Bir mimardan çok bir anne olduktan sonra kentlerin medeniyet seviyeleri hakkında yorum yapmaya başladım desem yeridir. Elbette öncesinde de pek çok şeyin farkındaydım ama gel gelelim bir musibet bin nasihatten daha iyidir. Ne zaman ki pusetle sokağa çıkmaya başladım, çocuğun oyun oynamak için doğaya ihtiyacı olduğunu anladım, kızımla birlikte bisiklete binmek istedim, kucağımda çocukla kaldırım taşları döşenirken yolun ortasından yürümek zorunda kaldım, çevrede tek toplu taşıma aracı olarak minibüse ulaşabildim, kurallara uymayanlarla karşılaştım, hele hele uygunsuz yere park edenlerle muhatap oldum ya da yaya geçidinde dakikalarca bir arabanın durmasını bekledim, hatta ve hatta bir belediye otobüsü şoförüne yaya geçidini işaret ettiğim için hakarete uğradım, bir sportif aktive yaptırabilmek için tonlarca para harcamak zorunda kaldım ve daha bunlara benzer pek çok olay yaşadım o zaman anladım kentlerin medeni olabilmesi bazı kriterleri mutlaka sağlaması gerektiğini...


1. Kurallar: Evet kurallar vardır ve uyulmak içindir. Kuralları esnetmek mümkün değildir. Herkes için geçerlidir. Kimse kurallara uyulmaması alternatifini düşünmez çünkü gerektiğinde acımasızca bunun bedelini ödeyeceğini bilir. Elbette istisnalar vardır ama kurala uyanlar değil, uymayanlar istisnaları oluşturmaktadır.


Şehrin gelişimi de planlanmıştır ve bununla ilgili kurallar oluşturulmuştur. Gelecek 50-100 yıllık bir bir strateji mümkün olduğunda belirlenmiştir. Planlar birbiri ile uyum içindedir. Birisi kalk gidelim derken, diğeri dur daha oturuyorduk, köprü de yapacaktık demez.


2. Bebek arabası ya da tekerlekli sandalye kullanımı: Bebek arabasıyla gidebildiğiniz mesafe uzadıkça medeniyetiniz de o kadar gelişmiştir. İnsana saygının en önemli göstergelerinden biridir.


3. Bisiklet yolları: Bir başka insana ve doğaya saygı göstergesi... Bisiklet yolları bellidir. Hiçbir otomobil, otobüs, bu yola girmeye cesaret edemez.


4. Doğaya ve tarihe saygı: Yeşil arttıkça insanlar daha mutlu, daha huzurlu... Zaten şehirleşerek doğaya yeterince karşı geliyoruz bari mümkün olduğunca saygı gösterelim anlayışı gerekiyor. Doğa insana sakinlik, huzur, güven veriyor. Tarihe saygı ise zaten bir başka olağan durum... Hatırlatmaya bile gerek yok... Üzerinden yol geçirmek, surların üstüne bina dikmek, yakıp yıkmak olabilir mi?


5. Az değişim/ dönüşüm ihtiyacı: Bir medeni memlekette 20 yıl önce ile bugün arasındaki farkın (planlı yeni gelişen yerler dışında) çok az olduğunu ya da hiç olmadığını görüyoruz. Oysa biz bugün, bırakın yeni gelişme bölgelerini, mevcut kent merkezimizin dönüşümünden bahsediyoruz ne acıdır ki... Ama bunun bizim için, daha yaşanabilir ve medeni kentler oluşturmak için bir fırsat olacağını düşünmek istiyorum.


6. Raylı sistem: Eski de olsa, uzun da sürse, indi bindi de yapılsa her yere raylı sistemle ulaşabilmek gereklidir.


7. Stressiz yaya: Yayalar karşıdan karşıya nasıl geçeceğim diye düşünmek zorunda kalmaz. Otobanda yola atlamaz. Otobanda durağa ulaştırılmak için göstermelik yaya geçitlerinden geçmek zorunda bırakılmaz.


8. Görsel denge: Güzellik elbette görecelidir. Ama bir gözün; oran orantının yerinde olduğu, dengenin sağlandığı bir sistemi kaçırması mümkün değildir. Mimar Sinan'ın torunları olarak ipi nerede kopardık bir türlü çözemedim.


9. Coğrafyaya uyum: Kentin fiziksel özellikleri yerleşimi belirleyen en önemli unsurdur. Tepeler, platolar, ormanlık alanlar, nehirler, göller ya da deniz şekillendirir kenti. Kentin ortasından geçen nehri yok sayamazsınız ya da rüzgârın ve güneşin yönüne, manzara noktasına göre yerleşirsiniz. Düşünün bu şekilde planlanmış bir boğazı...


10. Otopark: Otopark yerleri bellidir. Yanlış yere park ederseniz, kaldırıma çıkarsanız mutlaka aracınız çekilir, cezasını ödersiniz.


12. Altyapı: Altyapıya ulaşmak için sürekli kaldırım ya da yol kazılmaz. Nerede ne olduğunun planları vardır.


13. İnsan İlişkileri: Kamusal alanlarda insanlar selamlaşır, spor yapana, piknik yapana (mangal değil elbette, evde piknik sepeti hazırlayarak gelen) uyuyana, kitap okuyana saygı vardır. Kimse rahatsız değildir etrafta kendini izleyen gözlerden. Kenti medeni yapan medeni insanlardır.


Daha yazacak çok şey çıkar ama artık zaman yakınmak zamanı değil, icraat ve uygulama zamanıdır. Kenti şekillendiren sektörde yer almayı fırsat bilerek bu fırsatı iyi değerlendirmek de bana (bize) düşen görev olacak. Hepimize daha medeni kentlere ulaşmak için niyet, sabır, güç, bilinç diliyorum.


Yazı: Funda Karagöz Yıldırım

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.