Yaş meselesini konuşmak bana hep ilgi çekici gelmiştir. Yaşın ne önemi var, elbette, fakat yaş konuşulmaya başlandığında, yaşam konuşulmaya başlanıyor, hoşuma giden o. Hangi yaşta nasıldın, nerede ne değişti derken çok geçmeden örnekler çıkıp geliyor herkesin hikayesinden, sohbet koyulaşıyor.


Yine kasıtlı olarak konuyu yaşa getirmişken, Lorraine Candy’nin Guardian’daki makalesine denk geldim; o da “40’ından sonra kadınlar daha stresli oluyor” gibi bir yere varmış. Yaşın burada da aslında tabii ki ne önemi var ancak anlattıkları çok kıymetli.


Stres de yaş gibi. Ondan bahsedersek yaşamımızı uluorta anlatmış gibi olacağız. “Stresi Azaltmak İçin On Harika Egzersiz Önerisi” gibi içeriklerin nasıl bir iştahla aranıp tüketildiğini görseniz şaşırırsınız. İnsanlar gerçi ilginç, ünlülerin de en çok boyunu ve yaşını arıyorlar mesela internette. En çok stresle ne yapacaklarını arıyorlar.


Lorraine Candy de, orta yaşa gelindiğinde stresle ilişkimize ne olduğu üzerinde kafa yoruyor. “Orta Yaştan Kartpostallar” (Postcards from Midlife) isimli bir podcast sunuyor ve burada konuk ettiği 40’lı yaşlarındaki kadınların hikayelerinden de ilham alarak, bu yaşlardaki kadınlara önerilerini derlediği “What's Wrong With Me: 101 Things Midlife Women Need to Know” adlı kitabı yazmış. Birçok kadınla yaş konusu konuşulduysa, konu strese illa ki gelmiştir.


Yaşımız ilerledikçe birçok konuda “akıllanıyoruz” ve güçleniyoruz, böyle biliriz. Büyümek gelişmektir, genişlemektir. Fakat ne hikmetse, kadınlar yaşları ilerledikçe strese daha fazla meyilli oluyorlar. (Karadeniz kadınları için bir istisna var, onlar iyice yaşlandıklarında tuhaf bir şekilde stresten tamamen arınıp pamuk ninelere dönüşüyorlar.)


Kimse de bize demiyor ki, bu yolculuk da doğrusal değil! Tıpkı zamanın ok gibi uzayıp giden bir çizgi üzerinde doğrusal ilerlediğini zannettiğimiz gibi, büyüdükçe strese karşı daha dayanıklı olmamız gerektiğini zannedebiliyoruz. Menopozda beyin sisi neden olur? yazısını okumak için tıklayınız...

Döngünün yavaşlama zamanı

Tüm evrende olduğu gibi, kadın bedeninde de belirgin döngüler vardır. “Cinsiyet hormonları” ya da gündelik tabirle “kadınlık hormonları” olarak bildiğimiz, doğurganlıktan ve kadınlarda adet döngülerinden sorumlu hormonlar, yaşamımız boyunca halimizde, tavrımızda ve sağlığımızda önemli rol oynar.


Perimenopoz adı verilen menopoz öncesi dönemdeki hormonal değişiklikler de, stresle başa çıkma yeteneğimizin azalmasının temel nedenlerinden biri. Östrojen, progesteron ve testosteron gibi hormonlarımız bu dönemde dalgalanır ve zamanla azalır. Östrojen, kadın vücudu için bir nevi benzin gibidir. Vücudumuzda östrojen reseptörleri bulunur ve bu hormonun dalgalanması ve azalması, perimenopozun 40'tan fazla belirtisine neden olabilir. Uykusuzluk, depresyon, kulak çınlaması ve eklem ağrıları gibi belirtiler bu dönemde ortaya çıkabilir. Östrojenin beynimizde azalması, ruh halini düzenleyen nörotransmitter serotonini kontrol eder ve bu da sinir sistemimizi etkileyebilir.


Kendi deneyimlerinde Candy, yüksek tempolu bir işte çalışırken dünya çapında seyahat ediyor, kitap yazıyor, podcast başlatıyor ve dört çocuğunun ebeveynliğini yaparken stresle başa çıktığını belirtiyor. Ancak perimenopoz dönemine girdiğinde, işe gitme yolculuğunda panik ataklar geçirmeye başladığını ve artık üstesinden gelemeyeceği bir yapılması gereken iş listesiyle saat 5'te uyanmaya başladığını fark ettiğini anlatıyor. Bu "yetersizlik" duygusu, “kimlik algısını sarsan bir sürpriz” olarak karşısına çıkmış. Gazeteci yazar Lorraine Candy, aynı zamanda korkunç ve rahatsız edici kabuslarla uyandığı ve ter içinde kaldığı gecelerin arttığını da fark etmiş.


Perimenopoz döneminde progesteron hormonundaki azalmanın özellikle uyku düzenimizi etkilediği biliniyor. Uyku uzmanı Profesör Matthew Walker'ın çalışmalarından da bildiğimiz gibi, iyi bir uyku sağlığımız için hayati öneme sahip. Uykusuzluk, kalp hastalığı ve demansın artmasıyla da ilişkili görülüyor. Üstelik kadınların erkeklere göre iki kat daha fazla uyku sorunları yaşama olasılığı var. 2017 yılında CNN tarafından yapılan bir ankete göre de, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki orta yaşlı kadınların dörtte birinin hormonlarla ilişkili uyku sorunları yaşadığını belirtilmişti.


Candy, 47 yaşında uykularını düzenleme becerisini kaybetmesiyle o kadar rahatsız oldu ki, bu durumu bir araştırma yazısı hazırlamak için incelemeye karar verdi. Kadınların verdiği yanıtlara göre, orta yaşta stresin uyku düzenini bozan asıl nedenlerden biri olduğu ortaya çıkmış. Katılımcıların %52'si uyku problemleri yaşadığını belirtirken, bu oran 55-64 yaş grubunda %65'e yükseldi. Ayrıca, kötü bir uykunun perimenopoz belirtilerini daha da kötüleştiren bir etkiye sahip olduğu biliyor. Amerikalı yazar Ada Calhoun'un 2020 yılında yayımlanan "Why We Can't Sleep: Women's New Midlife Crisis" adlı kitabı için 2.000'den fazla kadınla yaptığı görüşmeler, uyku sorunlarının kadınlar arasında yaygın bir konu olduğunu ortaya koydu ve bu da dünya çapında başka araştırmaları tetikleyen bir bulgu oldu.



​​Uykusuzluk, stres ve perimenopoz

Uykusuzluk, kadınların ileri yaşlarda daha fazla stres yaşamasına neden olabilir. Ancak perimenopoz dönemine bağlı belirtiler, bir uzman eşliğinde teşhis edilip yönetildiğinde, yaşlandıkça artan stres yükünü azaltmak mümkün olabilir.


Virginia Woolf'un sözlerini hatırlamanın tam zamanı. Yaşlanma sürecindeki kadınların stresle nasıl başa çıkabileceğine dair önemli bir bakış açısı sunan feminist yazar şöyle diyor: "Yaş almak, hayatta daha fazla sorumluluk almanız gerektiği anlamına gelir, ancak aynı zamanda daha fazla özgürlük ve anlam bulma fırsatı da sunar." Woolf’un sözünü dinleyip olgunluğun verdiği güçle kendi yaşamımızı şekillendirebileceğimizi ve stresi yönetmek için yeni stratejiler geliştirebileceğimizi hatırlayabiliriz..


Araştırmacı ve yazar Elizabeth Gilbert, kadınların kendi yaşamlarını yeniden keşfetmelerinin önemini vurguluyor: "Bu dönemde yaşanan değişimler, bizim için yeni bir vizyon oluşturma ve hayatımızı dönüştürme şansı sunar." Bu nedenle, stresle başa çıkmak için kendimize zaman ayırmak, ilgi alanlarımıza odaklanmak ve yaşamın bu dönemini anlamlı kılan şeylere yönelmek de elzem gözüküyor.


Dr. Rachel Naomi Remen, stresle mücadelede içsel gücümüze vurgu yaparak şunları söylüyor: "Her birimiz, içimizdeki dayanıklılığı, yaratıcılığı ve esnekliği keşfetmek için bir yolculuğa çıkabiliriz." Kendi iç kaynaklarımıza ve destek sistemlerimize güvenerek, stresle başa çıkma becerimizi artırabiliriz.


Sonuç olarak, uykusuzluk kadınların ileri yaşlarda daha stresli olmasına neden olabilir, ancak perimenopoza bağlı belirtiler bir uzman eşliğinde teşhis edilip azaltılırsa, yaş ilerledikçe yükü artan stresi azaltmak mümkün olabilir. Yaşlandıkça hayatımızda yeni bir vizyon oluşturmak, kendimize zaman ayırmak ve içsel gücümüzü keşfetmek önemli. Kadınlar olarak, bu orta yaş döneminde kendi doğamızla uyumlanabilmek için öz-bakımımıza ve yaşamın sunduğu fırsatlara odaklanmak, birçok perimenopoz ve menopoz belirtisine çare olabilir.






Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Yaslandikca ask beni yoriyor
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.