İlişkilerin mutlu ve sorunsuz sürmesi aslında çok da zor değil. Karmaşık bir yapıya ve hassas dengelere dayalı olan kadın-erkek ilişkisinin başarısı, tavsiye edilen birtakım basit ama önemli kurallara uymakla mümkün olabiliyor. Hemen hemen herkes yaşadığı ilişkinin ne kadar sağlıklı olduğunu merak eder durur. Dergilerde testler yapılır, eş dost ile kıyaslanır, çay sohbetlerinde hep ilişkiler konuşulur. Oysa ki bir ilişkinin ne kadar sağlıklı olup olmadığını o ilişkiyi yaşayan kişiler zaten bilir. Hissedilen mutsuzluk, huzursuzluk, anlaşmazlıklar, çatışma ve endişeler, ilişkinin ne kadar “hastalandığına” işaret eder. İlişkideki “ben “ ve “sen”i kaybetmek, ilişkiyi enfekte eden en önemli unsurdur. Ben ve sen olamayanlar, sağlıklı “biz”i oluşturamazlar.


Mutlu bir ilişki için gerekli 10 altın kural:

  • Her konudaki duygu ve düşüncelerinizi onunla rahatlıkla paylaşabiliyor musunuz?

  • Evin işlerini ve sorumluluklarınızı, adil bir şekilde partnerinizle paylaşıyor musunuz?

  • Baş başa zaman geçiriyor musunuz? Buna hevesli misiniz? Geçirdiğiniz zamandan keyif alıyor musunuz?

  • Cinsel hayatınız sizi tatmin ediyor mu?

  • Bireysel ilgi alanlarınız ve hobileriniz var mı? Bunlara yeterince zaman ayırıyor musunuz?

  • Partnerinizden bağımsız bir sosyal hayatınız var mı?

  • Bir problemle karşılaşıldığında, ortak bir çözüme ulaşabiliyor musunuz?

  • Partnerinizle kısa ve/veya uzun vadeli ortak hedefleriniz var mı?

  • Partnerinizin yokluğunda onu özlüyor, yanındayken kendinizi iyi hissediyor musunuz?

  • Birbirinizin, birbirinizden ayrı bir özeli-mahremi olduğunu kabul ediyor ve buna saygı duyuyor musunuz?



Uzman Psikolog Selin Karabulut, sağlıklı ilişki için 6 öneride bulundu.


Sağlıklı bir ilişkinin iki tarafın da mutlu ve huzurlu olduğu, sevme, sevilme, desteklenme, takdir görme, sosyal ve cinsel ihtiyaçlar gibi ihtiyaçlarının karşılandığı ve kendi öz benliklerini yitirmeden, “biz” olabildikleri bir ilişki olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Selin Karabulut, “İlişki öncelikle iki sağlıklı birey ister, o zaman sevgi, saygı, hoşgörü kendiliğinden olur. Anlaşmazlıklar olsa bile, böyle bir ilişki sevgi ve saygı temelleri üzerine kurulu olduğundan, tarafların da mevcut sorunlarla daha kolay başa çıkabilme becerileri gelişir” açıklamasında bulundu. Karabulut, sağlıklı ilişki önerilerini şöyle sıraladı:


1- Farklılıklarınıza saygı gösterin

Hepimiz farklıyız ve farklılıklarımızla zenginiz. Bir ilişkide bunu baştan kabul ederek yol almak, farklılıklarımıza alan tanımak hem ilişkiyi güçlendirir hem de uzun sürmesini sağlar.


2- Yarışa girmeyin

“Evde kadının, dışarıda erkeğin sözü geçer” gibi söylemlere kulak asmayın. Her ilişki kendine özeldir ve tabii ki kimin, nerede baskın olduğu değişebilir, birinin baskın olması gerekmeyebilir de. Fakat yanlış olan, bunu bir yarışa çevirmektir. İlişki, asla bir yarışa ve savaşa dönüşmemelidir. Önemli olan, günün sonunda ortak bir noktaya varıp uzlaşabilmektir. Unutmayın, ilişki keyif alınacak bir süreçtir.


3- Beklentileri gözetin

Bir ilişkide her iki tarafın temel beklentileri aynıdır; sevgi ve saygı. “Kadın sevgiyi daha çok ister, erkek de saygıyı” diye düşünmek doğru olmaz. Herkes aynı beklentiler içinde aslında. Çatışmalar bu beklentiler yeterince karşılanmadığında başlıyor.


4- Ortak geleceğinizde uzlaşın

Sağlıklı bir ilişkide ortak gelecek de olmalı. Bu bir yıl sonrası ya da 30 yıl sonrası için de olabilir. Örneğin, bir çocuk sahibi olmak, her iki tarafın da ortak geleceğinde varsa, yani bu, kişilerin ortak beklentileri ve istekleriyse olmalıdır. Çiftler bu noktada, ailelerden gelen “torun istiyoruz” baskılarıyla hareket etmemeli.


5- Cinsel mutluluğu göz ardı etmeyin

İyi bir ilişkinin göstergelerinden biri de iyi bir cinsel hayattır. Çünkü yaşadığımız duygusal sorunlar cinselliğimizi de etkiler ve bu da ilişkiye yansır. “Evlenince cinsel hayat biter ya da azalır” gibi klişe söylemleri çok duyarız. Bu ön kabullerle yaklaşmak yerine kendi ihtiyaçlarımıza kulak vermek önemlidir. Elbette ki zaman içerisinde değişebilen öncelikler cinselliği ön plana çıkarmayabiliyor. Önemli olan, çiftlerin bu durumdan mutlu olup olmadıkları ve bir sorun varsa bunun çözümüne odaklanmalarıdır.


6- Fırsatlar yaratın

Aşkı, ilişkiyi canlı tutmanın en güzel yolu kendimiz için fırsatlar yaratmaktır. Kendimize zaman ayırmak, sevgimizi dile getirmek, karşımızdakinin duygularını canlı tutmak için fırsatlar yaratmalıyız. Unutmayın ki sevgi bilinen değil, hissedilen bir duygudur.


İlişkilerde 3 büyük hata

Konuşmamak

Çiftler arasında en sık gözlemlenen hatalardan biri, herhangi bir sorun olduğunda her iki tarafın da bunu konuşmamasıdır. Konuşmak yerine, imada bulunma ya da karşı tarafın anlamasını sağlamaya yönelik davranışlar sıkça görülüyor. Halbuki çözüm basit; iletişim kurmak...

Rehavete kapılmak

Bir diğer hata ise evlendikten sonra her şeyin bittiğinin düşünülmesi ve rehavete kapılma. Evliliğin, ilişkiyi en tepe noktaya taşıdığına yönelik genel algı, evlilikten itibaren ilişkiyi de rutine sokuyor. Çiftler böylece monoton bir ilişki yaşamaya başlıyor.


Roller arasında denge kuramamak

Çiftler bir çocuk dünyaya getirdiklerinde, bazen hayatlarına sadece anne ve baba olarak devam ediyorlar. Bunun anlamı şu; kadın ve erkek olduklarını unutabiliyorlar. Elbette çocuk olduğunda yeni kimlikler kazanacağız fakat ideal olan, bu kimliklerin getirdiği roller arasında dengeli geçişler yaparak ilişkiyi sürdürebilmektir.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.