• Yumurtalık kapasitesini ölçtürün

Yumurtalık rezervi, yumurtalıkların folikül geliştirebilme kapasitesini ifade eden bir terim. Dünyaya zengin bir yumurta rezerviyle gelmiş olsak da, yaşlandıkça söz konusu rezervde düşüş meydana geliyor. Bu nedenle kadınların rezerv kapasitelerini ölçtürerek, metabolizmalarının üretebildiği, olgunlaşabilen yumurta sayılarını ölçtürmeleri oldukça önemli. Uzmanlar ideal ölçümün yumurta rezervinin en düşük olduğu regl döneminin ikinci ya da üçüncü günü FSH ve estradiol testiyle gerçekleştirildiğini dile getiriyorlar.


  • Doğurganlık oranınızı test edin

Çocuk sahibi olmak isteyenlerin sadece yumurtalık rezervleri hakkında fikir edinmeleri değil, aynı zamanda partnerlerinin sperm sayı ve kalitesinde bir sorun olup olmadığını da öğrenmeleri gerekiyor. Günümüzde birçok jinekoloji kliniğinde doğurganlık oranını test eden çeşitli analizler gerçekleştiriliyor. Özellikle yumurtalıktaki kan dolaşımını gözlemlemek ve endometriozis gibi bozukluklar olup olmadığını anlamak için pelvis bölgesine uygulanan 3D ultrasound scan uygulatmayı ihmal etmemelisiniz. Ultrason taraması, doğurganlık hakkında fikir edinilmesinde büyük bir öneme sahip, çünkü bu yöntemle hem yumurta rezervi hem de yumurta sayısı hakkında bilgi ediniliyor. Genellikle regl döneminin ikinci ya da üçüncü günü yapılan ultrason taramasıyla yumurtacık keseleri, yani foliküller inceleniyor. Her iki tarafta en az dörder adet folikül bulunması, kadının iyi bir yumurtalık rezervine sahip olduğuna işaret ediyor.


  • Ailenizdeki kadınların doğurganlık geçmişini inceleyin...

Eğer anneniz çok erken ya da çok geç yaşta menopoza girdiyse, sizin de böyle bir durumla karşı karşıya kalmanız mümkün. Araştırmacılar menopoz gibi kadınsal durumların genetik olabileceğini dile getiriyor.


Londra’daki Fertility Center’ın kurucularından Dr. Magdy Assad; “Eğer anneniz erken yaşta menopoza girdiyse, yaşınız ilerlemeden ayrıntılı bir yumurtalık kapasitesi testi yaptırmanızda fayda var. Böylece aynı durumun başınıza gelip gelmeyeceği hakkında daha net bir fikre sahip olabilirsiniz” diyor ve ekliyor; “Kendinizi henüz çocuk sahibi olmaya hazır hissetmiyorsanız, bu testi hazır olduğunuz zamana kadar her yıl tekrarlamalısınız. Özellikle regliniz azalıyor ya da düzensizleşiyorsa...”


“Kısırlığa neden olan endometriozis, miyom ve polikistik yumurtalık sendromu gibi rahatsızlıkların birçoğu genetik” diyen Dr. Lockwood bir uyarıda da bulunuyor; “Eğer anneniz, kardeşiniz ya da ikinci derecede bir kadın akrabanız bu rahatsızlıklardan geçirdiyse, doktorunuzu bu konuda bilgilendirmeyi ihmal etmemelisiniz. Bu gibi durumlarda doğum kontrol hapı alınması önerilebilir. Bu haplar ileride endometriozis nedeniyle meydana gelebilecek kısırlık ihtimalini en aza indiriyor.”


  • Kötü alışkanlıklarınıza son verin

Eğer çocuk sahibi olmak konusunda kararlıysanız, sigara içmeye kesinlikle son vermelisiniz. Dr. Lockwood, yapılan araştırmaların erken menopoza neden olan en büyük sosyal etkenin sigara içmek olduğunu dile getiriyor ve ekliyor; “Gençlik yıllarında sigara içenler genellikle yaşıtlarından üç yıl önce menopoza giriyor.”


  • Jinekologa başvurun

Endometriozis ve polikistik yumurtalık sendromu genellikle bu soruna neden oluyor. Sizin için özel bir tedavi programı hazırlayacak ya da ameliyat olmanızı önerecek bir jinekologa başvurmanızda fayda var. Eğer regl döneminde, regl dönemleri arası, seks yaparken ya da büyük tuvaletinizi yaparken dayanılmaz derecede ağrınız varsa; endometriozis ve polikistik yumurtalık sendromu olup olmadığını test ettirmelisiniz.


  • Stresle mücadele edin

Aşırı stresin hormonal dengesizliğe neden olan kortizol üretimini harekete geçirdiğini dile getiren Get Pregnant Faster adlı kitabın yazarı Dr. Marilyn Glenville; “Kortizol üretiminin hızlanması östrojen ve projesteron gibi seks hormonlarıyla birlikte hipotalamus, hipofiz bezi ve hamile kalmanız için yumurtalıklarınızı harekete geçiren hormonları olumsuz yönde etkiliyor” diyor.



Stresi hayatımızdan tamamen çıkarmamız mümkün değil. Ancak onunla savaşarak, rahatlamamıza yardımcı olacak yollar bulabilirsiniz. Ünlü Doğurganlık Uzmanı Anya Sizer; “İş değiştirmek gibi ciddi kararlar almanıza gerek yok. Hayatınızda köklü bir değişim yapma isteği dahi sizi baskı altına alarak durumunuzu daha da kötüleştirebilir. Bunun yerine stres seviyenizi minimuma indirecek yöntemler bulmaya çalışabilirsiniz. Örneğin yoga, yüzme, sorunlarınızı yazıya dökmek ya da sosyalleşmek gibi...” diyor.


  • Alternatif tıbbı hafife almayın

Uzmanlar; doğurganlık sorunu yaşayanların tedavi için akupunktura başvurabileceklerini dile getiriyor. Yapılan araştırmalar akupunktura başvuran kadınların yüzde 74’ünün 14 seansın sonunda tedaviye olumlu cevap verdiğini gösteriyor. Daha olumlu sonuçlar için yoga gibi çeşitli meditasyon yöntemlerini denemelisiniz.


  • Beslenme şeklinizi değiştirin

Harvard Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma özel bir diyet uygulandığı takdirde doğurganlık oranınızı artırmanın mümkün olduğunu kanıtlıyor.


Lifli yeşil sebzeler, çilek, bol tahıllı gıdalar, fındık, şekerli patates, avokado ve çekirdeğin doğurganlık oranı üzerinde olumlu etkileri bulunuyor.


  • Kahveyi azaltın

Günde iki fincandan fazla kahve tüketmemelisiniz.


  • Vücut kitle indeksinizi hesaplayın

19’un altında ya da 30’un üzerindeki vücut kitle indeksi doğurganlık oranını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bilim adamlarının yaptığı araştırmaların sonucunda çok zayıf kadınların genellikle yumurtlaması durduğu için regl olamadığı görülüyor. Aynı durum obezite sorunları yaşayanlar için de geçerli. Bazen aşırı kilolu kişiler polikistik yumurtalık sendrom geçirerek hamile kalmakta zorluk çekebiliyor.

  • Diyeti unutun, sağlığınız üzerine odaklanın

Dr. Glenville bir kadının kilosunun ne kadar yüksekse karşı karşıya kalacağı sorunların da bir o kadar fazla olacağını dile getiriyor ve zayıf kadınların vücut kilo indeksinin 20 ile 25 arasında olmasına özen göstermeleri gerektiğini belirtiyor. Doktor ayrıca; “Ancak sağlıklı bir kiloya sahip olmak istiyorsanız sıkı bir diyet yapmak yerine sağlıklı bir şekilde beslenmeye özen göstermelisiniz. Burada önemli olan ideal vücut kitle indeksine sahip olmak; sahip olduğunuzda ise hamile kalmak için acele etmemelisiniz. Daha kesin sonuçlar için ortalama üç ay gibi bir süre beklemenizde fayda var” açıklamasını yapıyor.


  • Düzenli spor yapın

Obstetrics&Gynaecology Dergisi’nin 2007 yayınladığı bir çalışmaya göre düzenli bir şekilde egzersiz yapmak, doğurganlığı artırmada kilo vermek kadar etkili olduğunun altı çiziliyor. Dr. Glenville bu konuda; “Düzenli bir şekilde yapılan egzersizler hormonlarınız ile regl döneminizi düzene sokarak sağlıklı bir kiloya sahip olmanıza ve aynı zamanda rahatlamanıza yardımcı oluyor. Ancak aşırıya kaçmamaya dikkat etmelisiniz. Haftada 15 saatten fazla egzersiz yapmak yumurtlama oranınızda azalmaya ve regl döneminde düzensizliğe neden olabiliyor” açıklamasını yapıyor.


Plan to Get Pregnant adlı kitabın yazarı Jinekolog Zita West; “İdeal egzersiz yürüyüş ve yüzme. Haftanın beş günü yarım saatliğine egzersiz yaparak hem sağlıklı bir hayata sahip olabilir hem de spor yapma konusunda aşırıya kaçmamış olursunuz” diyerek hamile kalmak isteyenlerin spor seçiminde dikkatli olmaları gerektiğinin altını çiziyor. Bazı ağır spor yöntemlerinin doğurganlığı olumsuz etkilediği kanıtlanmış.


  • Gizli tehlikelere karşı önleminizi alın

Belsoğukluğu ve gonore doğurganlık oranını olumsuz yönde etkileyen cinsel yolla geçen hastalıklar arasında başı çekiyor. Eğer daha önce bu iki hastalıktan birini geçirdiyseniz ve antibiyotik ile tedavi olduysanız, korkmanıza gerek yok. Ancak tedavi edilmeyen belsoğukluğu zamanla pelvik enfeksiyona, bu sendrom ise fallop tüplerinin tıkanmasına neden olabiliyor.




  • Test yaptırın

Hiç beklenmedik sonuçlar ile karşı karşıya kalmaktan korktuğunuz için test olmaktan kaçmayın. Cinsel yolla geçebilecek hastalıkların kontrolünü ihmal etmemelisiniz. Sonuç olarak bunların birçoğu günümüzde jinekolog önerisiyle verilen antibiyotik ile tedavi edilebiliyor. Önemli olan çok fazla ilerlemeden önlemenizi alarak doğurganlığınızı etkilemesini engellemek.


  • Bilinçli şekilde alkol tüketin

“Yapılan araştırmalar aşırı derecede alkol tüketenlerin regl dönemlerinde düzensizlik olduğu ve yumurtlamasının durduğu görülüyor. Bu rahatsızlıklar da doğal olarak doğurganlık oranında ciddi bir azalma yaşatıyor. Bazı hastalarım bana gelip ‘Hamile kaldığım an içkiyi bırakıyorum’ diyor ama içkinin hamile kalmayı zorlaştığını farkında değiller.” açıklamasını yapan Dr. Glenville, kadınların bilinçli bir şekilde alkol tüketmesi gerektiğini belirtiyor.


Uzmanlar, eğer yumurtalık rezerviniz ideal orandaysa bir öğünde en fazla üç bir haftada ise 14 kadeh tüketebileceğinizi dile getiriyor. Ancak hamile kalma konusunda kararlıysanız ve yumurta rezervinizde azalma meydana gelmeye başladıysa, haftada en fazla beş kadeh tüketmeye özen göstermelisiniz.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.