Yenilenme, güzelleşme isteği bahar ayları ile birlikte harekete geçiyor. Yüz estetiğini etkileyen en önemli unsurlardan olan gülüş de küçük dokunuşlarla mükemmel hale getirilebiliyor. Altın oran ile kişiye özel ideal ve doğal gülüş tasarlanabiliyor…

“Gülüş tasarımı” diş estetiğinde son yıllarda öne çıkan bir kavram olmakla birlikte estetik gülüşün sırrı yüzyıllar öncesine yani “altın oran”a dayanıyor. Gülüş tasarımı ile kimileri çekici kimileri ise entelektüel bir imaj sergilemek istese de, en başarılı sonuç “altın oran” ile elde ediliyor. Altın oran vücudun her bölgesi ve hatta çevremizde estetik olarak algıladığımız her canlı ve cansız varlıkta da gözlenebilir. Büyüğün küçüğe oranı olarak ifade edilen altın oranın gülüş tasarımında da kullanılması kaçınılmaz. Gülüş tasarımı ile kişiye özel ideal gülüş, sağlık ve doğallık korunarak yenileniyor.

Diş Hekimi Dr. Özkan Çankaya’nın verdiği bilgiye göre; yüzdeki tüm organlarla dişler arasında bir uyum ve ölçek oranı var. Bu oranlar sadece dişlerin genişliğini kapsamıyor aynı zamanda dudaklar ve ağız dikey yüksekliğini ve buna bağlı yüz yüksekliğini de kapsıyor. İnsan yüzündeki estetik algılama birçok organın uyumuna bağlı olmakla birlikte güzel ve içten bir gülümsemenin pozitif bir etki oluşturduğu herkes tarafından kabul edilen bir gerçek.

Dr. Özkan Çankaya, öncelikle muayene ile kişiye özel altın oranların belirlendiğini belirterek; “Gülüş tasarımında altın oran hesaplaması, hastanın yüzünde ve dişleri üzerinde özel ekipmanlar sayesinde gerçekleştiriliyor. Uygulama yalnızca diş kliniğinde yapılabiliyor. Kolay ve pratik uygulamada kişi ağrı ve acı hissetmiyor.” diyor.

Doğru uzunlukta dişler yapılarak doğru mesafe oranlarıyla çalışılarak kişinin kendi üzerindeki estetik algısı ve beklentisi risksiz şekilde planlanır. Ortaya çıkacak olan yeni gülüşü kişi hayal etmekte zorlanabileceği için Dr. Özkan Çankaya, operasyona başlamadan diş rengindeki malzemelerle geçici model çalışması yapılabileceğini belirtiyor.

Gülüş tasarımına başlarken tüm ölçümlerin altın oranlara göre belirlenmesi sonra kişinin yüz tipi, cilt rengi, yaş ve cinsiyetine bağlı kriterlerin değerlendirilmesi gerekir. Dr. Özkan Çankaya, bazen estetik yönden bir şeyleri değiştirmek istediğinizde bu benzerlikleri tersine çevirerek farklı ifadeler veren gülüşlerin elde edilebileceğini belirtiyor. Örneğin uzun yüzlü bir kişiye dikdörtgen formda uzun dişler yapılırsa yüzü olduğundan da uzun görünebilir. Aynı şekilde, sert ifadeli bir kadın yüzü dişlerin şekli değiştirilerek yumuşatılabilir. Çocuksu ve masum ifadeli erkek yüzü diş şekilleri değiştirilerek ifade daha maskülen hale getirilir.

Yaşın da önemli bir unsur olduğuna dikkat çeken Dr. Özkan Çankaya, 60 yaşındaki ile 25 yaşındaki bir kişiye standart bir gülüş tasarımı yapılamayacağını söylüyor. Dişlerin şekil ve uzunlukları ile kişinin gençleşmesi mümkündür ancak 60 yaşındaki bir yüze 25 yaş dişleri yerleştirilemez. Bu tip hastalarda estetik cerrahisi ile cilt, dudak, yanak, çene altı ve göz çevresi desteğine de ihtiyaç duyulabilir.

Gülüş Tasarımındaki Teknikler

Gülüş tasarımında kullanılabilecek yöntemler hakkında da Dr. Özkan Çankaya şu bilgileri veriyor.

Porselen lamina venerler: Dişlerin ön yüzeylerine yapıştırılan ince porselen yapraklar, estetik diş hekimliğinde en çok kullanılan tekniklerden biridir. Dişten çok az madde kaldırarak ya da hiç madde kaldırmadan restorasyon uygulanır. Bu sayede mevcut diş dokusu korunur, sistem ışığı ideal yansıtabildiği için görüntüyü doğal dişten ayırmak mümkün değildir.

Beyazlatma sistemleri: Kişinin doğal diş renginin daha beyaz ve ışıltılı olmasını sağlar. Travma, yaşlılık ve çeşitli ilaçlarla meydana gelen kalıcı renklenmeleri ortadan kaldırabilir.

Estetik restorasyonlar: Çürük dişlerin doldurulması ve eskimiş renkleşmiş dolguların yenilenmesi, mineye uyumlu ve aynı renkte gelişmiş kompozit ve seramik (porselen) materyaller ile sağlanır.

Metal desteksiz tam porselen venerler: Dış görünümü ve diş sağlığını geliştirmek amacıyla çok hasarlı ya da daha önceden kesilmiş dişlere uygulanır.

Kozmetik düzenleme: Mine plastisi olarak da adlandırılan işlemde, diş yapısından kaynaklanan şekil bozuklukları, dişlerin mine dokusunda yapılan minimal ve özel aşındırmalarla düzenlenir.