Bunu en çok da bana eşi ile gelen, kardeşi, arkadaşı, bir yakınıyla gelen biri olduğunda anlıyorum. Kendini olmak istediğin gibi anlatıyorsun. İnandığın ya da hedeflediğin şeyi söylüyorsun. Ama gerçekler her zaman aynı olmuyor.


Randevu saatinde Ahmet Bey’i bekliyordum. İlk randevumuz. Dikkatli, bakımlı gayet hoş görünen bir kadınla birlikte geldi. Bu güzel kadın eşiydi ve 15 yıldır evliydiler. Kadın fazlası ile iyi görünüyor, büyük ihtimalle spor yapıyor ve yediklerine dikkat ediyordu. Ahmet Bey’den önce ona sormamı bekliyor gibi bir hali vardı, kendini anlatıp benden onay alıp eşine de “Bak gördün mü benim yaptığım doğru” diyecekti. Ahmet Bey’in ölçümlerini yaparken kendi ölçülerini anlatmaya başladı. Buna biraz izin verebilirim, biraz kendini anlatıp rahatlayabilir ama amacım bir an önce Ahmet Bey’i dinlemek.

Süt içer misiniz Ahmet Bey?

“Aaaa, çok severim”

Eşi; “Ama hiç içmez” dedi, gülerek.

Salam, sucuk vb.. yer misiniz?

Yok, çok sevmem…

Eşi; “Ben mi yedim sucuklu yumurtaları?”

Günde kaç bardak su içersiniz?

10 bardak içerim.

Eşi; “3 bardağı geçmez Ahmet, ne 10’u”

“Ya hanım, iş yerinde içiyorum”

Tatlı sever misiniz?

Yok, hiç sevmem

Eşi; “Daha dün akşam künefe yedin ama”

“Arkadaşlarım söyledi, tadına baktım…”


Tamam... Ben bu görüşmeden alacağımı almıştım. Bu yazdıklarım size tanıdık geliyor olabilir. Bu ilişkinin iyi ve kötü yanları var elbette. Kadının bu tavrı adama kötülük yapmak ister gibi gelebilir size. Aslında kötülük yok işin içinde, sadece söyleme, uyarma yöntemi yanlış.


Ne söylüyoruz, ne yapıyoruz

Ahmet Bey’in de söyledikleri ve anlattıkları, olmasını istedikleri veya uzun süre yaptığı alışkanlıklar olabilir. Belki de yıllarca her akşam süt içti ama son yıllarda bu alışkanlığını kaybetti. Aklında hâlâ olmak istediği Ahmet var.


Ama belli ki şu andaki eksikleri göremiyor veya görmek istemiyor. Kadın ise başarılı bir öğrenci gibi sürekli kendini örnek gösteriyor. Evde böyle bir örnek olması iyi ama genelde böyle hanımların eşi hiçbir zaman kadın gibi olmuyor. Kendileri ile sürekli ilgilenecek vakit bulamadıklarını, stresin çok olduğunu, iş yükünün fazla olduğunu anlatıyor ve eşi gibi spor da yapamayacağını söylüyor Ahmet bey. Kadın da sürekli, ama olmaz ki, geldik, karar verdin haydi haydi bir dileyim, diye eşine destek olmaya çalışıyor.


Hem iyi hem kötü

Kadının kızgınlıkla veya kendini tutamadan sürekli Ahmet Bey yerine cevap veriyor olması bana önemli ayrıntılar veriyor ama böyle bir ortamda kilo verme gibi zor bir kararı almış kişi kolaylıkla sıkılabiliyor, strese girebiliyor. Eşinden hangi konuda ne kadar destek istediğimi ayrıca yazdım, anlattım. Ahmet Bey’e olanları ve olması gerekenleri tekrar hatırlattım. O da benim desteğimle eşine, “Sürekli eleştirme, sadece destek ol” dedi. Birbirlerine ve bana söz verip çıktılar odadan.


Kızmak sorunu çözmez

Eşiniz veya çocuğunuz, siz çok isteseniz de başaramıyor olabilir. Neden başaramıyor ise bunu beraber çözmeye çalışın ama buna takılıp kalmayın. Başarması için hayatını kolaylaştırın. Bunu kendi başına başarmalı diye düşünüyorsanız evet, ama başta biraz destek gerekiyor. Zayıflamak, diyet yapmak ve spora başlamak, zor kararlar.


Bu kararları alamıyor veya başlayamıyor diye kızmayın ve asla dalga geçmeyin. Bu işi ancak anlayış çözer. Herkes “tek başına” başaramayabilir.


Haber: Güneş Aksüs

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.