Artık doğum dediğimizde aklımıza kolaylıkla doğumhaneler, ameliyathaneler ve tıbbi araç-gereçler geliyor. "Tarlada doğurup göbek bağını kendi kesen" ninelerimizle ilgili efsaneler gün geçtikçe geride kalıyor. Peki ne oluyor da doğum bu kadar "medikal" bir olay haline dönüşüyor?


Tıpta erkek egemenliği ile gelen yeni anlayış, geleneksel ebeliğin ve “şifacı kadın” anlayışının neredeyse tamamen küçümsenmesine ve gündemimizden düşmesine neden oldu. Doğum da, yıllar geçtikçe daha da tıbbi bir olay olarak görülmeye başlandı ancak bu ilerleyişin kadınların doğum deneyimini nasıl değiştirdiği üzerinde pek konuşulmadı.


Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Hatice Keskin, “Bir Sorunsal olarak Doğumun Tıbbileşmesi” başlıklı makalesinde, “doğumun tıbbileşmesinin tarihi seyrini ortaya koymak ve bu konudaki güncel literatürün ortaya koyduklarından hareketle mevcut durumu tasvir etmek” amacıyla ilginç konulara değiniyor.


Doğum sürecinin giderek daha fazla tıbbi müdahaleye yönelmesi, tartışmalı bir konu. Doğal doğum yerine tıbbi müdahalelerin artmasının nedenlerini ve sonuçlarını inceleyen makalede Keskin, doğum sürecinin tıbbileşmesinin kadınların deneyimlerini nasıl etkilediğine odaklanıyor ve tıbbi müdahalelere bağımlılığın artmasının birtakım olumsuz sonuçlara yol açabileceğini belirtiyor. Makalede, kadınların doğum sürecindeki kontrolünü kaybettiği ve daha sınırlı seçeneklere sahip olduğu da vurgulanıyor.


Hem tıptan yararlanmak, hem de doğalını savunmak mümkün

Keskin'e göre, doğum deneyiminin 'doğal' ve 'tıbbileştirilmiş' şeklindeki ikili ayrımı, aslında birbirini dışlamayan bir devamlılık içerisinde anlaşılmalı. Bu perspektif, ebelerin, anne adaylarının ve hekimlerin daha entegre ve işbirlikçi olmalarını sağlayabilir. Keskin, tıbbi kontrolün paradoksal bir süreç olarak hem güvence verdiğini hem de stres yarattığını belirtiyor, ancak hamilelik sırasında tıbbi kontrolün vazgeçilmez olduğunu kabul ediyor.


Tıbbın sürekli gelişen imkânları, sağlık hizmetlerinin önleyici tedbirler üzerine odaklanmasını sağladığı için, bu sektörün geçmişe kıyasla daha müdahaleci olması kaçınılmaz. Keskin, eleştirilerin bu imkânların geliştirilmesine değil, fazla kullanılmasına yönelik olduğunu vurguluyor. Ancak, fazla kullanımın ne anlama geldiğinin tanımlanması, yoğun disiplinler arası çalışmalar gerektiriyor. Bu yüzden, tıbbileşme tartışmalarının bilim-toplum tartışmalarına dönüşmesinin önemli olduğunu belirtiyor.


Keskin ayrıca, kadın sağlığı uygulamalarında tıbbi personelin aktif, kadınların ise genellikle pasif (nesneleştirilmiş) bir rolde olduğu eleştirisinin de değişmekte olduğunu belirtiyor. Bu konuda, kadın hakları ve sağlığına dair sözleşme ve bildirilerin etkinliğinin artırılması, mevcut sorunlara çözüm getirebilir.


Son olarak, Keskin, tıbbileşme ve hastalığın sosyolojileşmesi arasında bir bağlantı olduğunu öne sürüyor. Sosyal bilimler, doğa bilimlerine göre daha yönetilebilir olduğu için, bu durum genellikle bir işbirliği eksikliği olarak değerlendirilir. Keskin, bu durumun disiplinler arası çalışmalar için bir zemin oluşturabileceğine inanıyor. Tıp, özünde beşeri bir bilim olduğu için, bu tıbbileşme sorununun bilimsellikten ödün vermeden, daha bütüncül bir yaklaşımla çözülebileceğini belirtiyor.,



Kaynak: Hatice Keskin. "Bir Sorunsal olarak Doğumun Tıbbileşmesi Medicalization of Childbirth as a Problematic". Şuradan alındı: https://www.academia.edu/41862844/Bir_Sorunsal_olarak_Do%C4%9Fumun_T%C4%B1bbile%C5%9Fmesi_Medicalization_of_Childbirth_as_a_Problematic. (Aralık, 2019).



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.