Günümüzde birçok erkek ereksiyon problemleri yaşıyor – hem başarma hem de daha uzun süre devam ettirme bağlamında. Kadınların uğraşları ise genellikle vücut imajı üzerine – seksi hissederek yatak odasında kendilerine güvenme üzerine.


Her iki cinsiyet de bu alanlarda bir sorun yaşadıklarına güvensizlik hissederler. Ve bu tür güvensizlikler, genelde cinsel hayatın yoksunluğunu beraberinde getirir. Peki, özgüven konusunun dışında, seksten kaçınmaya dair eğilimimizin kaynağı nedir?


Öncelikle birkaç ilginç bilgilendirme:

Ortalama çiftler, haftada yaklaşık 2-3 kez 7 dakikalık seks yaparlar. Erkeklerin yarısı 2 dakika içerisinde orgazm olurken, ortalama bir kadın 5 ila 7. dakikada orgazma ulaşır.



Diğer hayvanlarla karşılaştırdığımızda seks dürtümüz epey sönük kalıyor.

“Dişi bir aslan, bir haftalık dönem boyunca günde 100 kez çiftleşebilir – farklı partnerlerle.”



Peki, cinsel dürtümü artırabilmek için kullanabileceğim bir ilaç yok mu?

Günümüzde her türlü hastalık için ilaç almaya şartlanmış durumdayız. Bu yaklaşımın sorunu şu: bedenimiz bir hava boşluğunda var olmuyor. Kolektif bir şekilde çalışan 11 sistemimiz var. Sistemlerden birinde sıkıntı olduğunda, diğerleri de etkileniyor.


Açıkça söylemek gerekirse ereksiyon için ilaç kullanmak, cinsel dürtüyü artırmanın çözümü değil. Sorun belki ertelenebilir; ancak sihirli bir çözüme ulaşmak için uğraşmaktansa, “Neden kendi kendime yapamıyorum?” diye sormak gerekmez mi?


Kadınlar ise genellikle anne olduklarında sorar: “Cinsel arzum nereye gitti?”


Ve diğer soru gelir:

Cinsel dürtümü nasıl geri kazanabilirim?

İlaç kullanımını düşünmeden önce, görülen semptomların farklı bir açıdan değerlendirilmeleri çok önemlidir. Sorunun üzerine kapamak için ne eklemek gerektiğini düşünmektense sorunun kaynağını bulup yok etmeyi düşünmeye başlamak gerekiyor.


Şeker cinsel dürtüyü azaltan 1 numaralı bastırıcı olabilir!

…ve tip 2 diyabete ya da insülin direncine sebep olur – yani şeker, enerji olarak kullanılmak üzere hücrelere giremez. (çok mu yoruldunuz?) peki, nereye gider? Dosdoğru yağ hücrelerine. Yağ hücreleri, östrojen üretirler ve aşırı östrojen, cinsel arzu katilidir. Erkeklerde aşırı yağa ve düşük testosterona; kadınlarda ise saç kaybına, sivilcelere, ruh halinde ani değişimlere ve acılı regl dönemlerine sebep olur.


Fitoöstrojen de cinsel arzuyu azaltır

Bunlar günümüzde her süpermarkette satılan ürünlerin çoğunda bulunan, östrojen taklit eden ve endokrin sistemi bozan kimyasallardır – kişisel bakım ürünlerindeki parabenler, plastik kaplardaki BPA, organik olmayan etlere takviye için katılan hormonlar, organik olmayan kahvelerdeki kimyasallar, filtrelenmemiş su, ev temizlik ürünleri, doğum kontrol hapları…


Peki, ne yapmalı?

Kronik bir şekilde maruz kaldığımız zehirlerden uzak durmak artık imkânsız; ama en azından kullanımı azaltabilir ve vücudumuzun bu maddeleri etkili bir şekilde dışarı atma becerisine yardımcı olabiliriz. İşte size sisteminize eklemeniz gereken ve sisteminizden uzak tutmanız gereken 5 şey:


Eklenecekler:

1. Lif

2. Yoga ve düşük stres

3. Egzersiz

4. Çinko, magnezyum, balık yağı, D vitamini

5. Uyku


Uzak durulacaklar:

1. Kafein

2. Şeker

3. Östrojen taklitçisi kimyasallar – BPA, paraben, filtrelenmemiş su

4. Alkol

5. İlaçlar

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.