Gebelik kadın için doğal bir olaydır. Canlılığın temel gereksinimlerinden biri olan beslenme, gebelik döneminde ayrı bir önem kazanır. Çünkü ana rahmindeki bebek, anne adayının aldığı besinlerle büyür ve gelişir.


Gebelikte günlük enerji ile tüm besin öğeleri gereksinimleri artar. Özellikle genç ve ağır iş yapan gebelerin beslenmelerine özen göstermeleri gerekir. Çünkü genç yaştaki (18 yaşından önce) anne adayı daha kendi büyüme sürecini tamamlamamıştır. Benzer şekilde ağır iş yapan kadınların, zaten çok olan enerji harcamalarına bir de gebeliğin yükü eklendiği zaman, anne adayı kendi dokularını kullanmak zorunda kalır.


Gebelik dönemindeki yetersiz ve dengesiz beslenmesinin, bebek ve kadın sağlığı üzerine olumsuz etkileri olduğu bilinmektedir.


Mucize sende!


Bebekle ilgili olarak: Ölü doğumlar, erken doğumlar, düşük yapma ve bilişsel gelişimde sorunlar olduğu bilinmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenen tüm gebelerde bu tür sorunların görüldüğünü söylemek doğru değildir. Ancak ciddi beslenme yetersizliği durumlarında, örneğin yiyeceğin az bulunduğu savaş ve kıtlık zamanlarında veya kışın uzun sürdüğü fakir ülkelerde, annelerin aşırı zayıf olmasının bebeklerin gelişememesine neden olduğu yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır.


Gebe kadınla ilgili olarak: Gebelik sürecince bebek, anne adayının yetersiz beslenmesi ya da zayıf olması halinde bile, kendisi için gerekli olan enerji ve tüm besin ögelerini (protein, yağ, karbonhidrat, vitaminler, mineraller, su) anne adayından alarak gelişimini sürdürür. Bunun sonucunda yetersiz ve dengesiz beslenen gebelerde yorgunluk, halsizlik, isteksizlik, anemi, kabızlık, kemik sorunları, enfeksiyonların sıklığı ve uzun sürmesi gibi sorunlar ortaya çıkar.

Gebelikte istenmeyen diğer bir beslenme bozukluğu şişmanlıktır. Aşırı beslenme ve hareketsizliğe bağlı, enerji dengesizliği sonucu oluşur ve doğumu güçleştirir.


Gebelikte Kilo Artışı

Gebelikte ağırlık artışının izlenmesi oldukça önemlidir. Anne adayı, gebeliğin başında boya uygun ağırlığını “Beden Kitle İndeksi” formülü ile belirleyebilir. Bu şekilde gebelik boyunca alması gereken ağırlığı tahmin edebilir, bilinçli bir beslenme programı uygulayarak ağırlığını kontrol edebilir.

Gebeliğin ilk 3 aylık döneminde ağırlık kazancı çok azdır (0-3 kg). Gebelik boyunca alınması gereken ağırlık, anne adayının gebeliğin başındaki ağırlığı ile yakından ilişkilidir. Gebeliğin başında zayıf (BKİ30) olan gebelerin 7-11 kg, şişman (BKİ=30 ve üzerinde) olanların ise 7 kg kadar ağırlık kazanmaları önerilmektedir.


Yeterli ve dengeli beslenme sağlığın temelidir!

Gebelik döneminde enerjiyle birlikte protein, demir, kalsiyum, vitamin A ve folik asit başta olmak üzere tüm vitaminler ve minerallere olan gereksinim artar. Besin ögelerinin yeterli miktarlarda alınabilmesi için, beslenmede çeşitlilik yapılması gerekir. Çünkü besinler, içerdikleri besin ögeleri açısından farklılık gösterirler. Örneğin et demir ve proteinden, sebzeler vitaminler ve liften, süt kalsiyum, fosfor, protein ve yağdan, tam tahıllar B grubu vitaminleri ve karbonhidrattan, balık omega yağ asitlerinden zengindir. O nedenle anne adayının beslenmesinde, hep aynı besinleri tüketmek yerine, çeşitlilik yapması önemlidir.


Gebelikte yeterli ve dengeli beslenebilmek için

  • Kalsiyumdan zengin olan süt, yoğurt ve peynirin düzenli olarak tüketilmesi
  • Her gün 1 adet yumurta ve 1 porsiyon etli sebze yemeği veya kuru baklagil yemeğe özen gösterilmesi
  • Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekleri, portakal, mandalina, domates, maydanoz, sivri biber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte sık olarak yenmesi
  • Vitaminler ve lifin zengin kaynağı olan taze meyve ve sebzelerin her öğünde düzenli olarak tüketilmesi
  • Çeşidine bakmaksızın ekmeğin doğal (beyazlatılmamış) olanının tercih edilmesi
  • Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi (dayanıklılığını artırmak amacı ile eklenen) içeren besinlerin mümkün olduğu kadar seyrek yenmesi
  • D vitamini besinlerde bulunmaz. Güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle güneşlenmeye özen gösterilmesi, aksi halde D vitaminini ilaç olarak alınması
  • Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında, demir ve kalsiyum gibi minerallerden zengindir. Beslenmede uygun şekilde, ağırlık kontrol edilerek tüketilmesi
  • Bir hastalık nedeniyle yiyeceklerin ciddi bir şekilde kısıtlamaması, gerekirse bu konuda doktora, diyetisyene danışılması
  • Besinlerin değerlerini korumak, özellikle kansızlığı önlemek için yemeklerle birlikte çay içilmemesi, çayın ikindi ve kuşluk gibi öğün aralarında (yemek yedikten 1-2 saat sonra) açık olarak içilmesi, içecek olarak ıhlamur, nane, papatya, kuşburnu gibi bitki çaylarını tercih edilmesi
  • Vitamin kaybını önlemek için kuru baklagillerin, sebzelerin, makarna ve eriştenin haşlama sularının dökülmemesi
  • Olası ilaç kalıntıları nedeniyle sebze ve meyvelerin iyice yıkanması, gerekirse kabuklarının soyulması
  • Mevsiminde ve doğal ortamda yetişen sebze ve meyvelerin tercih edilmesi
  • Besinleri hazırlarken el temizliğine özen gösterilmesi
  • Sigara ve alkolden uzak durulması
  • Doktora danışmadan ilaç kullanılmaması önemlidir

Hazırlayan: Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu

*İstanbul Medipol Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.