2016 yılı boyunca haberlere göz gezdirmek, kaçınılmaz olarak olumsuz hisleri beraberinde getirdi; bu yüzden 31 Aralığa geldiğimizde, her şeye baskın çıkan kıyamet hissinden bıkmış olmamız, gayet normal. Belki de bu durum, karısıyla 20 yıl boyunca konuşmayan Japon adamın hikâyesinin, tuhaf ama komik bir hikâye olarak aktarılmasını açıklayabilir. Kadın hakları örgütlerinin on yıllardır altını çizdikleri şiddet ya da zoraki kontrol örneği olarak göstermekten iyidir herhalde…


Geçtiğimiz aralık ayında, İngiltere’de bazı kontrol odaklı ev içi şiddet türleri, 5 yıl hapis ile cezalandırılabilecek suç unsurları haline getirildi. Yine de çoğunluk açısından, “aile içi şiddet” kavramı, fiziksel dışavurumları ile sınırlı kalıyor.


Ancak The Daily Mail ve The Sun, yayınladıkları hikayenin gerçek olduğunu söylemekten oldukça mutlu görünüyor: Japonya’nın Nara şehrindeki, konuşma girişimlerine yalnızca başını sallayarak ve homurdanarak tepki verdiği karısıyla birlikte yaşayan üç çocuk babası bir adamın hikayesi. Ancak bu hikâyenin komedi olmaktan çok, zoraki kontrolün nasıl işlediğine dair bir örnek olarak ele alınması, haber dâhilinde kendine pek yer bulamıyor.


Tüm bunların üzerini örtme dürtüsü, hikâyenin, evliliklerin inişleri ve çıkışları hakkında tuhaf ancak zararsız bir hikâye olarak görülmesinden kaynaklanıyor. Ne yazık ki hikâyenin gerçek olması durumunda, bu şekilde muamele gören kadının içerisinde bulunduğu acımasız gerçeklik üzerinde düşünülmüyor. Homurtulardan başka herhangi bir tepki alamadığı bir adamla kalabilmesi için kadının duygusal direncinin ne ölçüde aşındığı ya da annelerini bu şekilde küçülten babayı izleyen çocuklar üzerindeki duygusal etkiler, hiç kimsenin umurunda değil gibi. Aksine hikâye, komik bir başlık altında, öfke ve şiddet göz ardı edilerek, perişan koca ve eziyet çeken kadın streotiplerine dayatılarak sunuluyor.


Haberin The Daily Mail versiyonu, internet üzerinde 17.000 kez paylaşıldı. İlgilenen olursa, çiftin, ilk kez buluştukları yer olduğu söylenen noktada bir araya gelip konuştukları çekimi izleyebilir. Program, çiftin 18 yaşındaki oğullarının, anne-babasını hiç sohbet ederken görmediğini ilgililere iletmesi ile hazırlanmış.


Tipik olarak, kadın, eziyetini çektiği istismar yüzünden suçlanırken, adam, eşi “çocuklarla çok ilgilendiği” için “kıskandığını” kabul ediyor. Adam, kameralara yansıyan barışmalarından sonra karısıyla konuşmaya niyetli olduğunu söylediğinde kopan kahkahalar duyulabiliyor. Kadın ise “minnettar” olduğundan bahsediyor. Haberin bu şekilde, kadının yaşadığı aşağılanmayı görmeden ya da sebep olarak gösterilen kıskançlığın sevginin değil, zoraki kontrolün işareti olduğunu kabul etmeden sunulması, aile içi şiddetin karmaşıklığını kamuya yansıtmada daha gidilecek çok yolumuz olduğunu gösteriyor.


Psikolojik baskı, istismarcının gücünü koruma yöntemlerini merkezine alır, fiziksel şiddet üzerine odaklanmaktan da vazgeçmez. Bu tür davranışların karmaşıklığını ve etkilerini sorgulamamızı sağlaması gereken bir hikâyeyi eğlenceli bir haber aracına dönüştürmek, problemi sürekli kılar. Duygusal ve fiziksel açıdan tehditkâr olan bir ilişki içerisindeki kişinin tecrübe ettiği etkiler, minimize edilir. Ve bu tür şartlar altında, mağdurların, gerçeklik algılarını saptırdıklarına inanmak çok daha kolaydır. Bunlar, suçluların, istismarlarını meşrulaştırmak adına, istismar ettikleri kişiler üzerinde kullandıkları türden argümanlardır. Kurbanları susturmada etkili bir araçtır.


Zoraki kontrol, neyse ki artık biraz daha göz önünde. Ancak yine de aile içi şiddetin, tek problemi kadınların “git” demeye dair isteksizlikleri olarak gören basit değerlendirmeleri, kurbanlara zarar vermeye devam ediyor. Asıl ihtiyacımız olan, zoraki kontrolün nasıl işlediğine dair daha geniş çaplı bir kavrayış.


Bu yazının İngilizce orijinali www.theguardian.com sitesinde yayınlanmıştır.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.