Özgü Namal’ın oğlu Nefes’i hipnoz yardımıyla ve doğal bir doğumla evde doğurması üzerine hipnozla doğum konusu merak edilen bir tema oldu. Doğum konusunda bir hayli meraklı ve ilgili bir insan olarak bu yöntemin detayını öğrenmek üzere Namal ile hipnoz çalışmaları yapan Adil Maviş’e gittim. Maviş ile hipnozun doğuma katkısını, başka ne işlere yaradığını ve bilimsellikten uzak olma iddialarını konuştuk…


Bize anlatır mısınız hipnozla doğumdan ne anlıyoruz? Amacınız, yönteminiz nedir?


Doğal doğumdan uzaklaşılmasının en önemli nedeni annenin doğum yapamayacağıyla ilgili kaygılar beslemesi. Vücudunun doğal bir fonksiyonuna karşı özgüven eksikliği oluşturuyor. Biz hipnoz yöntemiyle doğuma hazırlanmasına yardımcı oluyoruz.,


Hipnoz başka hangi konular için kullanılabilir?


Korkular, takıntılar, özgüven eksikliği, motivasyon artırma, sporda performansı geliştirme, diyet ya da kilo verme amacıyla. Panik atak, uyku bozuklukları, dikkat eksikliği, iç disiplin yetersizliği, hedef belirleyememe, kendisi ile barışık olamama, iletişim sorunları, kekemelik, öğrenme güçlüğü, yabancı dil eğitimi…,


Nasıl yani? Hipnotize olup yabancı dil mi öğreniyorlar yoksa öğrenme motivasyonunu mu artırıyor?


Hipnoz kişinin bilinçaltı kaynaklarından maksimum yararlanmasını sağlar. Yapmak istediği şey için yeterli hale gelmesi veya yapabilme yeteneğini özgür bırakması demektir...

Peki, ne yapıyorsunuz? İnsanları uyutup bilinçaltına mı fısıldıyorsunuz?


Bir insana 40 kere delisin dersen delirir mantığı aslında bir telkindir. Kişi kendini inandırdığı şeyi yapar ya da inandıramadığı şeyi yapamaz hale gelir. “İnanmıyorum yapacağıma” der.

Kendi kendine engeller koyuyor yani...


Bu inanç kalıpları bilinç düzeyinde olmaz. Mesela korku diyelim... Mantıken o korkuyu saçma bulur ama önüne geçemez. Bilinçaltındaki kalıpların yapıştığı merkezleri etkilemek yıkmak ve yeniden yapılandırma işidir hipnoz…

Riskli bir uygulama değil mi? Bir insana gidiyorsunuz : “Hadi benim bilinçaltıma gir, onları çıkar, bunları sok”... Nasıl emin olabilirsiniz ki?


Şu daha tehlikeli: Televizyonu açtınız, oturdunuz. Zihin en çok kendini bırakmışken transa girer. Reklamları izlerken oradan telkinler alırsınız... Bu endişeler yapıyı bilmemekten kaynaklanıyor, kontrolü kaybetme korkusundan. Kontrolün tamamen elden gittiği ifadesi fevkalade yanlış…





Özgü Doğumdan Korkmuyordu




Peki, Özgü Hanım size nasıl ulaştı?


Ben hekimlere, psikologlara hipnoz eğitimleri veriyorum. Benden eğitim almış bir hekim aracılığıyla doğum konusunda benden bilgi alabileceğini öğrenmiş. Önce Serdar Bey sonra Özgü Hanım geldi.


Size geldiğinde doğumdan çok korkuyor muydu?


Hayır, doğumdan korkmuyordu.


O zaman onunla çalışmanız daha kolay olmuştur?


Evet. Bu bir alışveriş meselesi... Birinden aldığınız sonucu herkesten alamayabilirsiniz. Özgü alışverişe daha uygundu ve kolay oldu.


Telkinler sonucunda rahat bir doğum geçirmiş öyle mi?


Hamilelik sürecini derece normal geçirdi. Dalgaların geldiği dönemde zaten doğum başladı. Hamilelik hikayelerinde anlatılan rahatsızlıkları çok kolay atlattı.


Tıp kadını doğuma hazırlamıyor

Bu biraz kişinin yapısıyla biraz da çalışmalar ile ilgili öyle mi? Çok vesveseli bir gebede de rahatlama sonucu alınabilir mi?


Vesveseli ise bu yönteme daha çok ihtiyacı vardır. Kadın doğum uzmanına gidersin, gerekli tetkiklerini yapar, der ki her şey yolunda. Merak etmeyin, der; şu aya gelince buna da bakarız. Bir daha da bir ay sonra görürsünüz doktorunuzu. Eğer biraz meraklıysanız, ilgiliyseniz hamilelik süresi boyunca bedeninizi hazırlamak için hamilelik yogası alabilirsiniz. Doğum yaklaştığı andan itibaren de rutin prosedürlerin içerisine girebilirsiniz. Tıp kişiyi doğuma hazırlayan bir hizmet sunmuyor. Ne doktor, ne ebe bunu üzerine alınmıyor. Doulalar var. O da çeşitli telkinler kullanıyor. Gebenin doğumdan önce doula ile çalışmış olması lazım. Çalışmadıysa aralarında bir bağ oluşmadığı için doğumda o kişiyi etkileyebilecek konumda olmuyor.


Ne zaman başlamalı hipnozla çalışmaya?


Hamileliğinin 7. ay itibarı ile zihni doğuma hazırlamak özellikle doğal doğuma hazırlamak kullanabiliriz. Hipnozu da kişinin kendini kaybedip ne yaptığını bilmediği bir ruh hali içerisinde yüzde yüz hiç acı duymadan bir doğum yapacak şey olarak algılamamalıyız.


Ve uyku haline de geçmiyor...


Trans haline geçiyor. Trans hali dediğimiz şey mesela maç izliyorsunuz dikkatini o kadar çok verdin ki mesela biri sana seslendiğinde onu duymuyorsunuz. Aslında bu da bir trans hali...


Yani bir şeye odaklanmak...


Evet. Deseniz ki bu kişi hipnozlu ama ben bu işin uzmanı olarak evet bu kişi hipnozda derim. Sokakta ayağınızı bir yere çarptınız ama çarptığınızı eve geldiğinizde bir yerinizin morardığını gördüğünüzde anladınız. Diyorsunuz ki ben hiç anlamadım, nasıl oldu? O kadar yoğunlaşmışsınız o anda, yaralanmayı fark etmiyorsunuz. Bu bir trans halidir.


Peki, doğum esnasında neye yoğunlaşıyor? Sancıları nasıl karşılıyor?


Mesela sancı kelimesi yerine dalga kelimesini tercih ediyoruz. Sancının yaratmış olduğu çağrışımlar var. Dikkatinizi neye verirseniz o şeyi geliştirirsiniz. Mesela iğne olmaktan korkan kişiler vardır. İğneye o kadar çok odaklanır ve acı çekeceğine inanır ki iğne değmeden kıyameti koparır.


Korkunun kendisinden korkuyor yani...


Burada doğum sırasında yaşayacağı korkunun algısını doğumdan önce farklı bir formata çeviriyoruz. Korktuğu zaman kasılıyor, kasıldığı zaman da sistemi koruma altına alıyor, savunma sistemine geçiyor. Kasılınca iki saatte olacak doğum 15 saate çıkabiliyor.


Doğum gevşemeyi gerektirir…


Hipnotik doğumu da bu gevşemeyi sağlayan bir araç olarak görmek lazım. Temel yaptığımız şey bedenin parazit, kaygı üreten, güvensizlik yaratan istenmeyen savunma sistemlerini devreye sokan durumlara karşı korumayı öğretmek. Bedeniz işini yapması için özgür bırakmayı sağlıyor.


Kaç seans yapmanız lazım bunu öğrenebilmesi için ya da etkin kullanabilmesi için?


Bunu bir psikolojik destek çerçevesi olarak görürsek 7 – 8 seansa kadar çıkartırız. Ruh hali çok uygun sadece doğuma endeksli bir hizmet almak istiyorsa 4 – 5 seans yeterli olur.





Hastalıklar Mutsuzluktan

İnsanları dinleyip teşhis koyuyor musunuz?


Kişi sabahları çok sinirli kalkıyorum dediğinde depresyon testine tabi tutup siz şu durumdasınız demeyiz. Ya da kişi aşırı derecede yemek yiyorsa tamam sizin bir diyetisyene göndermeyiz. Hemen hemen bütün rahatsızlıkların özünde mutsuzluk yatar ve kişi neden mutsuz olduğunu tanımlayamadığı için bizden yardım alır. Bizim yaptığımız kişinin kendisi ile olan iş birliğini artırmak, kendi öz benliği ile olan alışverişinin kalitesini artırmak ve bunun sonucu olarak bedende zaten var olan kendini iyileştirme gücünü özgür bırakmak.


Fiziksel rahatsızlıklarda da mı?


Fiziksel rahatsızlık sebep değil semptomdur.


Hastalıklar mutsuzluk yüzünden ortaya çıkar dediniz…?


Şöyle bir örnek vereyim. Trafik kazası geçirdiniz bacağınız kırıldı. Hadi bunu bilinçaltında tedavi edelim demiyoruz elbette. Ama tedavi sürecinde yere basması gereken yerde direniyor mesela, acıyor diyor. Fizik tedavi uzmanı da diyor ki “Bak basmazsan sakat kalma riskin var” diyor. “Ama ben basamıyorum ki” diyor… İşte biz orada devreye giriyoruz; onu yere basmaktan alı koyan şeyi düzenliyoruz. Kendi bilinçaltı ile iletişimi iyi olmadığı için böyle bir hizmete ihtiyaç duyuyor.


Bilinçaltı deyince aklıma 0-3 yaş aralığı geliyor. Bilinçaltımızın inşa edildiği yıllar. Mesela siz çalışmalarınızda 0-3 yaşa inip anıları mı deşiyorsunuz?


Buna ihtiyaç kalmıyor.


Durumun kökenini yani başlangıç noktasını bulmak da değil amaç yani öyle mi?


Olayı anlayabilmek bazen olayı çözmekten çok daha zahmetlidir. Bunun için harcanan emek, mücadele yüzünden çözüme güç kalmayabilir. Sebebi ne olursa olsun almış olduğunuz yanlış inançlar, telkinler negatif etkiler ya da kendi kendimizi kilitlediğimiz bir şeyler olduğunu biliyoruz ve biz şuna inanıyoruz: Sorunun çözümün bilinç düzeyinde olmasa bile ve ben, sorunu çözecek kişi konumunda gibi görünen ben, bunun nedenini bilmesem bile çalıştığım kişinin bilinçaltı çözümü biliyor.


Nasıl yani?


Bilinç düzeyinde bilmiyor. Bildiğini bilmiyor. Ben onun bilinçaltının kullandığı dili kullanarak ifade ettiğimde algıları değişmeye ve çözümü engelleyen tutumu kalkmaya başlıyor. Bunu kanın akması ya da sirkülasyonun dengeye girmesi gibi düşünün. Sistem kendini iyileştirmeye başlıyor ve ben hala sorunun ne olduğunu bilmiyorum. Ama diyor ki çok yararlı oldu. Yıllardır çözemediğim bir şeyi çözmeme yardımcı oldunuz... Ben hala sorunun ne olduğunu bilmiyorum. Bilmeme gerek yok. Kişinin her türlü sorununu çözebilecek potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz ancak o potansiyeli kullanabilme becerisini süreç içerisinde kaybettiği bundan dolayı yardıma ihtiyaç duyduğuna inanıyoruz.


Bilimsel mi Değil mi? Özgü Namal’ın doğumundan sonra uzmanlardan “Hipnozla doğum bilimsel değildir” diyen açıklamalar duyduk. Siz bilimselliğine dair ne diyorsunuz?

Bu cümleyi söyleyen kişiler bilgi sahibi değil. Bilgi sahibi olmadıkları konuda fikir beyan ediyorlar. Ben şunu söylüyorum. Ben doğurtturamam, ben ebe değilim, doğum uzmanı değilim. Benim işim bilinçaltı ama bilinçaltı dediğimiz her şeyi kapsayan bir şey. Onu ben doğurtmadım. Bilimsellik hiç önemli değil esas olan şey işine yarayıp yaramadığı ve mutlu olup olmadığı. Bilimsellikle o kadar çok ilgileniyor ki bazen fayda göz ardı edilebiliyor. Bazen üniversitede ders veriyorum. Orda da soruyorlar “Hocam sizin anlattıklarınız ne kadar bilimsel?” diye... Şu ana kadar anlattıklarım iddiadan ibaret ve ben bunu kolayca ispatlarım diyorum. Çünkü gösterme yapma şansım var. Ölçülme şansım var ama ben bunun bilimsel olduğunu iddia edemem ben bilim adamı değilim. İnanır inanmazsınız, bilimsel bulur veya bulmazsınız... Ben bu anlamdaki iddiamı gerçekleştirebileceğimi ifade ediyorum ve şuanda bile bunu yapabilirim diyorum. Bilimsellik konuşulmaya kişilerin de söyleyecek çok şeyi olmayınca en somut kalıp cümle “Bilimsel değil!” oluyor. Çok uygulanmış ama bununla ilgili elimizde fazla veri yok diyebilir ama hipnoz bilimsel değil ya da bunlar safsata diyemez.



Röportaj: Damla Çeliktaban

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.