Craft Tiyatro’da, Enis Arıkan ile birlikte rol aldığı ‘Garaj’ adlı oyunun provalarında tanıştım Güven Murat Akpınar’la. “Bu ‘Garaj’da çiçek açacaksınız” başlığını atmıştım o zaman kaleme aldığım izlenim yazıma. Bundan emindim, çünkü o gün oyunun yazarı Kemal Hamamcıoğlu, yönetmeni İpek Bilgin, yardımcı yönetmeni Olgu Baran Kubilay, Craft’ın görünmeyen kahramanlarından Ayşegül Aydın, oyunun ‘Orkide’si Enis ve ‘Kahraman’ı Murat’la bir araya geldiğimde ben çiçeklenmiştim.


Bu etkiyi tanıdığım tanımadığım pek çok insanda da yarattı ‘Garaj’. Oyunu izlerken ötekileştirmenin çirkinliğini bir kenara bıraktık, sevmenin güzelliğini hatırlayarak çiçeklendik. Murat, ‘Garaj’daki performansıyla 18. Afife Tiyatro Ödülleri’nde ‘Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı’, Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri’nde ise ‘Yardımcı Rolde Yılın Erkek Oyuncusu’ dalında aday. Bu vesileyle bir kez daha buluştuk. Sohbetimiz hayatıma oksijen kattı. Bakın Murat sıcacık, pırıl pırıl enerjisiyle bana neler anlattı...


- İkinci oyunun ‘Garaj’ ile şimdilik iki ödüle aday olmak ne hissettirdi sana?

Tiyatroya yeni yeni ısınırken, bu adaylıklar beni motive etti. Biliyorsun benim dışımda Enis Afife’de ‘Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu’, Kemal ise Yeni Tiyatro Dergisi’nde ‘Yılın Yazarı’ dalında aday. Aday olunca fark edildiğini hissediyorsun. ‘Suskunlar’ bittikten sonra televizyona saçmasapan bir iş yapmamak için bekledim. O süreçte, “İpek Bilgin bir oyun yapıyor. Audition’a gider misin?” dediler. Tiyatro çok çıplak bir şey, büyük bir teslimiyet gerektiriyor. Ne yapabileceğimi bilmiyordum ama oyunun “Ötekileştirme, dışlama, ayırma; sev” diyen metnini çok sevdim. İpek ile tanışmayı da çok istiyordum. Audition’a giren son kişiydim. Ertesi gün İpek aradı ve “Seninle çalışacağız” dedi. Craft Tiyatro’da başta İpek çok güzel insanlarla tanıştım. Bence iyi hoca olmanın da, iyi oyuncu olmanın da yolu önce iyi insan olmaktan geçiyor. Craft’ta herkes iyi. Böyle olunca kötü bir şey yapma itimali çok zayıflıyor, çünkü işin içine hile girmiyor.


'Bizde üste çıkma isteği yok'


- Kemal’in kaleminin derinliğini Enis ile öyle güzel taşıyorsunuz ki sahneye. Birbirinize çok güzel kanal açıyorsunuz bence...

Enis hem şahane bir oyuncu hem de şahane bir insan. Sahnede her şeyim oydu. İyi bir karakter dengesi oturttuk. Oyuncularda üste çıkma isteği ve ego gibi garip şeyler vardır. Bizde onlar yok. Birbirimize bir şeyler söylerken bunu hep iyi niyetle yaptık. İkimiz de sallama hiçbir şey yapmıyoruz sahnede, ortaya çıkan neyse tamamı candan.


- Bence ikiniz de masumiyetini, samimiyetini kaybetmemiş insanlarsınız ve bu oyunculuğa direkt yansıyan bir şey. Ne dersin?

Oyunculuk güdüyle yapılan bir şey. İşin içine sadece kafandaki bilgilerle girince olmuyor. Oyuncunun gönlü yalan söylemeye elvermemeli. Masumiyet; yalan söylememek, uydurma şeyler yapmamak, kendinden çıkmamak, inandığın şeylerden vazgeçmemek demek. Gönlünü korumak demek. Oyuncu hem gönlünü korumalı hem de aklını gönlüne göre çalıştırmalı. Oyunculuk bu yüzden hem bu kadar basit hem de bu kadar zor.


- Son dizin ‘Boynu Bükükler’ kısa zamanda yayından kalktı. Son dönemde çoğu dizinin akıbeti bu. Neden sence?

Özenmek çok önemli. Dizi sektöründe artık her şey çok fazla paraya bağlanmış durumda. Bu iş bu kadar paraya bağlanamaz. İçine güzel bir kadın ya da yakışıklı bir adam yerleştirmek yetmiyor dizileri kurtarmaya. Senaryo çok önemli. Dizi sektöründe kimse kimseye acımıyor. Ürün olduk resmen, çamaşır suyu gibiyiz. Tutarsa tutar, tutmadıysa boşver durumu var. İyisini yapmaya çalışmak maalesef risk gibi algılanıyor. Bu durum beni çok korkutuyor.


Röportaj: Ece Saruhan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.