Canım oğlum,


Bana öğrettiğin o kadar çok şey var ki… Empati mesela…


Annesiz bebekler ne kadar da çaresizmiş öyle, keşke sarıp sarmalayabilsem onları, biraz dindirebilsem sıkıntılarını.


Ya da tedavisi zor hastalığa yakalanan bebeklerin annelerini kucaklayabilsem, ‘geçecek’ diyebilsem.


Kuvöz önünde bebeğine dokunmak için bekleyen anneleri teselli edebilsem.


Minik bedende ateş yükselince nasıl da yangın çıkabilirmiş annede…


Bir arkadaşımın bebeği havale geçirmiş, kucaklarında kafası geriye düşmüş… Annelik işte empati üzerine. Kaç gün çıkaramadım aklımdan öyle.


Sadece sorunlar üzerine değil elbette…


Yıllar sonraya gidiyorum sık sık neyi istemezsin diye düşünüyorum en çok da kendi çocukluğumdan faydalanıp. Anında değişiyorum, değiştiriyorum nasıl da revize ediyorsun beni.


Tüm ilişkilerime anlayış, hoşgörü, farkındalık getirdin aslında…


Daha sakin bakıyorum olaylara, insanlara. Senden önce ‘bu şimdi nasıl olur’ diye düşündüğüm şeyleri artık zaman kaybı sayıyorum.


Yaşamayı daha çok istiyorum örneğin… Hayal kuruyorum; kreşin, okulun, lisansın, işin, karın, bebeğin… Gidersem seni bir başkasına nasıl emanet ederim?


Bir insan yetiştirmek ne kadar da önemliymiş... İyi insan yetiştirmiş anne-babalara sormak istiyorum, nasıl yetiştirdiniz diye. Ama en çok da iç sesimi dinlemeyi istiyorum. İç sesimi dinlemeyi de sen öğrettin.


Senin yanında her anına şahitlik etmek için aşık olduğum şehri bırakıp gitmeyi düşündürdün bana. Keşmekeş içinde sen de kalma diye sahil kasabası hayali dolaşır oldu evde.


Senden sonra ağaçlar, yeşil, mavi, gökkuşağı renkleri, güneşin batış kızıllığı, meltemin tenime değişi, yere düşen sarı yaprakların hışırtısı, yağmurun dokunuşu, lavanta kokusu daha da güzel oldu…


Bir popo kadifeden mi olurmuş? Tenine dokunmak ne büyük heyecanmış…


Yanına uzanınca, profilden yüz hatlarına bakınca nasıl şükredeceğimi şaşırtmayı öğrettin mesela.


Sakin kalmak, huzurlu olmak, olumlu durmak, hep gülümsemek, dokunurken sakınmak, uykusuzluğu bile unutmak, uzun kahvaltılara hasret kalmak aslında çok değerliymiş.


Senin yanında saniyeler daha hızlı sanki dolayısıyla her saniyeyi doldurmak, her anının fotoğrafını zihnimde tutmak o kadar keyifli ki… bu keyfe varmayı da sen öğrettin.


Anneler Günü’nde içimde heyecan varken, annesini ya da bebeğini cennete uğurlayanlar; bebeğini kucağına almayı bekleyenler için sessiz kalmayı öğrettin. Hiç doğurmamış ama annelikte harikalar yaratan kadınları alkışlamayı da…



Bengü Kantekin Günal


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Çok güzel canım, yüreğine sağlık demek ki bu duyguları tek başıma yaşamıyormuşum, annelik mükemmel bir duyguymuş
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.