Dürüstçe söylemek gerekirse neden bu dosyayı hazırlamaya başladığımı unutmuştum. Uzmana başvurduğumda ise yazmak için pek çok yeni nedenle karşılaştım. 50’sine kadar şarkı söylemeyen amcanız bülbül kesildiyse, çöp adam çizemeyen eşiniz soyut resimlere başladıysa, boş bir ümide kapılmayın! Sebebi, unutkanlık derinleştiğinde anlaşılacak, beynin ön bölgesindeki bir sorun olabilir. Oysa unutkanlığı yeterince tehlikeli bulmaz, hatta gülüp geçeriz. Ciddiye almak gerektiğindeyse hemen her şeyi Alzheimer ile açıklama eğilimindeyiz.




Görüntüleme teknikleri ve genetik biliminin gelişmesi, pek çok yeni bunama hastalığıyla tanışmamıza neden oluyor. Çoğunun henüz ilacı yok. Tedavi için psikiyatrik ilaçlar kullanılıyor. Ama bunlar psikiyatrik hastalıklar değiller, sadece eşlik eden belirtileri aynı. Dolayısıyla belirtiler ortaya çıktığında bir nöroloğa da mutlaka görünmek gerekiyor. Tedaviye başlamanın faydasız olduğu da söylenemez. Her yeni vakada ilaç geliştirilmesi ihtimali kuvvetleniyor.




Peki hangi durumlarda hastalıktan kuşkulanmalısınız? Harvard’dan psikolog Dr. Aaron Philip Nelson’a göre bedenin tümü gibi beyin de yaşlanmayla aşınıp yıpranıyor. Anahtarları yanlış yere koymak, bir tanıdığın ismini unutmak genellikle dikkat boşluklarından kaynaklanıyor. “Bunlar Alzheimer veya diğer bunama hastalıklarının erken belirtileri değil” diyor Nelson. “Bellek işlevinde anormal değişiklikler depresyon, uyku bozukluğu, beslenme yetersizliği ve hormonal değişiklikler gibi durumlardan kaynaklanabilir. Hafıza için daha endişe verici örneklerse şunlar: Aileden biri ya da yakın bir arkadaşın ismini hatırlamakta zorlanmak; birkaç dakika veya saat önceki konuşmanızı unutmak; tanıdık çevrelerde kaybolmak ya da yön duygusunu kaybetmek; bir ev aletini nasıl kullandığınızı hatırlayamamak...”




Araştırmalar artıyor


Son yıllarda Alzheimer’a yoğunlaşan nöroloji uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Alzheimer’ın gölgesinde kalmış yeni bunama rahatsızlıkları hakkında “Çoğu 2000’lerin başında ortaya çıkmadı. Sadece insanlar farkında değildi” diyor. Neyse ki artık Tanrıdağ gibi çok sayıda araştırmacı bu hastalıkların peşinde, iyi ödenek ayrılıyor ve insan vücudu araştırmalarda kullanılabiliyor.




Mesela ABD Michigan menşeli NeuroNexus Technologies şirketi, Parkinson hastalığı, obsesif-kompulsif bozukluk ve depresyonun bazı semptomlarını iyileştirmek için elektrik dalgaları yollayan aletler geliştiriyor. Bu cihaz, büyük beyin hasarlarının tedavisinin yolunu açan yeni buluşlardan sadece biri. Söz konusu hastalıklar ABD’ye her yıl 1 trilyon dolarlık sağlık harcamasına mal oluyor. Yaşlanan nüfus göz önüne alındığında tüm dünyada maliyetin hızla artması bekleniyor. Türkiye açısındansa bu tür rakamlar veren kapsamlı araştırmalar bulunmuyor.




Yeni tedaviler yalnızca gerçek hastaların işine yaramıyor. Aynı araçlar genel standartlara göre düzgün çalışan bir beynin fonksiyonlarını iyileştirmek için de kullanılabilir. Kendisini biraz dalgın ya da aptal hissedenlerin IQ’sunu, hatırlama hızını ve öz güvenini bir reçete ya da neşter vasıtasıyla yükseltebilecekleri, tasarım ürünü beyinler çağına yaklaşıyor olabilir miyiz? “Muhtemelen” diyen Nelson, bilgileri uzun vadede akılda tutmanın en iyi yolunu da özetliyor: “En iyi ve tek yol bilgiyi periyodik olarak tekrar etmektir.” Materyali yeniden gözden geçirmek beyni dosyalamaya sevk ediyor. Bu da bilgiyi bir elektrik aktivite modeli olarak saklayan sinir ağını güçlendiriyor. Benzer bilginin anımsatıcı gücünü (mnemonik) de kullanma olanağı sağlıyor.” Her şeyi bir seferde öğrenmeye çalışmayın!




Hazırlayan: Füsun Saka

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.