Akşam yatarken, kararını vermişti. Anne yarın sabah menemen yapacağım, dedi. Yanağına öpücük kondurup odasının ışığını söndürdüğümde, gülümsedim; henüz erken diye düşündüm ama yanılmışım... O menemen yapıldı ve afiyetle yenildi!


Yaz okulu bitti, tatile çıkıldı dönüldü, şehir dışı aile ziyaretleri yapıldı, okullar bu ayın 28'inde açılana kadar yapacak hiçbir şeyimiz kalmadı. 12 yaşındaki kızım ve 10 yaşındaki oğlum, sıcak ve uzun yaz günlerinin keyfini çıkarıyor. Saatlerce lego ve miniş dünyasına dalıyor, aklına estikçe kitap okuyor, bazen de mutfakta zaman geçiriyorlar. Birbirine yakın yaşları nedeniyle aralarında müthiş bir rekabet var. Biri ne yaparsa diğeri de yapmak için yarışıyor. Yemek konusunda da öyle... Ama ne hikmetse kızım, oğluma göre mutfakta daha yavaş kalıyor. Yemek masası hazırlama ve kaldırma konusunda da çoğu zaman niyetsiz. Nedenini biliyorum; ön ergenlik dönemi, kızlar anneleriyle zıtlaşıyor. Çok sorun etmiyorum, daha kötülerine kendimi hazırlıyorum ve oğlumla da kıyaslamıyorum.


Sorup not ediyor

Fakat dün sabah Çınar'ın ciddi ciddi menemen yapmaya girişmesi, gerçekten tarihi bir andı. Çocuk, resmen hayatının ilk menemenini yaptı! İtiraf etmeliyim ki; henüz 10 yaşında ve yemek pişirecek kadar ocağa yakın olması, beni tedirgin etti ama onu yüreklendirdim. Biber ve domatesleri bıçakla keserken ve ocağı kullanırken yanında durup, bu girişiminin çok hoşuma gittiğini söyledim. Heyecanı görülmeye değerdi...





Çocuklarımın hoşuma giden başka bir yönü de defter tutmayı sevmeleri... Çeşit çeşit defterleri var; günlükleri, maceralı gezi defterleri, nota ve resim defterleri... Hepsi de dolmayı bekliyor. Bu defterlerine yaz başında yemek defteri de eklenmişti. Meyvelerini bugünlerde almaya başladık. Çaktırmadan incelemedim... Üzerine tencere, fincan, pasta resimleri çizip "yemek defteri" yazdığı bir not defterini Çınar, tarif defterine dönüştürmüş. Önce bana soruyor, nasıl yapılır diye, ardından o tarifi yapmak için harekete geçiyor. Sonra da kendine göre notlar alıp, öğrendiği şeyleri bu deftere yazıyor. İlk öğrendiği Türk kahvesiydi, çoğu zaman kahvemi yapmak için Defne ile yarışıyor. Şu ana kadar kahveyi taşırmadı dersem ne kadar dikkatli olduğu anlaşılır. Daha sonra çay nasıl yapılır diye sordu, baktım iki tarifi de yazmış. Dün sabah da menemeni...


Cinsiyetçi olmak istemiyorum ama küçük bir erkek çocuğu için, ilginç değil mi? Henüz 1 yaşında bile değilken, onu evin içinde emeklerken hatırlıyorum... Bazen sabahları yorgunluktan uyuyakalırdım. Onun uyandığını fark etmez, aradığımda da onu; mutfaktaki buzdolabının önünde bacaklarını ikiye açıp oturmuş, kucağındaki tencereden pilav yemeye çalışırken bulurdum. Çok gülerdim ve 10 sene sonra, kendi menemenini yapıp yiyeceği hiç aklıma gelmezdi.





Doğrusu; ne kızım ne de oğlum, küçüklüğünden bu yana yemek yeme konusunda beni hiç üzmedi. Bu durum, bana bahşedilen bir şey miydi, bilmiyorum ama bildiğim bir şey var; küçük ya da büyük olsun insanlara hissettirilen şeyler onların davranışlarına yansıyor. Yemek ve giyinmek konusu bence, kişinin psikolojiyle doğrudan ilintili. Eğer ısrar edip, bıktırarak, üstten davranıp sıkıştırarak bir şeyler yaptırmaya çalışıyorsanız, yaşayacaklarınız için hazırlıklı olmalısınız.



Bırak kendisi yapsın

Çocukların ilgini keşfetmek ya da bu ilgiyi yaratmak ve üzerine bir şeyler inşa etmek, güç değil aslında. Sadece yemek yeme değil, hemen her tür problemli konuda; çocuğu kavrayıp, gereken dikkat ve özeni göstermek, sorunun çözümü için yeterli olabilir. Örneğin yemek yemeyen çocuklarda bence esas sorun ebeveyn tutumları. İşin sırrı, ısrar etmemek ve onunla birlikte eğlenerek bir şeyler yapmak. Örneğin bizim evde sık sık kendi hamburgerini ya da kendi salatanı kendin yap, partileri düzenleriz. Malzemeleri ayrı kaplarda hazırlayıp önlerine koyunca, onlar hemen hamburgerlerini hazırlayıp, yemeğe başlıyorlar... Ton balıklı salatamız ise pek meşhur... Sebze derseniz; çoğunu buharda haşlayıp ya da çiğ olarak önlerine koyuyorum, zorlamıyorum. İnce kıyılmış lahanalar pamuk, brokoliler ağaç oluyor, zevkle yiyorlar. "Çocuğum Yemek Yemiyor" kitabının yazarı Carlos Gonzales, "Çocuğunuz ne zaman ne kadar yemek yemesi gerektiğini bilir, ona kulak verin" diyor. Aynen öyle! Panik olmadan, sakin sakin deneyin, göreceksiniz işe yarayacak.





Bizim evde şimdi sırada makarna var. Oğlum ara ara yanıma gelip, makarnayı nasıl pişirdiğimi soruyor. Ama inanıyorum ki Defne, en sevdiği yemeği pişirme konusunda birinciliği bu kez Çınar'a kaptırmayacak.



Yazı ve fotoğraflar: Hayriye Mengüç

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir bayıldım <3
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.