Evlilik oldukça basit bir konsept değil mi? Aşık ol ve aşık olduğun insanla geri kalan hayatını paylaş. Büyük anne ve babalarımız, hatta anne ve babalarımız bunu yapabilmişken neden bizler yapamıyoruz?




Bizim neslimiz evliliği yürütmek için donanımlı değil ve işte sebepleri...

1. Cinsel yoksunluk


Cinsellik, romantik ilişkilerin en önemli öğelerinden biridir. Zevkli olmanın ötesinde, iki kişiyi birbirine bağlama gücü vardır. ‘Sevişmek’ diye adlandırılmasının bir sebebi var.




Özellikle genç çiftlerin bu gereksinimi ihmal etmesi şaşırtıcı bir durum. İnsanlar doğaları gereği fiziksel bağ kurmak isteler. Öyleyse bir çiftin cinsellikten uzaklaşması evlilikleri açısından ne kadar sağlıklı olabilir ki?




Günümüzde evli çiftler birbirlerini arzuladıkları için değil, görev edindikleri için belirli aralıklarla ya da çocuk istedikleri zaman birlikte oluyorlar. Sevişmeyi angarya olarak görmek sadece ilişkinizi değil, sizi de yıpratacaktır.



2. Finansal zorluklar


Günümüzde yuva kurmak, ev sahibi olmak, sosyal hayata bütçe ayırmak, çocuk yapmak ve onun masraflarını karşılamak çok daha pahalı. Üstelik 20li yaşlarda, istediğiniz yaşam standardını tutturmak için giderlerini karşılayacak bir iş bulmak oldukça zor. Bu zorluklar insanlar arasında mesafeye neden oluyor. Çoğunun gençlik yılları fatura ödemekle ve hayatı idame ettirmeye çalışmakla geçiyor. Pek çok fedakarlık yapılıyor, ilişkiler dahil.



3. Her zamankinden daha bağlı ama bir o kadar da kopuk


Karınıza akşam yemeği için rezervasyon yaptırdığınızı söylüyorsunuz… Kısa mesajla. Kocanız yeni işinizi kutlamak için ofisinize çiçek yolladı… Akıllı telefonundaki aplikasyonla. İkiniz de evinizin yeni dekorasyonu için fikirler arıyorsunuz… Pinterest’ta. Fiziksel bağlantı gittikçe köreliyor. İlişkilerden insani duygular kalktı.




Büyük anne ve babanızın neden 60. evlilik yıldönümlerini kutladıklarını merak mı ediyorsunuz? Çünkü onlar Instagram’da kim ne yemiş, içmiş takip etmiyor. Ya da Facebook’ta birilerine laf yetiştirmekle uğraşmıyorlar. Baş başa kaldıklarında arkadaşlarına özel anlarının yansıması fotoğrafları göndermek için yarışmıyorlar.




Hayır. Onlar birbirlerini sevmekle meşguller. Akşam yemeklerinde birbirleri ile konuşuyorlar, yürürken cep telefonlarını değil, birbirlerinin elini tutuyorlar. Ona hayallerinin, planlarının peşinden beraber koştular.


4. Dikkat çekmeye duyulan arzu, sevilmeye duyulandan ağır basıyor


Sosyal medya herkese ünlü olma şansını tanıyor. Daha önce asla elde edilemeyecek büyüklükte bir dikkat çekme, ilgi görme potansiyeli sunuyor. Bir resim paylaştığınızda, tanımadığınız yüzlerce insan bunu beğeniyor.




Peki ya yaşadığınız hayat? Çoğu zaman yansıtıldığı gibi olmuyor. Sosyal medya aynı zamanda abartma, olduğundan daha iyi ve güzel görünme eğilimine sebep oluyor.




5. Sosyal medya yatağınıza bile insanlar davet ediyor


Günümüzde mahremiyet diye bir şey kalmamış durumda. Hiçbir şey saklanmıyor, tam tersi internet üzerinden tüm dünya görsün diye bizzat paylaşılıyor. Nereye gidilirse gidilsin, ne yapılırsa yapılsın halka açık. Anın tadını çıkarmak yerine en iyi durum güncellemesini y ada fotoğraf filtresini bulmak için sanal gerçeklikte kayıp olunuyor.




Hayatınızdan anlar paylaşmakta yanlış olan bir şey yok. Ama çizgi nereye çekilmelidir? Ne zaman sınır aşılır? Bu soruların cevabının bilincinde olmak yaşadığınız ilişkinin de yıpranmasını engelleyecektir. Önceliklerinizi belirleyin. Gerçek yalnızlık, gerçek fiziksel ve ruhsal acılara sebep olur, unutmayın.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.