Malumunuz aşk mektupları tarih oldu, artık tüm aşklar bir kalp ikonuyla tanımlanıyor. Facebook’ta beğendiğin, WhatsApp’ta konuştuğun, Instagram’daki favorin ile ilişki olur mu? Olursa da seni mutlu eder mi? Teknolojinin parlayan yıldızı hiç şüphesiz ki, başdöndürücü bir hızla gelişen sanal dünya. Dünya çapında iletişim kurmayı sağlayan Facebook, Twitter, Instagram, Foursquare, WhatsApp; peki ikili ilişkileri nasıl etkiliyor? Yapılan bir araştırmaya göre bekar kadınların % 48’i; bekar erkeklerin de % 38’i ilk görüşme öncesi partnerlerinin Facebook profilini inceliyor.

Birlikte olduğunuz ya da olmak istediğiniz kişinin Twitter’da en son kimi takip ettiği, kim tarafından takip edildiği; Facebook’ta en son hangi fotoğrafı beğendiği, kime hangi yorumu yazdığı; Instagram’a koyduğu fotoğrafları like edenin kim olduğu; WhatsApp’ta en son ne zaman görüldüğü, ne kadar online kaldığı; Foursquare’de en son nerede check in yaptığını takip etmek çok yorucu değil mi? Üstelik takip edilmekle kalmıyor, bunlar ilişkinin geleceğini de belirliyor. Neden telefonunu açmadın, neden mesajıma cevap yazmadın ile başlayıp, çiftler arası kıskançlıklara, kavgalara hatta ayrılığa yol açabiliyor.

Dijital ortamın büyüsüne kapılmanın yarattığı bir başka tehdit ise cinsellik boyutunda karşımıza çıkıyor. Karşı cinsle internet üzerinden görüntülü ve sesli sohbet yapmanın ihtiyaç haline gelmesiyle, insanlar gerçek cinsellikten uzak durmaya başladı. Özellikle hayatının baharındakiler için kabul edilebilir değil bu durum. Evli çiftler de eve geldiklerinde günün özlemini giderebilecek kadar birbirine zaman ayırmıyor, ortak alanda farklı köşelerde sessiz sedasız oturup, sosyal ağlarda vakit geçiriyor. Bu da yatma vakti geldiğinde yalnızlığa mahkum kalan çiftlerin artmasına, cinselliğin ikinci hatta üçüncü sıraya atılmasına neden oluyor. Ayrıca, cinselliği tüm boyutlarından soyutlayıp sadece zevki ön plana alan ve mekanikleştiren sanal seks dünyasına alışmış bir kişi, gerçek yaşamda cinsellikte sorunlarla karşılaşabiliyor. Çünkü sanal seks sonrası, gerçek yaşamda fanteziler daha zor paylaşılıyor, cinsel beklentilerin sadece sanal ortamdaki gibi olacağına inanılıyor. Bu nedenle zamanla sanal ortamda yaşanılan cinselliğin verdiği haz, partnerden alınmaz bir hale geliyor. Kişinin sanal sekste mastürbasyonla boşalması, gerçek yaşamda partneri tarafından yapılan uyaranlara cevap vermesini zorlaştırıyor ve cinsel işlev bozukluklarına zemin hazırlıyor.


Ancak sosyal medya bozulan ilişkilerin, ayrılıkların nedeni olarak görülse de tek başına suçlu değil elbette. Eğer bir ilişkide psikolojik bir çatlama yaşanıyorsa ve arayış içine giriliyorsa; doğan boşluğu ya iş yerinden bir arkadaş ya yemekte tanıştığı bir kişi ya da internet giderebiliyor. Ancak internet ulaşılması daha kolay olduğu için o boşluğu giderici bir araç olarak daha çok kullanılıyor. Sanal alemde flört etmenin sınırlarını çizmek oldukça zor… Genellikle bir oyun gibi başlayan yazışmalar daha sonra tutkulu birer ilişkiye dönüşebiliyor. Bireyler yolunda giden ilişkileri olsa bile, zamanla kendilerini sanal ortamdaki cazibeli duruma kaptırabiliyor. Sevgiliden ya da eşten zaman çalınarak, çeşitli bahanelerle sosyal paylaşım ağlarına girilmeye çalışılması ilişkilerde sorunlar yaşanmasına ortam hazırlıyor. Boşanma davalarında bile sosyal medyadaki paylaşımlar delil olarak gösteriliyor.

Kabul etmeliyiz ki sanal iletişimi hayatımızdan çıkarmak mümkün değil, kullanmak durumundayız ama kendi sınırlarımızı kendimiz çizerek…

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.