Moda tasarımcısı Bora Aksu, Londra Moda Haftası’nda “Adsız ve Sonsuz” adını verdiği 2012 ilkbahar/yaz koleksiyonunu tanıttı. The Times ve Independent gazeteleri, Londra’da 19. defilesini sergileyen Aksu’nun koleksiyonuna kapaktan yer verdi. Defile sonrası tebrik için aradığım Bora Aksu, Cumartesi’nin sorularını yanıtladı.




Londra Moda Haftası’nda ara vermeden tam 19’uncu defilesini sergiledi. Üstelik her birinin ardından da büyük alkış aldı. Ama o sakin,mütevazı. Londra’nın en önemlimoda okulu Central SaintMartins’ten 2002’demezun olan Bora Aksu, 2003’ten beri LondraModa Haftası’nın en önemli isimlerinden. Yaşamını Londra’da sürdürmesine rağmen hâlâ Türk. Keira Knightley, Kristen Dunst, Elizabeth Jagger, Tori Amos, Helena Christensen ve Siena Miller gibi ünlü isimleri giydiriyor. 2010’da Buckingham Sarayında Kraliçe Elizabeth’e takdimedilen Aksu, İngiltere Başbakanı’nın eşi Samantha Cameron’un resepsiyonuna katılıp İngiliz modasını temsil eden 10 tasarımcıdan


biri oldu.




Yine çok başarılı bir defileye imza attın. Yabancı basın övgüyle söz ediyor.


Benim için de büyük heyecan. The Independent, The Times gibi büyük gazeteler kapaktan verdi haberi. Çok mutluyum.




Tanınman nasıl oldu?


Sanırım Central Saint Martins mezuniyet defilesi, kariyerimde büyük bir dönüm noktası oldu. Defilemin ardından The Times, The Guardian, Daily Telegraph defileden övgüyle söz etti. Hatta defilenin yıldızı olarak gösterildim. Dolce&Gabbana ikilisi koleksiyonumu satın alınca moda dünyasına ilk adımımı atmış oldum.




Birçok ödülün sahibisin...


Evet, ilk defilemin ardından İngiliz Moda Konseyi’nin verdiği “En iyi umut veren tasarımcı” ödülünü aldım. Ve böylece Londra Moda Haftası’nın resmi listesine dahil oldum. O tarihten bu yana dört kez daha bu ödüle layık görüldüm.




2012 ilkbahar/yaz koleksiyonunda sana neler ilham verdi?


Cenevre’deki ünlü Antik Market’ten topladığım 1905 yılı damgalı posta kartları. Bu kartpostallarda resmedilen Edwardian döneminin soluk renkli güzel kızları ve onların süslü, yapma çiceklerle dolu kostümlerinin yarattığı mistik havanın yanında; arkalarındaki yazılar da beni çok etkiledi. Kartpostalları Fransa’da yaşayan Rose isimli genç bir kadın Cenevre’de yaşayan Charles isimli genç bir adama yollamıştı. Kartların arkasında, özenli bir el yazısıyla gizemli ve romantik bir ilişkinin başlangıç dönemi anlatılıyordu. Bu ilişkinin nasıl geliştiği ve bittiği hakkında hiçbir bilgi bulunamaması, koleksiyonun romantik havasını bilinmeyen, sisli bir sona dönüştürüyordu. Koleksiyondaki iki ana bölüm, hikâyenin bu iki yüzünü yansıtıyor.




Başarılı bir defileye imza attın. Şu an neler hissediyorsun?


Bazı koleksiyonların içinde emekten çok daha fazlası vardır. Anlatması zor, sanki duygusal ve gizli bir ilişki yaşarsınız koleksiyonunuzla. 2012 yaz koleksiyonumu hazırlarken de böyle bir bağ oluştu. Koleksiyonun her bir parçası, hikâyesi, detayı, podyumdaki siyah, koyu kahve gül yapraklarına kadar hepsinin bende özel bir yeri vardı. Kendimi kaptırdıkça derinleşti bu duygular. Bana ilham veren kartpostallardaki sonu bilinmez aşk hikâyesi, 2011 yılında benim koleksiyonumla sanki hayat ve sonuç buldu.




Başladığın yıllarla bugünü kıyaslarsan, bir rutin mi artık defileler?


Kariyerim ve dayandığı yıllar çoğalsa da 2003’ten beri Londra Moda Haftası’nın ve profesyonel moda platformunun bir parçasıyım. Tasarımla olan ilişkim bir türlü eskimiyor. Sanırım bir rutine bağlanamıyor yaratıcılık. Koleksiyonumun bu kadar iyi karşılanması, Daily Telegraph Gazetesi’nin 20 yıllık moda editörü Hilary Alexander’in defilemden sonra gözyaşları arasında bana sarılması ve televizyondaki röportajında koleksiyonumun hissettirdiği duyguları coşkuyla anlatması, paha biçilmez. Her defilemde olduğu gibi bunun sonrasında da yine çok heyecanlandım ve sanırım heyecanlanmaya da devam edeceğim. İşin yoğunluğu ne kadar artsa da modayla


bağım ve özellikle yaratıcılıkla bire bir saf ilişkim bozulmuyor.




Bora Aksu şu an neler yapıyor? Çorap koleksiyonu çıkarıyorsun sanırım.


Paris’teki yeni koleksiyonun tanıtımı ve sergisi var. Aynı günlerde çorap koleksiyonunun da tanıtımı yapılacak. Yarı file, yarı mus siyah, lacivert ve ten rengi tasarım çoraplar Ekim ayından itibaren satışa sunulacak.




Aksu’nun romantik koleksiyonu


Edwardian daşlangıç dönemini anlatan romantik grupta krem, beyaz ve bisküvi renkleri; ipekler, tüller ve dantellerle hayat bulurken final grubundaki koyu mavi, indigo ve siyah; brokar, ipek krep gibi dokulu kumaşlarla koleksiyondaki değişkenliği anlatıyor. Edwardian döneminin etkisinin özellikle çok yoğun bir şekilde hissedildiği koleksiyondaki fırfırlı detaylar, kırık boncuk işleri, tül ve net panellerin yarattığı transparan havanın yanında dar ve uzun siluetler dikkat çekiyor. Özellikle couture tekniklerinin hazır giyime yansıtıldığı koleksiyonda, kokteyl elbiselerinin yanında rahat giyilebilecek parçalar da var.











Esra Çoruh





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.