Hayatın her anını olumsuz etkileyen depresyon, biyo-psiko-sosyal nedenlerle gelişen, bir duygudurum bozukluğu. Depresyon içinde olan kişiler yoğun psikolojik rahatsızlık çekmelerinden dolayı hayatlarını yeterince kaliteli yaşayamaz, işlerindeki üretkenlikleri azalır ve depresyonun şiddetine paralel olarak giderek kaybolabilir. Aile birliklerini sürdürmede genellikle problemleri olur, çocuklarıyla yeterince ilgilenemezler.


Aşırı stres (özellikle işe bağlı), kötü bir çocukluk dönemi, cinsel bilgisizlik, geçmişte yaşanmış cinsel taciz, genelev ya da benzeri deneyimdeki başarısızlık, eş ile yaşanan uyumsuzluk nedeniyle yaşanabilecek depresyon, kişinin cinsel hayatını da olumsuz etkiliyor. Depresyon döneminde; erkeklerde ereksiyon problemi ortaya çıkabilir ve cinsel etkinliğin yerine getirilemiyor oluşu hastanın kendine olan özgüvenini de etkiler. Ayrıca bu hastalarda antidepresan ilaçlara bağlı olarak sertleşme ve orgazm sorunları sık görülür. Bu sorunları yaşayan erkek daha da bunalıma girer ve sorun içinden çıkılmaz bir hal alabilir.


Depresyondaki kadınlar, daha fazla içe kapanmayı, hüzünlerini kendi içlerinde yaşamayı seçerken, erkekler yaşadıkları mutsuzluğu öfke patlamaları, riskli davranışlarla dışa vururlar. Mutsuzluk, hüzün hali, hayattan zevk alamama, kendine güvenin azalması cinselliğe olan yaklaşımı etkiler. Kadınlarda, cinsel ilgi ve istek azlığına yol açarak, uyarılma güçlüklerine zemin hazırlar, haz ve doyumu etkiler. Türkiye’de kadınların çoğu zaten seksi doyurucu yaşayamadığı ve orgazm olamadığı için "seks olsa da olur olmasa da olur" düşüncesinde. Depresif kadın için seks; itici, zahmet verici ve gereksiz bir aktivite haline geliyor. Bu yüzden kocasıyla ayrı yatan hatta kocasının dokunmasını, öpmesini dahi istemeyen tiksinti duyan kadınlar olabiliyor.


Ayrıca depresyonda negatif bir kısır döngü yaşanıyor. Depresyon cinsel sorunlara yol açabilirken, cinsel sorunlar da mevcut depresyonu ağırlaştırabiliyor. Cinsellik, performans kaygısı haline geldiği zaman başaramama korkusu ile cinsel işlev bozukluğunun kalıcı olması riski doğabiliyor. Hasta cinsel hayatının tamamen sona erdiğini düşünerek depresyonunu daha ağır yaşamaya başlıyor. ‘Yine başarılı olamazsam’ düşüncesiyle başaramama korkusuna (performans anksiyetesi) kapılan kişide, depresyon tedavi edilse bile cinsel işlev bozukluğu kalıcı olabiliyor.


Depresyon düzeyi arttıkça hoşnutsuzluk duyguları kendinden nefret etmeye dönüşebileceğinden, böyle hisseden birinin partneri ile normal bir ilişki kurması çok zor olacaktır. Depresyonda olan kişide, kendini aşağı görme durumu vardır. Kişi kendi becerilerini, çekiciliğini, parasal durumunu, sağlığını ve zekasını olumsuz olarak değerlendirme eğiliminde olur. Cinsellik konusunda kişi aynı suçlama ve eleştirme davranışını sergiler.

Bu durumun tedavisi tabii ki mümkün. Psikoterapi ve ilaçların yanı sıra cinsel terapi de tedavi sürecinde etkili olur.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Herkes bu sorunlarla karsilasio
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.