Hem ilkokulda matematik öğretmeni hem de kilometrelerce yüzüyor, koşuyor, bisiklete biniyor. İpek Onaran Türkiye’deki topu topu 500 triatloncudan biri ve ülkemizi yarın Avusturya’nın Zell Am Seekentinde düzenlenecek Half Ironman yarışmasında temsil edecek.

İpek Onaran, bir triatloncu. Türkiye’de lisanslı olarak sadece 500 kişinin yaptığı bu sporun uluslararası yegâne temsilcilerinden biri. Denizde 1900 metre yüzüyor. Ardından sudan çıkıp ayakkabısını giyip kaskını takıyor ve başlıyor 90 kilometre bisiklet sürmeye. Bu aşamayı da sağ salim tamamladıktan sonra 21 kilometre koşuyor. Henüz 29 yaşında ve de bir ilkokulda matematik öğretmenliği yapıyor. 4 yaşında başladığı spor hayatına profesyonel kariyerini idame ettirirken de devam ediyor. Yarın Avusturya’nın Zell Am See kentinde düzenlenecek Half Ironman yarışmasında ülkemizi temsil edecek olan Onaran ile Caddebostan sahilinde buluştuk.

Triatlon kategori olarak Türkiye’de çok bilinen bir spor değil. Anlatır mısınız biraz?

Aynı yarış içinde hem yüzme hem bisiklet hem de koşu yapılıyor. Biraz maliyetli bir spor olduğu için kendine bütçe ayırabilenlerin daha rahat yapabileceğibir spor. Ama 2000’den beri federasyonumuz da var ve her geçen gün sporculara daha çok destek olmaya çalışıyorlar.

Türkiye’de 500 triatloncu var çok az. Profesyonel anlamda yapanlardan bahsediyorum. Deneyenler var. Arada yapıp bırakanlar da var...

Tabii diğer sporlara kıyasla sayımız çok az. Aslında Avrupa kıtasında futboldan sonra en çok lisanslı sporcu triatlon dalında var.

Bizde niye böyle?

Türkiye’de şartlar daha zor. İstanbul’da bisiklet sürmek mümkün değil. Türkiye’nin diğer bölgelerinde ise tek başına dağda bayırda bisiklet sürmek cesaret ister.

Siz ilk triatlon yarışınıza ne zaman katıldınız?

İzmir’deki antrenörüm Okan Ulaş triatlon yapıyordu. Beni de teşvik etti. Onun sayesinde 1998’de Çeşme’de düzenlenen halk triatlonuna katıldım. İlk yarış bisikletimi orada kazandım.

Çeşme’de başladınız ama önümüzdeki hafta Half-Ironman Triatlonu’na katılıyorsunuz.

Güzel bir deneyim olacak. İyi antrenman yapmış olmanın dışında iyi de bir psikolojiye sahip olmak gerekiyor. Yarış toplamda 5 saat sürüyor. Tek bir kategoride başarılı olmak yetmiyor. Yüzmede düşük performans sürdüysem daha hızlı koşmalıyım ya da hızlı koştuktan sonra bisiklet sürecek halim kalmalı.

Toplamda ne kadar mesafe kat edeceksiniz?

1900 metre yüzüp 90 kilometre bisiklet süreceğim sonrasında ise 21 kilometrelik bir koşu etabı var.

Triatlon yarışına hazırlanırken antrenman yoğunluğunuz nasıl oluyor?

Çalıştığım için mesaim biter bitmez programıma göre 2-3 saat koşuyorum, bisiklet sürüyorum ya da yüzüyorum. Hafta sonu daha uzun antrenmanlar yapıyoruz, 5 saati buluyor.

Tek başınıza mı yapıyorsunuz antrenmanları?

Hayır, bir grubumuz var. Koşuyu tek yapıyor olsam da bisiklete mutlaka beraber çıkıyoruz.

‘Her branşın farklı ölçümü var’

Matematik öğretmenisiniz, çocukları spora teşvik etmek için bir şeyler yapıyor musunuz?

Benimle yapılan her röportaj ya da katılacağım her yarışma onlar için ayrı bir motivasyon oluyor. Aileler de çok bilinçli. Çocuklarının spor yapmasını isteyen veliler bana geliyor. Çocuklarını benim sınıfıma yönlendiriyor.

Spor yapanları kayırdığınız oluyor mu?

Somut bir ayrım yapmıyorum. Ancak deplasmana giden öğrencilerime ödev verirken içinde bulundukları şartları göz önüne alıyorum. Evlerinden uzak bir yerde yapabilecekleri tarzda ödevler istiyorum.

Beden eğitimi derslerini yeterli buluyor musunuz?

Devlet okullarıyla özel okullar birbirinden çok farklı. Özel okullarda çocuklar spora teşvik ediliyor. Beden eğitimi dersi dışında bile spor aktivitelerine katılmaları sağlanıyor.

Peki devlet okullarında haftalık 2 saat beden eğitimi dersi alan çocuklar için ne yapılmalı?

Öncelikle öğretmenin spora yatkın, yetenekli çocukları tespit etmesi gerekir. Her branşın farklı ölçümleri var. Bunlara göre çocuklar yönlendirilebilir. Tabii bizim ülkemizdeki eğitim sisteminde bunu yapabilmek zor. Ailelerin devreye girmesi gerekiyor.

Röportaj: Aslı Öztürk