Annem beni bulaşıkları yıkamam da zorluk çekmeyeceğim için görevlendirdi... Bir süre bulaşıkları yıkadım. Gayet iyi gidiyordum. Yemekleri hazırlamak ona aitti. Kardeşim Yusuf çalıştığı için evdeki işlere hiç karışamıyordu. Kışın kömür kovasını ben dolduruyor, yakıyor ve bitmiş kömür kovalarını ben döküyordum.


Kömürler izbede bitince sipariş veriliyor, evin önüne gelen kömürleri ben el arabası ile izbeye çekiyordum. Bunun karşılığında annemden on lira alıyordum. Bu kırk torba kömür için. Torba sayısı seksen olursa yirmi lira alıyordum. Her torbanın ağırlığı otuz kilo...


Neyse yaz geldiği için ikinci kattaki odama taşındım. Ertesi gün, anneme bulaşıkları devrettim. Annem güneş enerjisinden gelen su ile bulaşıkları yıkıyor, bazen elleri üşüyüp ağrıyor. Bulaşık makinemiz var. Annem onu arada kullanıyor. Yusuf ve ben bulaşık makinesini kullanması için ısrar ediyoruz ama annem bildiğini okuyor. Belki de tasarruf yapmak için böyle davranıyor. Bizim kanaatimiz; elektriğin çok yakmadığı. Belki de annemin bizim bilmediğimiz bir sebebi vardır. Çocuklar annelerini anlamaz ama anneler çocuklarını gayet iyi anlıyor. Bundan eminim.





Tuna M. Yaşar

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.