Her durumu tartışma konusu yapan bir kişiyle sağlıklı iletişim kurma çabası stres yükünü arttırarak insanı yıpratır. İnsanlara anlayacakları şeyleri anlatın.


Haklı olma mutlu ol, her davadan haklı çıkmanın peşinde koşma, bu uğurda kendini ve sevdiklerini yıpratma, her şeyle savaşma, haklı olmak için insanları ikna etmeye çalışma, savaşma, bırak haksız kal çünkü anlamazlar, kendi içinde mutluluğunu yakala, vicdanın rahatsa gerisinin önemi yok, herkesi boş ver.


Biri ile tartışıp moralin bozuldu üzüldün, sen haklısın, mutluluk bunun neresinde? Bana haklı deseler ne olur, demeseler ne olur, hayatımı zehir ettikten sonra umrumda bile olmaz, sonuçta ben önemliyim. Haklı olmak için mücadele ederek enerjimi sarf etmektense, aldırmaz mutlu olurum.


Çünkü haklı olduğumuz zaman da kimsenin umurunda değil, haksız olduğumuz zaman da. Çok fazla inciğe boncuğa takılıp yorma kendini. Hayatı olduğu gibi kabullen.


İnsanlara değer vermek, özen göstermek de bir kültürdür, bunun eğitimi kitaplarda yazmaz yolu sadece insan olmaktan geçer. İnsanlık için insan olalım.


Hak aranır tabii ki, haksızlık gördüğünde söylenir, bu haksızlığın ne olduğuna bağlıdır, her haksızlığı büyütmemek gerekir ki, herkes aynı değildir. Hayat göründüğü gibi değil yaşandığı gibidir, sizin istediğiniz gibi olmayabilir bazı şeyler haksızlık değildir. Sana hak olan ona haksızlık olur, sana haksızlık olan karşındakine haklılık olur vs. Çok uzatmaya gerek yok haklı olmak için çırpınma, hayatın tadını çıkar, eğer sana çok ağır geliyorsa mesafeni koy, seni hayattan soğutuyorsa hayatından çıkar.


Keşke insan birisiyle ters düştüğü zaman en azından kişiliğini korusa, empati yapsa, çünkü yanlış hareketler her zaman iki tarafı da rencide eder. Öfke konuşturuyor çoğunlukla bizleri ama değmez, çünkü insanlar yaşamadan anlayamaz, anlatan kişi sadece çenesini yorar. Bırakırım aynısını yaşayacak görecek belki o zaman anlar.


Haklı olduğunu karşı tarafta anlayan varsa anlatmak çok güzel. Ama haklılığını anlayabilecek birileri yoksa işte o zaman haklılığını anlatmayı bırak ve üzülme. Bu çaba elindeki mutlulukları görmeni de engeller.


Bazen haklı da olsan susman gerekebilir, uzamasın, kırgınlık olmasın, canın sıkılmasın, moralin bozulmasın diye. Haklısın ya da sen nasıl istersen öyle olsun dersin. Hayat birilerine bir şeyleri kanıtlamak için çırpınacak kadar uzun değil.


Mükemmeliyetçi olup hayatını zindan etme, insanı insan yapan hatalarından ders almasıdır. Birçok kez haksızlığa maruz kaldığınızda, aslında hayatı tecrübe ettiğinizde varılan sonuç mutsuzluk, haklı olmak huzur vermez, bazı durumlarda haklı olmayı değil, mutlu olmayı tercih ederim.


İnsanın küçük yaraları, kesik ve çizikleri iyileşir ama beynindeki, omuriliğindeki, kalbindeki rahatsızlıklar dikkat edilmezse öldürür ya da sakat bırakır. İşte hayatımızda da her yanlışı düzeltmeye çalışmak hayatı çekilmez kılar ama bazı temel yanlışlar vardır ki, aynı kalp, beyin ve omurilikteki zarar gibi kalıcı ve öldürücüdür, onun içinde o yanlışlar düzeltilmelidir ki, hayatı felç etmesin, yaşanmaz kılmasın.


Haklı olduğunu millete göstermekle uğraşırsan çok vakit kaybedersin. Ne dertler kalıcı, ne de nefes o yüzden takmamak lazım. Yaradanın ve benim bilmem önemli başkasının değil. Ömür kısa millet farkında değil, sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorlar.


Vicdan, merhamet, güzel ahlak, adaletli düşünmek, hoşgörü, sabır insanın özündedir, içten gelir, geninden gelir, insanı insan yapan unsurlar asaletten gelir.


Konușmanın hiçbir anlamı olmayacaksa susmak en doğru karardır. Söyleyeceği şeylerin, söylenecek insanlardan daha kaliteli olmasının sonucudur susmak.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.