Yeni anne olan kadınlar için emzirme hiç kuşkusuz zorluklarla dolu ama bütün bu zorluklara değecek de bir süreç... 1-7 Ekim Dünya Emzirme Haftası olarak kutlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ilk 6 ay bebekleri su dahil hiçbir ek gıda almadan emzirmek gerektiği konusunda uyarıyor. 6. aydan sonra ise ek gıdalara başlanarak 2 yaş ve ilerisinde sürdürülmesini öneriyor.





Dünyada emzirme denince annelerin aklına gelen en önemli kuruluşlardan birisi “La Leche League”... La Leche League (LLL), emzirmek isteyen kadınlara, destek, teşvik, bilgi ve eğitim vermeye kendini adamış, kâr amacı gütmeyen, gönüllülerden oluşan uluslararası bir örgüt. Charlotte Codron bu örgütün Antalya temsilcisi (LLL’nin diğer şubesi de Ankara’da). Charlotte ile emzirmeyle ilgili yanlış algıları konuştuk...


Süt üretimi arz-talep kanununa göre işler. Kısaca: Ne kadar çok emzirirseniz o kadar çok sütünüz olacaktır. Doğru emzirme yöntemleri kullanılmazsa süt üretiminde azalma söz konusu olabilir. Kalabalıktan veya yoğun ziyaretlerden dolayı bebeği emebileceği zamanlarda emzirmemek, saate bakarak emzirmek, emzik vermek, bebek ve annenin ayrı kalması, emzirme sorunlarına yol açabilir. Süt artırıcı yöntemlere vurgu yapmak yerine, yeni annelere bebeğinin yeterince süt alıp almadığını nasıl anlayacağı ve doğru emzirme yöntemleri öğretilmeli. Bu sayede anneleri desteklemiş ve özgüvenlerini artırmış oluruz.


Yeni annelerin bebeğinin yeterince süt aldığını anlayabilmesi için bilgilendirilmesi ve bazı durumlarda onları endişelendiren yanlış alarmları tanıması gerekir. Örneğin memenin birden yumuşamış gibi algılanması, bebeğinizin huzursuz görünmesi ya da aniden daha sık emmek istemesi yeni anneler tarafından yanlış yorumlanarak yetersiz süt sorunu ile bağdaştırılabiliyor.


Anne sütü yetersizliği sadece meme dokusu yetersizliği, hormonal dengesizlik, meme ameliyatı, diyabet gibi belirli sağlık problemleri nedeniyle ortaya çıkar. Bu durumlara çok nadir rastlanır. Bu durumlarda anneler, süt takviyesi yapmak zorunda kalabilirler; ancak yine de takviyeyle birlikte emzirmeye devam etmek mümkün.



Sütüm yetecek mi?

İnternette anne sütünün nasıl artırılacağına dair bilgilerle sıklıkla karşılaşıyoruz. Annelik hakkında yazıların yayınlandığı bloglarda, dergilerde “sütü arttırma yöntemleri” anlatılıyor. Süt artırıcı bitki çaylarının satışlarını artırmak için birçok reklamlar yapılıyor. Süt arttırma vurguları korkuları besliyor. Keşke herkes ‘süt arttırma yolları anlatmasaydı’ daha az korku olacaktı belki. “Yetersiz anne sütü sorunu”, emzirme ile ilgili karşımıza çıkabilecek her türlü mesajda fazlasıyla vurgulanıyor. Bu mesajlar yüzünden yeni doğum yapan annelerin çoğu peşinen sütlerinin yetmemesi endişesini taşıyor ve bu konuda özgüven eksikliğini hissediyorlar.





Sütün yettiği nasıl anlaşılır?

  • Bebeğiniz doğumdan sonraki ilk günlerde yalnızca bir ya da iki bez ıslatır. Üçüncü ya da dördüncü günden itibaren bebeğiniz ıslak bez sayısını artırır.

  • Bundan sonra günde en azından beş ya da altı bez ıslatır.

  • Bebeğiniz doğumdan sonraki ilk üç ya da dört gün içinde doğum kilosunun en fazla %7’si kadar kilo kaybedebilir. Üçüncü ya da dördüncü gün sütünüz daha çok gelmeye başladığında bebeğinizin artık kilo almaya başlamasını bekleyebilirsiniz. Bebeğiniz 10-14 günlük olduğunda doğum kilosuna ulaşmış olmalıdır. Bundan sonra anne sütü alan bebeklerin çoğu ilk dört ay haftada ortalama 170-210 gr. alır.

  • Bebeğiniz sık sık, genellikle her 1.5 saat ile 3 saat arasında, meme emecektir. Bu da 24 saatte ortalama en az 8-12 defa demektir. İlk günlerde sık sık emzirmek anne sütünün gelmesine yardımcı olur.

  • Bazı bebekler birkaç saat çok sık emerler ve sonra birkaç saat uyurlar. Beslenme her zaman düzenli aralıklarla olmaz.

  • Bebeğiniz sağlıklı görünüyor, ten rengi iyi durumda, cildi sıkı, kilo alıyor, boyu uzuyor, baş çevresi gelişiyor ve hareketliyse yeterli miktarda süt alıyor demektir.



    Emzirme Haftası’nda kullanılan kelimelere dikkat!

    Anne sütü “en iyi” değildir! Aslında anne sütü sadece normali ve olması gerekeni temsil eder. İnsanoğlu var olduğundan beri, yeni doğan her birey için kullanılacak normal, doğal ve biyolojik standarttaki besindir. Anne sütü için “en iyi”, “mükemmel” veya “en ideal” gibi sıfatlarla tanımlama yaptığımız zaman, bebek mamasını da normal besin olarak kabul etmiş oluruz. Örneğin emzirilmiş bebekler “daha sağlıklı” değildir, bebeğin sağlıklı birey standartlarına ulaşması için anne sütü standart besindir. Anne sütü alan bebekler hastalık riskinden uzak değildir; ancak mamayla beslenen bebekler anne sütüyle beslenenlerden daha sık hastalanırlar. Sonuç olarak anne sütü bir artı değil, bebek maması bir eksidir. Bu cümlelerle mamaya başvuran annelerin kendini suçlu hissetmesine neden olmak istemiyorum. Anne sütünü savunmak, bebek maması kullanan anneleri suçlamak değildir. Başka bir açıdan, Diane Wiessinger*’e göre; “Emziremeyen anneler (düz meme başı sorunu, meme başında çatlak ve yara ile karşılaşılması, bebeğin kısa ve gergin dil bağı, prematüre bebekler, mastit ve mantar enfeksiyonu gibi çözülebilir emzirme sorunları) kendilerini suçlu hissetmezler; ancak öfkeli, ihanete uğramış, aldatılmış ve kandırılmış hissederler. Neden? Çünkü emzirebilmesi için çözümler vardır ama doğru bilgi ve destek yoktu.

    Diane Wiessinger, Watch Your Language

    Detaylı bilgi ve danışma için: www.llli.org, www.lllturkiye.org


    Yazı: Damla Çeliktaban


    Facebook Yorumları

    YORUMLAR

    Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

    İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.