Henüz 26 yaşında ama 2 kızını ve pop star bir kocayı idare ediyor. Onun için “İşi zor” diyen çok, ancak o çok mutlu görünüyor. Çünkü “Büyük bir aşk ve bağlılık var” diyor. Sadece kocasına değil ailesine de öyle özellikle kayınvalidesine bayılıyor. Giyim tarzıyla çok beğenilen Ece Doğulu, Elle için bir ayakkabı koleksiyonu oluşturdu. Yavaş yavaş evden çıkıp iş hayatına atılan Doğulu ile çocukları okula bıraktıktan sonra buluştuk...

Ayakkabı projesi, 2 çocuktan sonra iş hayatına dönüş mü oldu?

Hiç iş hayatına başlayamadım ki! Arya doğduğunda Koç Üniversitesi’nde okuyordum. Okul bitti, bu sefer Lila doğdu. O arada birkaç şarkı sözü yazdım. Modayla ilgili bir şey yapmayı hep düşünüyordum ama şimdi vakit ayırabiliyorum. Hâlâ bütün gün çalışamıyorum, iki çocuk olduğu için kolay değil. Ama Elle Ayakkabı’yla işbirliği başlangıç oldu tabii.

Üniversitede ne okudunuz?

Babam hariciyeci olmamı istiyordu, uluslararası ilişkiler okudum. Son sınıftayken İngiliz dili ve karşılaştırmalı edebiyat derslerini de alarak iki bölüm birden bitirdim.

Tasarıma, ayakkabıya merak nereden?

Tasarım eğitimim yok ama çok meraklıyım. Elle ile yürüttüğümüz proje, tasarımdan ziyade koleksiyonu yönlendirmek gibi, var olan tasarımlardan bir seçki. Modaya ve ayakkabıya her kadın gibi ilgim var. Ozan’ın tüm kıyafetlerini ben seçiyorum, giydiriyorum. Dışarıdan biriyle çalışmaktan daha mantıklı, üzerine ne yakışır, ne yakışmaz ben biliyorum.

İşe ayakkabıyla başladığınıza göre ayakkabı tutkunusunuz, kaç çift ayakkabınız var?

Saymadım. (Gülüyor.)

Çekinmeyin söyleyin!

Saysam da söylemem, çok ayıp olur. Çok severim ama. Çeşit çeşit almaktansa uzun yıllar kullanacağım ayakkabılar alırım.

Nasıl bir ayakkabı koleksiyonu oluşturdunuz?

Kadın birçok hayata ayak uyduruyor aslında. Çocukla vakit geçiriyoruz, yürüyüş yapıyoruz, çalışıyoruz, toplantı yapıyoruz ya da şık bir yere gidiyoruz. Kadın her yere göre farklı giyiniyor. O yüzden bu ayakkabı koleksiyonunu oluştururken her zevke hitap edecek, farklı tarzlarda bir koleksiyon olsun istedim. Çok da keyif aldım bu işten.

Giyinmeye ayakkabıdan mı başlarsınız?

Evet önce ayakkabıma karar veririm, gideceğim yer kaldırımlı mı, yürüyecek miyim? O yüzden çok gülüyorum halime.

2 kız çocuğuyla alışverişiniz de çok eğlencelidir...

Arya kendine de kardeşine de seçiyor, çok zevkli. Evde benim ayakkabılarımı giyiyor. Şimdi Lila da başladı. Mağazaya gidiyoruz Lila “Ben de” diye beğendiği ayakkabıyı alıp getiriyor. Alışverişlerimiz çok eğlenceli...

Arya kıskanıyor mu babayı?

Babaya çok hayran. Biraz daha küçükken “Babamla biz keyif yapalım, sen mutfağı topla” dedi bir gün. (Gülüyor.)

Birkaç ay önce Ozan Bey’le röportajımızda 3. çocuk için “Olabilir” dedi. Siz ne diyorsunuz?

2 kız çocuk sahibi olmak çok güzel. Benim için 3 çocuk normal, hatta doğal olanı bu gibi geliyor çünkü ben de Ozan da 3 kardeş. Bakalım, inşallah ben isterim.

Erkek mi istiyorsunuz?

“Erkek çocuk büyütmek nasıldır” diye merak ediyoruz. Saç kurutmamak, taramamak nasıl bir şey? Hayırlısı, benim için fark etmez.

Hayatınız kolay değil, herkes üstesinden gelemez. Çok genç yaşta ünlü bir adamla birlikte oluyorsunuz, tüm kızlar peşinde... Zor olmadı mı?

Zor olmadı, hatta küçük yaşta insanın tahammül gücü daha yüksek. Sevince etraftaki ilgiyi, sevgiyi hayra yoruyorsunuz. Çünkü sevdiğiniz insanın sevildiğini görmek sizi mutlu ediyor. Müzik bizim hayatımız. Müziği kendine yapamazsın. Hayranlar eksik olmasın, Ozan’ın fanclub’ı sürekli bana mesaj gönderiyor, doğum günümü kutluyorlar. Onları çok seviyorum.

Artık şarkı da yazıyorsunuz...

Ozan’ın yeni albümünde iki şarkım var. Yonca Lodi’nin seslendirdiği romantik bir şarkı. Yavaş şarkılara duyguyu daha iyi veriyorum.

İyi bir eğitiminiz var. Hayatınızda Ozan Doğulu gibi biri olmasaydı mezun olup başka bir kariyer yapacaktınız. “Nasıl olurdu” diye merak ediyor musunuz?

Babam 25 sene Koç Holding’te çalıştı. Her zaman “Mezun olacağım, işe gireceğim” diyordum. Babam siyasette de aktifti “Onun izinden giderim” diye düşünüyordum. Bazen planlarınızla hayatın karşınıza çıkardıkları farklı olabiliyor. Orada bir seçim yapıyorsunuz. Ozan’la evlenmeye karar verdiğimizde üniversiteye girmiştim. Çocuğum olmasaydı Dışişleri Bakanlığı’na girip ataşe olabilirdim mesela ama çocuk ağır bastı. Kendimden bu kadarını beklemiyordum aslında. Okulumun ortasında Arya doğdu, çok zorlandım. 2 bölüm birden bitireceğim diye 9 saat okulda kalıyordum. Süt makineleriyle okula giderdim. Ekonomi okuyarak Arya’yı uyuturdum. Okul bitince dedim ki “Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Çocuk bakmak, onu yaşamak istiyorum.” Sonra Lila doğdu. Yoğun bir tempoda çalışmak şu an düşünmüyorum. Ancak hikâye yazmayı düşüyorum. Ozan’ın hayatını da... Notlar almaya başladım.

19 Nisan 2014 cumartesi Ozan Doğulu’nun eşi Ece Doğulu, güzelliği ve giyim tarzıyla dikkat çekiyor. Uluslararası ilişkiler ve edebiyat mezunu ama kızlarını büyütürken şarkı yazmaya başladı ve bir de ayakkabı koleksiyonu hazırladı. Doğulu ile mutlu evliliğini, kayınvalidesini ve yazarlık planlarını konuştuk. Söz elbette müstakbel eltisi Beren Saat’e de geldi.

Büyük bir ailede büyüyor kızlarınız, anneanne, babaanne, amcalar, dayılar...

Babam ve ağabeyim Bursa’da ama çok sık geliyorlar. Bizim için pazar aile günü, herkes bize gelsin istiyoruz. Uzun bir masa kuralım, yiyelim içelim. Çok yakın oturuyoruz zaten bir tek kayınvalidem biraz uzak, onu da yakına taşıyacağız. Hep bir arada olmayı seviyoruz çok şükür anlaşmazlık yok, keyifle paylaşıyoruz hayatı.

Kayınvalideniz sizin için “Ece bizim şansımız” diyor.

Karşılıklı... 11 yıldır birlikteyiz. Çok küçüktüm, lisedeydim Ozan’la çıkmaya başladığımda, yanlarında büyüdüm. Serpil annem, annem gibidir. Benim annem Bursa’daydı, Arya doğunca taşındı. O yüzden çok düşkünüm kayınvalideme, annem kadar severim.

Türkiye’de kayınvalide problemi var, formülü verin çözülsün mesele!

Hepimizin ailesinde vardı bu problem. Benim annem de kayınvalidem de yaşamış. Hayatınızdaki insanı sevdiğiniz zaman bütün ailesiyle de anlaşıyorsunuz. “Kapımı kapatırım” gibi bir anlayış olmaz. Hepsi çok şeker insanlar, Ozan’ı büyütmüş insan zaten öyle olmalı, kardeşleri çok pozitif ve benim için de onlar şans. Herkesin kırgınlıkları olabilir, gençler hata yapar, büyükler affeder. Ailenin bir arada durmasına önem veriyoruz her şeyi kendi içimizde hallediyoruz. Doğal olmadığımı hatırlamıyorum, onların yanında. Amerika’ya gidiyoruz 1 ay boyunca, hepimiz aynı evde kalıyoruz. İnsanlar şaşırıyor. Tatil yapıyoruz hep birlikte. İnşallah kızlarım da böyle ailelerle karşılaşır. Allah bozmasın.

Evde nasıl Ozan Doğulu?

Evde 1 sanatçı olmalı. (Gülüyor.) Önceliğimiz evde Ozan. Bu fedakârlık değil, söylemekten de gocunmuyorum bizim ev Ozan’a göre planlı. Günün bir saatine kadar çocuklara göre sonra Ozan’a göre yaşıyorum. Bunu yapmak zorundayım, evliğimi sürdürmek için. Egosu önde değildir Ozan’ın, dengededir. Ama evimizde Ozan öncelikli, işi gereği ve dengelerimiz onun üzerine.

Çalışmanıza ne diyor?

Buradan koşa koşa eve gittiğim için bir şey demiyor. O dengeyi bozmayacak şekilde davranıyorum. Çok yoğun değilim ama o da çok destekliyor. Kaliteli iş olmasına önem veriyor. Onun fikrine çok güveniyorum 30 senedir bu camianın içinde. ‘Beren’e hepimiz kollarımızı açtık

Elti geliyor size...

Evet bana elti geliyor. Beren’le çok güzel yürüyor, tatlı bir beraberlikleri var, çok iyi anlaşıyorlar. Evlilik yolunda gidiyorlar. Kenan’ın evlenmesini çok istiyoruz, hepimiz Beren’e kollarımızı açtık, bekliyoruz. Kenan benim için çok çok değerli.

Beren Saat’in bu kadar ünlü olması ailede dengeleri bozar mı?

Onlar yeni bir yuva kuruyor. Masaya oturunca kimse dışarıdaki sanatçı olmuyor. Ozan’ın kardeşi Canan, benim kız kardeşim, Kenan kiminle evlenirse o da kız kardeşim olacak. Benim anlaştığım biri olması çok güzel.

Kayınvalidenizi kıskanır mısınız?

Yok yok o da çok heyecanlı, hem damat hem gelin gelecek. Canan haziranda evleniyor. Kenan da artık evlenir. Biz de onlardan tarih bekliyoruz. “1 ay önceden söyleyin” diyoruz hazırlanacağız, elbise diktireceğiz. 10 senedir bugünü bekliyorum, “Ben hamileyken evlenme” diyorum. Onların ağzından çıkacak haberi bekliyoruz.

Röpportaj: Aysun Öz