdılar. Hepsini denedim ama bağımlısı olmadım. Psikoloğa gittim herşeyi baştan sona anlattım başıma gelenleri. İlaçlar verdi. Ailem ile konuşmak istedi ama annem sen yalan söylemişsindir bizi suçlu göstermişsindir deli olan sensin biz değiliz dedi ve gitmediler. Bir gün babam bi çocukla tanıştırdı aramız iyiydi git sene gel sene aşık olduk çıkıyorduk ve herkes biliyordu. Üniversiteye başladım. Arkadaş çevremi değiştirdim. Ama annem benim tek kalmamı isteyip kimseyle arkadaş olmamı istemedi. Herkes bi yerlere çağırırken ben gidemezdim çünkü izin verilmezdi. Üniversite bitti ama ben de bittim hergün biraz daha baskı biraz daha kavga biraz daha dayak. Dayanacak gücüm kalmadı intiharları denedim her seferinde kurtuldum. İşe başladım turizm firmasında muhasebeci olarak. İşe alan tanıdıktı. Bunun samimi olduğu aynı zamanda orda çalışan çalışan şoför tecavüz etmeye kalktı. O anda nasıl bir güç ise ittim ve kendimi odaya kitledim. Geldiler onların da baskısı ile şikayetçi olamadım sen kuyruk sallamışsındır ondan böyle olmuştur dediler. Başka bi iş bulana kadar şehirden uzaklaştım anneanneme gittim tabi annem beni orda tek başıma bırakır mı bırakmadı. Kuzenlerim ile de görüşmeme izin vermedi. 1 ay sonra geri geldim iş buldum girdim arkadaşım oraya girme senin evine ters gel bizim oraya dedi hem turizmin içindeydi kabul ettim. Baktım orda hergün birileri bana bişiler diyor ya da dedikodumu yapıyorlar. Ordan da çıktım ve orda da patron tarafından tacize uğradım kaçtım resmen. İşten çıktım diye babam bana bi ton laf etti. Anlatıyorum sen kuyruk sallamışsındır diyor. Allah aşkına nedir bu kuyruk sallama ya? Anneannem rahatsızlanınca annem gittiydi. Orda aklına kim girdiyse 40 yaşında zengin bir koca bulmuşlar bana. Bana dediler bu sefer resmen evde iç savaş çıktı gene kavga ettim. Tabii aşık olduğum insandan ayırdılar beni. Geceleri uyuyamıyorum. Sürekli telefonda müzik dinliyorum ya da oyun oynuyorum. Geçen gece telefonuma el koydular. O sinirle kendime jilet attım. Birilerine zarar vermemek için kendime zarar veriyorum artık. Nasıl davranacağımı ya da ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. Evlenmek istemiyorum yaşım daha genç çünkü ama ailem artık evlensen zengin biriyle diyor ve ben karşılıklı aşk olmadan asla evlenmek istemiyorum. Nasıl olacak bilmiyorum. Birine aşık oluyorsun ailem karşı çıkıyor. Biriyle arkadaş oluyorum tek kal diyor. Cidden ne yapacağımı bilmiyorum bana akıl verin lütfen :("




Hayriye Mengüç


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.