“Yeni nesil gümbür gümbür geliyor” dedirten güzel kadınlardan biri hatta birincisi desek yeri var. İlk filmiyle Oscar’ı kim almış ki. Steve McQueen’ in 12 Yıllık Esaret filmindeki rolüyle Lupita Nyong’o, En İyi Yardımcı Kadın OyuncuOscar’ını aldı. Üstelik bununiçin 15 dakikalık performansı yetti. Gençkadının başarısı Hollywood’da hiçbir şeyin tesadüf olmadığının da kanıtıydı. Amerika’da Hampshire Koleji film ve tiyatro bölümünde lisans derecesiyle mezun oldu. Uzunca bir süre filmlerin teknik ekiplerinde çalıştı. Daha sonra Yale Üniversitesi’nde drama okudu. Okurken boş durmadı birçok tiyatro oyununda rol aldı. Mezun olur olmaz 12 Yıllık Esaret filminin kadrosunda yerini almıştı.



Daha ilk filminde Oscar’ı alınca elbette hemen dikkatleri üzerine çekti. Güzelliğide bunu perçinledi, pek çok marka peşinden koşmaya başladı. Ancak bukadar gündeme gelmesinde stilinin etkiside yadsınamaz. Giyim tarzıyla şimdiden stil ikonu mertebesine yükseldi bile. Tabii bu durum büyük yapımların kapısını açtıve Star Wars’ın kadrosuna girdi güzel oyuncu.People Dergisi tarafından dünyanın en güzel kadını da seçilen Nyong’o, yıldız olmanın şartlarını efsane aktrislerin marka yüzü olduğu Lancome’a marka elçisi olarak tamamladı. Kozmetik devini arkasına aldıysa daha da Lupita’nın sırtı yere gelmez.



Politikacı baba, işkadını anne ve Forbes’a göre Afrika’nın en güçlü kadınlarından biri kabul edilen bir kuzen... Başarı ailenizin genetiğinde var.

Benim için başarı yapmayı istediğiniz işi yaparken azimle çalışmanın sonunda elde ettiğiniz keyiftir. Geri kalan ödüller ve diğer getirilerin şansa bağlı olduğunu düşünüyorum.



Ancak boynuz kulağı geçmişe benziyor. Genç yaşta bir ilki başardınız, ilk filmle Oscar’ı kaldırdınız.

Kafa karıştırıcı bir durumdu. Hatta itiraf etmek gerekirse Oscar için ismim açıklandığında kafamda o kadar çok ses vardı ki kendi ismimi kendim mi söyledim yoksa benim ismim mi açıklandı anlayamadım. “Ve Oscar ödülünü kazanan...” anonsuyla kazanan kişinin adı okunana kadar geçen süre işkence gibiydi. Kalp atışlarım ve kafamdaki sesler arasında tek duyabildiğim “Lupita Nyong’o, sen kazandın! Lupita Nyong’o sen kaybettin!” cümleleriydi. Sonra ismim anons edildi ve erkek kardeşimin çığlık attığını duydum. O çığlıkla anladım ki okunan benim ismimdi. Hissettiğim şey kafa karışıklığıydı çoğunlukla, adeta fiziksel dünya dışında bir deneyimdi. Sonrasıysa anlatılamaz bir heyecan ve coşku. Benim için bu ödül imkânsız görünen şeylerin bile mümkün olabileceğinin bir hatırlatması.



Törende erkek kardeşinizin çığlık atığını söylediniz. Geniş bir aileniz var. Çocukluğunuz keyifli olmalı...

Altı çocuklu kalabalık bir ailede büyüdüm. Bu yüzden oldukça gürültülü ve yoğun bir çocukluk geçirdim diyebilirim. Her zaman yapılması gereken bir şeyler, gidilmesi gereken yerler olurdu.



Felsefem: istemek, arzulamak ve çalışmak”



15 dakikalık performans ve Oscar’ın hayal olmadığını kanıtladınız, başka neleri kanıtladınız?

Öncelikle bu ödülün hayatıma getirdiği çok ciddi sorumluluklar oldu çünkü benim için bu ödül imkânsız görünen şeylerin bile mümkün olabileceğinin bir kanıtı. İstemek, arzulamak, çok çalışmak ama en önemlisi hayal etmekten korkmamak. Sanırım artık hayat felsefem bu kısa ama etkili cümleden ibaret...



Bir anda herkes sizi konuşur oldu ve pek çok yapımcı, yönetmen ve marka da peşinizdedir. Hayatınız bir anda değişti ama çok da zorlanmış gibi görünmüyorsunuz.

Bu duruma adapte olurken ayaklarımın yere basıyor olması benim için çok önemliydi. Bunu sağlamak için de bütün bu ilgiden önce tanıdığım insanları çok çok yakınımda tuttum.Çünkü onlar hayatımda olduğu sürece her şey eskisi gibi hissettiriyor. Banane kadar şanslı olduğumu ve her şeyin gelip geçici olabileceğini hatırlatıyorlar. İtiraf etmeliyim ki zaman zaman tatlı tatlı benimle dalga geçmeleri çok hoşuma gidiyor!



Kariyerinize kimsenin başaramadığı kadar tepeden başladınız, bundan sonra nasıl devam edeceksiniz?Artık kolay kolay tatmin olmazsınız!

Aslında oyunculuğa başlamam çok öncelere dayanıyor. Bu yüzden bu bir başlangıç noktası değildi benim için. Ancak bana çok büyük kapılar açtığı doğru. Bundan sonrası içinse en öncelikli planım, beni zorlayacak, farklı dünyalara taşıyacak karakterleri canlandırabilmek.



Hayalleri gerçekleştirme konusunda üstünüze yok, bundan sonraki hayallerinizi merak ediyorum.

Şu anda en büyük heyecanım çok yetenekli insanlardan oluşan harika bir ekiple başka gezegenlere gideceğimiz Star Wars: Episode VII filmi. J.J. Abrams’la çalışmak inanılmaz geliyor. Küçüklüğümde çok hayalperest olduğum için annem bana “Uzay gezgini” derdi ve görünüşe bakılırsa artık gerçek bir uzay gezgini olacağım.



Kariyerinize Star Wars gibi büyük Hollywood yapımlarıyla devam ediyorsunuz, öyle mi devam edecek?Yoksa bağımsız filmlerde de rol alacak mısınız?

Bağımsız filmlerin, film endüstrisinde çok önemli bir yeri olduğuna inanıyorum. Belki bir gün güzel bir fırsat olursa ben de bağımsız bir filmde oynayabilirim. Fakat şu anda üzerinde çalıştığım bir bağımsız film senaryosu yok.



Sizce bağımsız filmler ve tiyatro sahnesi Hollywood yıldızları için bir emniyet kemeri mi?

Böyle bir ifade bağımsız filmler ve tiyatro için büyük haksızlık olur. Bence Hollywood yapımları, bağımsız filmler ve tiyatro bir şekilde birbirini besliyor. Özellikle tiyatro oyunculuğu, aynı rolü defalarca hayata geçirirken her seferinde seyirci karşısında aynı heyecanı ayakta tutarak oyuncunun kendisiyle ilgili farklı yönlerini keşfetmesini sağlıyor.



Tiyatro devam edecek mi?

Tiyatronun hayatımdaki yeri çok ayrı, gelişimime katkısı inanılmaz ölçülerde. Ancak çok zaman alan ve emek isteyen bir iş. Yakın zamanda Star Wars ve The Jungle Book çekimleri dolayısıyla tiyatroya zaman ayırabileceğimi sanmıyorum ama yeniden bir oyunda yer almayı da çok isterim.



Güneşin kendisi gibi hissediyordum kendimi”



People Dergisi sizi dünyanın en güzel kadını seçti. Güzelliğinizin farkında mıydınız?

Çocukluğumda ve gençliğimin ilk yıllarında kendimle barışık olduğumu söyleyemem. Güzel olduğumu fark ettiğimde 16 yaşındaydım. Taşındığım küçük Meksika kasabasında çok az sayıda siyahi insan vardı. Meksikalıla rten rengime hayrandı. Bir gün bir adam gelip fotoğrafımı çekmek istediğini söylemişti. Teklifini kabul ettim ve fotoğraflarımı çekerken kullandığı kelimeler çok hoştu: “Evet! Mükemmel! Harika!” Büyülenmiş gibiydi ve o an kendimi gerçekten çok güzel hissettim. Güneşin kendisi gibi hissediyordum adeta. Keşke kendini güzel hissetmeyen herkes böyle bir tecrübe yaşayabilse.



Güzel kadın tanımınız...

Güzellik; kabullenmeyi, kabullenilmeyi ve farkındalık yaratmayı istemektir. Bu istek de hayata sıkı sıkıya bağlı olmak ve sevgi dolu yaşamak için en önemli anahtar!


Bir anda moda dünyasının da yıldızı oldunuz. Sizden “İkon” diye bahsediliyor. Kostümlerinizi nasıl seçiyorsunuz?

Kırmızı halı için kıyafet seçimlerimde bana yardımcı olan çok yetenekli Micaela Erlanger’a çok şey borçluyum. Seçimleri yaparken zarif fakat hafif bir mizah etkisindeki elbiselere yöneliyorum. Saatlerce süren elbise provalarında çok eğleniyorum. Günlük kıyafetlerimde de modern kıvrımları olan klasik bir tarzım var. Eğlenceli elbiseler giymeyi ve kendimi çok ciddiye almamayı seviyorum. Bir kıyafetin kumaşının rahatlığı ve yüzüme bir gülümseme koyabilmesi hoşuma gidiyor.


Sizin ikonunuz var mı?

İkonumsa kesinlikle Alek Wek! Onu dergide gördüğüm zamanlar “Bir gün ben de onun gibi olurmuyum” diye düşünürdüm. Alek Güney Sudan’dan ve dış görünüş olarak Alek ile çok benziyoruz. Bu durum beni çok mutlu ediyor! Kıvrımlı hatlara sahip olan Alek’in kendinden çok emin ve özgüvenli bir duruşu var, umarım bir gün ben de onun gibi olacağım!



Annenizin etkisi nedir?

Annem, en büyük yardımcım. Bana her zaman tavsiyelerde bulunur ve ben onu severek dinlerim. Ancak küçüklüğümden beri unutamadığım çok önemli bir sözü vardır güzellik üzerine; “Eğer iç güzelliğe sahip değilse bir insan dış görünüşü sadece bir kabuktan ibarettir”. Bir de vücuduma nasıl baktığımın yansımasını her zaman yüzümde görüneceğini öğrendim annemden. Bu sebeple sağlıklı beslenmeye çok dikkat ediyorum.



Peki ya güzelliğiniz, onu kimden alıyorsunuz?

Annem de teyzelerim de çok güzel kadınlar. Sanırım genetik açıdan şanslı bir insanım.



Püf noktalarınız vardır.

En büyük sırrım cildimi her an güneşten koruyor olmam. Biz,siyahi kadınlar daha koyu bir ten rengine sahip olduğumuz için güneş ışınlarının cilt üzerinde bıraktığı olumsuz etkileri gidermek çok daha zor. Ben güneş ışınlarının çok zararlı olabileceğine inanmazdım ta ki bir yaz tatilimde aşırı derecede güneşleninceye kadar! O günden beri cildimive vücudumu SPF’si yüksek ürünler kullanarak korumaya çalışıyorum. Bu nedenle de Lancôme’un yeni UV Expert XL-Shield’ı hep yanımda. Yüzümü her sabah ve akşam itina ile temizliyorum. Makyaj ile ilişkim, yemek ile olan ilişkime çok benziyor. Deneyimlemeyi seviyorum ve o gün hangi modda olduğuma bağlı olarak değişiklik gösterebiliyor.



Marka elçisi de oldunuz, bu kadar çabuk marka yüzü olmayı bekliyor muydunuz?

12 Yıllık Esaret’in kampanyası sırasında Lancôme yöneticileriyle tanışma fırsatı buldum. Çok çabuk fakat çok doğal bir işbirliği oldu.



Yıldız olmanın ve o mertebeye yükselmenin yolu artık güzellik elçisi olmaktan geçiyor.

Yıldız olmak için kesin çizilmiş yollar olduğunu düşünmüyorum. Ancak güzellik elçisi olmanın çok gurur verici olduğunu itiraf etmeliyim. Çevrenizden çok daha geniş bir etki alanınızın olduğunu bilmek onur verici ve mahcup edici. Önce ilham almak ve sonrasında ilham veriyor olmak çok güzel.



Obama umutlarımızı bir adım öteye taşıdı’



Obama’yla hemşerisiniz, kendisiyle de tanışıyorsunuz sanırım...

Ah evet kendisi ve zarif eşiyle tanışma fırsatımız oldu. Mayıs ayında Beyaz Saray’da gerçekleşen davette, Michelle Obama şık ve zarif ve aynı zamanda sıcak ve samimi duruşuyla beni gerçekten derinden etkiledi.



Obama başkan seçildiğinde yolunuzun açık olduğunu düşündünüz mü? Onun başkan olmasıyla hayallerinizin sınırlarını genişlettiniz mi?

Obama’nın başkan seçilmesi sadece benim ya da siyahi insanların değil bütün dünyanın ufkunu genişletti. Geleceğe dair umutlarımızı bir adım öteye taşıdı.



Siz bir ilki başardınız, ilk filmiyle Oscar alan oyuncu oldunuz. Obama ilk siyahi Başkan. Amerika için bundan sonra bir ilk daha gerçekleşir ve bir kadın başkan olur mu dersiniz?

Neden olmasın? Kadınların siyaset üzerindeki etkisi gittikçe artıyor. Bir kadın başkanın çok başarılı işler yapabileceğine inanıyorum.


Röportaj: Aysun Öz

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.