Çok değil iki yıl sonra, bizim evi düşünemiyorum... Biri 9.5 yaşında erkek, diğeri 11'ine yeni girmiş kız, iki çocuk; inanılmaz bir hızla ergenlik dönemine doğru ilerliyor. Yaklaşan bomba günlerin ne getireceği konusunda az-çok bilgim var. Ama itiraf etmeliyim ki; biraz korkuyorum. "Neden?" derseniz...





Bir uzmanın tanımı şu: "Aklınıza gelebilecek en garip olay ve durumları, sanki çok normalmiş gibi sakin bir şekilde karşılayıp, emir ya da öğüt vermeden, yargılamadan, onaylayarak dinlemeye hazırlanın." İşte bu acayip günler, artık kapımıza dayandı.





İşin profesyonelleri bir sürü şey anlatıyor. Çocuklara neyi,ne şekilde ve ne zaman söylemek gerektiği konusunda ise bir biliminsanı titizliği gerekiyor. İşin içine insan anatomisi, psikolojisi, fizyonomisi giriyor. Bunlara bir de doğru iletişim becerilerini eklemek lazım. Çünkü tüm bu bilgileri zamanında ve yeterince, ayrıca çocuğun anlayabileceği şekilde anlattın anlattın; yoksa çocuk, anne-babayı sollayıp geçiveriyor arkadaşına... Ya da internet gibi kontrolsüz kanallara... Güvenli ve doğru bilgilendirme çabası, bir balon gibi "püff" diye sönüveriyor. Sonra uğraş dur, artık düzeltmeye...





Çoğu ebeveyn için çocuğuna "o konudaki" bilgileri vermek,sıkıntılıdır. Kendini düşünür... Bu ayıp şeyleri ilk kez ne zaman duydum diye... Muhtemel ilkokul üçüncü sınıfta falan, diye aklında kalmıştır. Ya da benim için öyle...





"Ben nasıl doğdum? Karnına nasıl girdim?" gibi sorulara verilen ilk basit yanıtlardan sonra kızıma artık ciddi ciddi ilk cinsel bilgileri vermem gerekmesi bende ciddi bir heyecan yarattı. Eskici, sahaf ve kitapçılarda konuyla ilgili dokunmadığım kitap kalmadı. Bu arada, ocak ayından bu yana katıldığım Kadıköy Nihat Işık İlkokulu'nda yürütülen ebeveyn eğitimi imdadıma yetişti. Şiddetle öneriyorum; her ilçenin Halk Eğitim programı içinde yer alan 14 haftalık bu eğitimler,çok bilgilendirici ve etkili.





Deneyimli eğitmen Aynur Durukan, eğitimin son haftasını ilk cinsel derse ayırmıştı. Kızlarımızı da yanımıza alıp, derse katıldık. Aynur Hanım'ın anlattığına göre; kızlar 10-12 yaşlarında, erkekler ise 12-14 yaşlarında kendilerinin farkına varıyor. 19-21 hatta 30 yaşına kadar sürüyor. Kızlar, vücutta kıllanma başladıktan bir yıl sonra adet görmeye başlıyor. Derste Aynur Hanım, "İşte o televizyonda gördüğünüz markalar var ya, onların bir sürü çeşidi var, incesi, kalını, uzunu... Sakın merak etmeyin kimse fark etmiyor" deyince, kızımın ürkekçe gülümsediğini gördüm.


Aynur Hanım, adet dönemde, inanılanın aksine spor ve duşun çok iyi geleceğini söyledi. 22-35 günde bir bu kanamaların olduğunu, bu zaman periyodunun geçmemesi gerektiğini belirtirken, bebek yapmak için erkek spermleri ve biz dişilerin yumurtasına ihtiyaç olduğu konusuna da girdi. Rahimde büyüyen bebeğin, annenin vajinasındaki delikten dünyaya geldiğini, yani kadınların özel bölgelerinde idrar çıkışlarının yanında başka bir çıkış daha olduğunu anlattı. "Doğum yapmış çok kadın gördüm, idrar deliği ile vajinasının aynı olduğunu zanneden..." dediğinde ise sınıfta şaşkınlık vardı.





Ders bitip eve geldiğimizde kızım, sanırım içinden "Ohh nihayet öğrendim" diye geçirdi ve odasına girip yavaşça kapısını kapattı. Ben ise adet-bekaret-doğum döngüsünün gizli alemini bir kez daha hissedip, onun bu yolda dimdik ayakta olmasını diledim.


Hayriye MENGÜÇ

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir son derece akıcı ,açık ve net.. çok beğendim.. kaleminize sağlık
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.