Önceki gün gösterime giren Kaptan Amerika: Kış Askeri (Captain America: The Winter Soldier) filmi için Londra’da film ekibiyle buluştuk. Tabii ki en heyecan verici isimler Scarlett Johansson ve Samuel L. Jackson’dı! Yönetmen Anthony ve Joe Russo’nun açıklamalarıysa ilginçti...

Scarlett: “Kaptan Amerika Sayesinde Çocuk Hayranlarım Arttı”


Herhangi bir Hollywood starı ile röportaj yapmak başlı başına bir heyecan kaynağı ama karşınızdaki insan Scarlett Johansson olunca stres iki kat artıyor. Onunla ilk röportajım 2012 yılındaydı. Yakında ikincisinin çekimlerine başlanacak, Marvel’in kahramanlık filmlerinin yeni nesil tarafından da çok sevilmesini sağlayan The Avengers filminin Londra galasında. Dilim tutulmuştu. Konuşamamış, Scarlett’in her mimiğini incelemiştim. Sonra da “fazla şımarık” olduğuna kanaat getirip “En sevdiğim kadın oyuncular” listesinden çıkarmıştım. Hah! Sanki çok önemliydi benim beğenmem. Kadın 2 kez Esquire Dergisi tarafından “yaşayan en seksi kadın” seçildi. 3 defa Woody Allen’ın ilham kaynağı oldu. Onlarca ödülü ve tartışılamaz bir güzelliği var. Ve ikinci röportajda yine heyecanlanmak için tüm bunlar yeter de artar bile. Yalnız bu kez arada bir fark var: Scarlett hamile. Bu konuda konuşmak istemiyor. Hamileliğini gizlemek ister gibi daha maskülen giysiler giyiyor. Ceket, gömlek... Kaptan Amerika: Kış Askeri filminin Londra Galası’nda kırmızı halıda giydiği kırmızı Vivienne Westwood elbisesinin drapeleri, küçük de olsa belirginleşen karnını başarıyla saklıyor. Zaten insan onun dudaklarına bakarken karnını göremiyor ki! Röportaj için karşımda Chris Evans ile birlikte oturuyorlar. Filmde Chris, ultra karizmatik Captain America. Scarlett yine en seksi Marvel kahramanı Black Widow yani Natasha Romanoff rolünde. Bu ikilinin hiçbir efekte, hiçbir süper güce ihtiyaç duymadan dünyayı kurtarabileceklerine inanası geliyor insanın. Ve röportaj başlıyor.


Chris oyunculuğa ara vereceğin söyleniyor, doğru mu?

Chris Evans: Oyunculuğu çok seviyorum ama şu ara yönetmenlik konusunda çok heyecanlıyım. Küçük çocuklar sabah uyandıkları anda sevdikleri şeyler konusunda nasıl heyecanlı olurlarsa ben de öyleyim. Bu oyunculuğu bıraktım demek değil ama şimdilik yönetmenlikte kendimi geliştirmek istiyorum.


Scarlett, yönetmenlikten bahsetmişken, yönettiğin bir kısa film var bir de henüz tamamlanmamış “Summer Crossing” filminde yönetmenlik yapacaksın. O film ne durumda?

Scarlett Johansson: Her şey yolunda, sadece gösterime girmesi için daha müsait bir zamanı, doğru mevsimi bekliyoruz. Şimdi Captain America var, araya yaz girecek... O nedenle muhtemelen önümüzdeki ilkbaharda gösterime girer. Çünkü adı “Summer Crossing”. (Yaz Geçer)


Çekimleri nerede olacak?

S.J.: New York.


‘Hamileliğim Çekimleri Etkilemeyecek, Saçmalama’


Hamileliğin çekimleri etkilemeyecek mi?

S.J.: Tabii ki hayır, saçmalama.


Captain America için çok fazla dublör kullandın mı?

S.J.: Evet. Bundan önceki Captain America filmlerinde çok fazla koreografi vardı. Bu da işimi kolaylaştırıyordu. Bundaysa çok fazla silah kullanmam, koşmam gerekti. Benim için zor ve farklıydı. Hiç o kadar çok koştuğumu hatırlamıyorum. Biliyorum kulağa saçma geliyor ama koşma şekli bile farklıydı!


C.E.: Saçmalama, yanlış izlenim yaratacaksın. Spor yapan birisin.


S.J.: Evet ama birinin peşinden ya da bir amaç için koşmak başka, sabah koşusuna çıkmak başka!


Kadın olarak çok güçlü bir karakteri canlandırıyorsun. Bu tarz rolleri bulmak zor mu sence?

S.J.: Yaşına, ne aradığına göre değişiyor bu. Bence 20’lerinin başındaki kadın oyuncular için harika roller var piyasada. O yaşlarda şahane işlerde yer aldım, çok şanslıydım. Şimdi de şanslıyım.


Marvel gibi büyük şirketlerin tamamen kadın süper kahramanlar üzerine kurulu filmler yapmaması üzücü değil mi?

S.J.: Bilmiyorum. Süper kahraman filmi olmasa da çok fazla aksiyon filmi var kadınları kahraman olarak gösteren. Bir de şu var ki kadın süper kahraman kavramında seksi ile güçlü arasında çok ince bir çizgi var. Ve eğer seksapel öne çıkarsa film ucuzlaşıyor. O yüzden zor bir iş. Belki de bu yüzden yapılmıyor. Ama yapılacak olsa bunu en iyi Marvel yapar, eminim.


Chris, seri filmlerde oynamak kariyeri nasıl etkiliyor, başka filmlerde oynamaktan vazgeçmek zorunda kalıyor musunuz?

C.E.: Hayır, sonuçta bu filmlerin anlaşmaları 3-4 yıl öncesinden yapılıyor. Kariyerini ona göre planlıyorsun. Tabii ki bazen başka işlerden feragat etmek zorunda kalıyorsun ama o kadar da olsun.


S.J.: Ah, ne kadar da zor hayatlarımız var!





‘Genelde evde yoruluyorum çalışırken değil!’

Genç, yakışıklı, zeki ve esprili ünlü aktörlerle röportaj yapmak heyecanlı olmaktan ziyade keyif verici, kendine güveni artırıcı olur. Ama çocukluktan beri hayranlıkla izlediğin, sadece oyunculukla değil, dünya için yaptığı işlere baktığında da saygı duyduğun ve karizmasıyla dünyayı ters döndürebilecek bir oyuncunun karşısında olmak... İşte bu heyecandan öte bir durum. “Size amca diyebilir miyim” ile “Lütfen birlikte bir fotoğraf çekinebilir miyiz, lütfen” sözleri dilimin ucunda, profesyonel davranmaya çalışmak nasıl yorucu anlatamam. Filmde yine Nick Fury karakterini canlandıran Samuel L. Jackson ile röportaj başlarken tam da bu duygular içinde küçük bir çocuğa dönüştüm. Hem onunla da ikinci kez röportaj yaptığım halde! Bu kadar heyecanımın sebebi, 2 sene önceki ilk röportajımızda nasıl şahane cevaplar verdiğini hatırlamamdı. Ses kaydını çözerken sesinin, diksiyonunun ne kadar güzel olduğunu her kelimede tekrar düşünmüştüm. Kaptan Amerika: Kış Askeri için buluştuğumuzda da durum farklı olmadı.


Nasılsınız?

Bugün gayet iyiyim.


Bu filmde politik göndermeler var. Genelde bu tarz aksiyon filmlerinde görme, alışık olmadığımız bir durum. Siz şaşırdınız mı bunları okuyunca?

Hayır, pek değil. SHIELD politik bir organizasyon sonuçta. Komplo teorileri ve aksiyon güzeldi.


Bu filmin senaryosunu okuduğunuzda sizi ilk ne heyecanlandırmıştı?

Her zaman olandan daha fazlasını yapmak beni heyecanlandırır zaten. Oynadığım Nick karakteri, her filmde biraz daha gelişti. Artık bir çizgi roman karakterinin ötesine geçti. Gençlerin filmi izlerken neler olup bittiğinden daha fazlasını düşündüklerini fark ettiklerinde, şaşıracaklarına eminim. Bir de birlikte çalışmaktan keyif aldığım insanların arasına geri döneceğimi bilmek de heyecan vericiydi. Çocukken daha küçük çaplı yaptığım şeyleri bir stüdyoda yapabilmek çok güzel. Oturup o çizgi romanları okuduğum ve “Gerçekten böyle bir dünya var mı” diye düşündüğüm zamanları hatırlıyorum da... Şimdi o dünyanın içindeyim!


O zaman bu filmlerde yer almak sizin için bir işten daha fazlası...

Tabii ki öyle. Sonuçta eğlenceli bir şey yapmak önemli. Çocukluk hayalimi gerçekleştirmek bu. Aynı zamanda gişe rekoru kıran bir filmde olmak çok güzel.


Çocukken en sevdiğiniz süper kahraman hangisiydi?

Kendimi en çok Flash ile özdeşleştirirdim. Tayt giyip çok hızlı koşmak güzel gelirdi gözüme. Ben de koşuyordum.


Senelerdir sinema sektöründesiniz. Sinema dünyasında neler değişti bu sürede?

Çok fazla şey değişti. Film yapmak eskisi gibi gizemli bir iş değil. Anaokul çocukları bile yapabiliyor artık. Daha kolay ulaşılabiliyor. Ama en önemlisi daha kabul edilebilir bir meslek. Eskiden annem bunu bir iş olarak görmezdi mesela.


Eski günleri özlüyor musunuz?

Eski günlerle ilgili neyi özlüyor muyum? Günlerce bir filmin çekiminin tamamlanmasını, nasıl göründüğünü bilememeyi ya da lisede atlet olarak koşmayı mı? Her gün, yaşandığı anda güzel.


‘Uyuşturucu, Alkol Ve Şöhret Manyaklığı Savaşı...’


İşini profesyonel anlamda çok ciddiye alan ama sektörün çevresinde yaşananları o kadar da ciddiye almayan birisiniz. Ünlü olmakla nasıl yüzleştiniz?

Tam bir aptaldım ilk ünlü olduğumda. Bir sürü savaştan geçtim. Uyuşturucu savaşı, alkol savaşı, şöhret manyaklığı savaşı... Aklım başıma geldiğinde gurur duyacağım bir hayatım olması gerektiğini fark ettim. Çocukken izleyip hayran olduğum aktörleri düşündüm. Onlar gibi iyi filmlerde yer almam gerektiğini fark ettim.


Robert Redford’la sette nasıl vakit geçirdiniz?

Onunla birçok kez bir araya gelmiştik daha önce. Genç bir oyuncuyken onun düzenlediği Sundance Film Festivalleri’ne katılırdım. Yıllar içinde onunla oynayabileceğim bir iki rol kaçırdım. İlk kez onunla oynayacağım gün sete gittiğimde oturduk ve bir sürü değişik konuda konuştuk. Hayat hakkında, filmler hakkında konuştuk. Çekim saati geldiğinde bir seviye atlamıştık, birbirimizi daha iyi tanıyorduk.


Imdb’ye bakınca önümüzdeki bir iki sene içinde 10 farklı filminizin gösterime gireceğini gördüm. Hiç yorulmaz mısınız?

10 mu? Gerçekten mi? Imdb söylüyorsa doğrudur. Genelde evde yoruluyorum, çalışırken değil! O yüzden de sete gidince karavanda uyuyorum.


Röportaj: Heja Bozyel

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.