Bir çocuk dünyaya getirmek kadının “anne” kimliği ile kendini de doğurmasıdır. Bu doğum yalnızca alışkanlıklar, psikoloji gibi alanlarda değil, bedensel olarak da ciddi bir değişimdir. Gerçek annelerin vücudunda çatlaklar; bir kere basketbol topu büyüklüğüne ermişken bir daha asla eski; sırta yapışık haline dönememiş göbekleri, emzirmekten yorulmuş memeleri ve çocuk taşımaktan ağrıyan sırt kasları ile kas yapmış kolları olur. Eğer bütün hayatını pilates topunun üzerinde geçirmiş, hamileliğinde bir gıdım fazladan kilo almamış, çocuk doğduktan sonra gece nöbetlerini bakıcılara devretmemiş, gerçek hayatın içinden gerçek bir kadınsanız bu böyle olur. Artık belki bikini reklamlarında boy gösterecek kriterlere uymaz bedeniniz; ne kadar photoshop yapılsa kâr etmez ama bu yine de güzeldir...

“Çatlağımız, yara izlerimiz olsa da, cildimiz eskisi gibi sıkı olmasa da, vücutlarımız hayat verdi ve bebeklerimizin o güzel bedenlerine ev sahipliği yaptı. Güzellik bundan daha fazla nasıl gösterilebilir ki?” diyen Amerikalı fotoğrafçı Jade Beall, ocak ayında yayımlanan “Mükemmel Vücut Projesi” isimli kitabıyla yeni doğum yapmış kadınları fotoğrafladı.

Adı her ne kadar “Mükemmel Vücut” olsa da Beall’in bahsettiği başka tür bir mükemmellik: Fotoğrafçıya poz verenlerin hepsi anne ya da anne adayı. Yani girişte bahsettiğim türden bir güzellik kıstası var fotoğrafların. Bir ya da birkaç canı aylar boyunca taşımış, sonraki aylarda ise emzirmiş, sonsuz geceler uyumamış kadınların güzellikleri. Yani bize güzel olarak dayatılan medyatik güzellikle pek bir ilgisi yok.

Vücudun doğum mucizesi!

Yazı: Damla Çeliktaban