Geçen yazın flaş haberlerinden biriydi. Angelina Jolie’nin meme kanseri riski yüzünden memelerini aldırdı. Kanser olmamayı garantiledi mi?

Bence bu bir hata. Ne yazık ki o zamandan beri “Ben de aldırsam mı?” diye soran çok oluyor. Ben buna “Angelina Sendromu” diyorum ve bu da bir çeşit suistimal. Angelina, meme kanseri olmayacağını garantilemedi. Kanser meme duvarında da gelişebilir.


Silikonlu memede kanser olur mu?

Olur tabii. Meme hücresinin olduğu her yerde meme kanseri gelişebilir. Estetik cerrahi planlıyorsanız önce mutlaka meme kanseri taraması yaptırın. Meme estetiği geçirildikten sonra tanının zorlaştığını bilmek ve meme konusunda uzman bir radyoloğa danışmak önemli.


Stres meme kanseri riskini artırır mı?

Uzun ve yoğun stres durumları kaygıya, mutsuzluğa, kötümserliğe yol açar. Bunların meme kanseri riskini artırdıkları kanıtlanmış değildir. Ama bağışıklık sistemimizi zayıflatarak direncimizi düşürdüğü ve hastalıklarla başa çıkmayı zorlaştırdığı bir gerçektir.


Deodorantlar ya da lazer epilasyon meme kanseri riskini artırır mı?

Hayır. Bu iddiaların bilimsel kanıtı yoktur.


Meme taramaları ne sıklıkta yapılmalı?

Ben radyolojik incelemelerinin ardından “Sizde kanser görmedim. Memeniz sağlam” demem. “Şüpheli bir şey görmedim” derim. İkisi arasında çok fark var. Kadında taramadan bir sene sonra meme kanserinden şüphelenir, biyopsi yapar ve kanser bulursam; bu yeni çıktı demek değildir. Ancak görebileceğim hale gelmiştir. Onu için senede bir diyoruz. Senede bir güvenli bir süredir. Eğer siz daha iyi olacağını düşünüyorsanız birkaç senede bir mamografi yaptırın ya da hatta hiç yaptırmayın; kendi kendinize muayene edin. Yeterince bekleyen her kadın kendi memesindeki kanseri bulur. Bunun için doktora gitmesine gerek yoktur. Bizim bir sene güvenli süredir dememizin sebebi evre 0’da ya da 1’de bulunabilmesi içindir.

Mamografi ya da ultrason sonuçlarını seneler içinde saklamak lazım mı? Gelişimi görmek önemli mi, yoksa sadece şu anki durumu belirleyici?

Mesela ben sizde bir kitle bulsam ve bunun bir sene öncede orada olduğunu bilsem önerim farklı olur; ilk kez tespit edilmiş olduğunu bilince farklı. Onun için tek bir radyoloğunuz olmalı. Yani bir radyolog, bir nokta koyuyor sizi gördüğünde, ikinci noktayı o koymazsa bilemez yani o kitle aynı kitle mi onu bilemez.


Makine mi önemli uzman mı?

Aletleri barındırmak uzman hekim barındırmaktan çok daha ucuz… Makinelerle ilgilenmemelisiniz, “Mamografi mi ultrason mu?” bunu merak etmeye gerek yok. Siz uzmanınızdan emin olun. Hastaneler reklamlarını teknoloji üzerinden biz de diyerek yapıyorlar. Bunlarla sizin hekimi merak etmeniz, hekimi aramanız engelleniyor. Hastaneler az yatırım yapmayı, çok kazanmayı istiyorlar bu da ticaretin kuralı. Ne yazık ki sağlık politikaları hekimlerin ellerinde değil.





‘Mememde ne var?’ diye merak eden radyoloğa gitmeli!

Meme kontrolleri için genel eğilim cerraha gitmek. Lakin siz kitabınızda bu kontrolleri ve takiplerini radyologlar yapmalıdır diyorsunuz...

Radyolog tıbbi görüntüleri yorumlamak yoluyla tanı koyan uzmandır. Radyoloji yöntemiyle elde edilen bulguları en doğru şekilde radyolog yorumlayabilir. Radyolojik değerlendirme için en uygun yöntemleri belirlemek, en etkin şekilde kullanmak, elde edilen bilgiyi yeterli, doğru ve tedaviye yol gösterici şekilde yorumlamak radyoloğun sorumluluğundadır. Benim önerim, kesinlikle doğru bulduğum şey “Mememde ne var?” diye merak eden kadınların radyoloji uzmanlarına gitmesidir.


Kendinizi gereksiz işlemlerden korumak için 10 öneri


1- Hiçbir meme biyopsisi acil değildir!

Panik, yanlış kararlar aldırır! Sakin olun. Derhal karar vermeye çalışmayın. Memenizdeki kanserse zaten yıllardır oradadır, birkaç hafta daha bekleyebilir.


2- Bedeniniz üzerindeki denetim yetkinizi “hekimlere” devretmeyin!

Bedeniniz SİZE aittir! Hekimlerinizi “karar verici” değil, “rehber” olarak görmeye çalışın.


3- İnsanlar yardım etmeye çalışırlar. Peşlerine bilinçsizce takılmayın!

Herkesin bir “fikri” vardır ama “bilgisi” olan azdır. Ağızdan ağıza anlatılanlara fazla itibar etmeyin. Aradaki insan sayısı arttıkça yanlış anlamalar da artar. “Aile meclisi” kararları mantıksal olmaktan çok, duygusal olmaya meyillidir. Durumunuzu kendi başınıza değerlendirmek konusunda kararlılık gösterin!


4- Bilgi kirliliğine kapılmayın.

Magazin haberlerine fazla itibar etmeyin. Medyadan ve internet sitelerinden çok bilgi toplayabilirsiniz ama bilimsel olanları ayıklamanız son derece zordur!


5- Danışma yöntemini doğru seçin.

Hekimlerle “yazışmayı” ya da “telefonlaşmayı’ değil, “yüz yüze” görüşmeyi tercih edin! İnternet ya da telefon kanalıyla bilgi toplamak ücretsiz, kolay, pratik, pek akıllıca görünür ama gerçek maliyeti çok ağır olabilir!

6- Konuyu doğru dalda uzmana danıştığınızdan emin olun.

Radyoloji ile ilgili yorumları radyoloji uzmanlarına sorun!


7- Hekimleriniz arasındaki mesleki ilişkinin niteliğini anlamaya çalışın.

Hekim, hastasına en iyi sağlık hizmetinin sağlanması için, ona hizmet sunan diğer hekimlerle işbirliği yapmakla yükümlüdür. Bu işbirliği “takım çalışması” diye anılır ama ne yazık ki genellikle yanlış anlaşılır. Radyologların diğer hekimler tarafından istenen isabetsiz incelemelere itiraz edememelerinin, kesin tanı koyma görevini üstlenmekten ve hastalara yüz yüze açıklama yapmaktan kaçınmalarının başlıca nedeni, “hastanın sahibi” olarak gördükleri diğer hekimlerin “etki alanlarını” engelleme endişesidir. Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınız takdirde zarar görme ihtimaliniz vardır! Radyoloğunuz doğrudan size yüz yüze, tatminkâr ölçüde açıklama yapıyor mu? Sorularınızı yanıtlamaya ve konuyu tartışmaya ne kadar istekli? Sizinkine benzer bir durumla karşı karşıya kalsa kendisi veya hayatındaki en sevgili kadın için ne isterdi?


8- Başka hekimlere de danışın, ama dikkatle seçerek!

Olasılıkları her yönden görmeye ve anlamaya çalışın. Herkesin yaptığı şey doğru demek değildir! Çoğunluğun ne dediğinden çok, mantığınızın ne dediğiyle ilgilenin! Eleştirel düşünebilmek için çoğunluk görüşe değil, farklı görüşlere gereksiniminiz vardır!


9- Hekimlerinizle açık konuşun.

Bütün sorularınıza yanıt aldığınıza emin olun! Beklenmeyen bir haberin etkisiyle psikolojik durumunuz konuşulanları doğru algılamanızı ve hatırlamanızı zorlaştırabilir. Eleştirel bir yöntemle yeterince okuyup düşündüğünüzde sorularınız netleşecektir. Bunları yazın. Sonra hekiminizden konuyu tekrar tartışmak için randevu alın. Bu randevuya, araştırmanıza katılan ve durumunuza sizinle birlikte kafa yoran eşinizi veya arkadaşınızı da götürün. Bir yerine iki kişinin dinlemesi ve gözlemleri, soruların çeşitlenmesini, konuşulanların hatırlanmasını ve yararlı tartışmalar yapmanızı kolaylaştırır.


10- Hekimleriniz de insandır!

Hasta-hekim ilişkisi, insan-insan ilişkisidir. İletişimin iki taraflı olduğunu unutmayın. Hekimlerinizin de bunalmış, duygusal ya da dikkatsiz anları vardır. Üstelik hiç kimse sürekli olarak aynı verimlilikte çalışamaz. Önyargısız ve anlayışlı olmaya çalışın. Görüşmenizin verimli geçmediğini ya da birbirinizi iyi anlamadığınızı düşünüyorsanız farklı bir gün tekrar görüşmeyi önerebilirsiniz.


Röportaj: Damla Çeliktaban

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Benim 29 yaşında kızımın sağ memede maling kötü huylu kitle çıktı nasıl tedavi yaprırabilirim bana yardımcı olurmusunuZ
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.