Konumuz kadın ve erkek.... Aileleri, işleri, meslekleri, arkadaşları, geçmiş ilişki deneyimleri, hayalleri, hedefleri, beklentileri, toplumsal roller ve kurallar... Bir ilişki hiçbir zaman iki kişiden ibaret olmuyor. Hikâyenin hep daha kalabalık ve uzlaşılması gereken yönleri bulununca, “İki gönül bir olunca samanlık seyran olur” sözü gerçek olmaktan çıkıyor. Her şey gibi zamanla kadın-erkek ilişkisi de değişiyor.




İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Psikolog Derya Özçelik, “Günümüzden 10 yıl önce bile bir ilişkinin anlamı, tanımı ve çağrıştırdıkları farklıydı” diyor. Artık erkekten sadece eve ekmek getirmesi değil, getirmişken bir de güzel söz söylemesi; ‘koca’ olduğu kadar ‘baba’ olması, evdeki son karar mercii değil, demokratik sürecin bir parçası olması bekleniyor. Kadından beklenense artık sadece evi çekip çevirmesi değil! Saygın bir kariyere sahip olup ev ekonomisine katkıda bulunması ve adına karar verilen değil, karar sürecine dahil olan kişi olması da bekleniyor.




Değişim tıkanıklık yarattı


Uzman Psikolog Özçelik, “Kadının gündelik hayatta kendine daha fazla yer bulması ve sosyo-ekonomik yönden gelişmesi, sadece kadını değil erkeği de etkiliyor. Bu rol değişiklikleri ilişkideki pek çok şeyi değiştiriyor. Değişim uzun sürüyor ve duruma uyum sağlamaya çalışan yüzbinlerce çift açısından sancılı bir süreç yaşanıyor” diyor. Kadın, varolma alanının genişlemesiyle hem anne, hem çalışan kişi, hem eş, hem de vatandaş gibi farklı kimlikler taşıyor. Bu durum imkân ve seçenekleri çoğaltıp doyum sağlama ve güçlü olma alanlarını artırıyor. Başarıdan kaynaklanan bir özgüven artışı oluşuyor. Sorgulama ve talep etme hakkı artıyor.




Erkeğin kendini gerçekleştirme alanıysa evin dışı olarak belirlendiği için, bu amaca ulaşan erkek hem bekleneni yapmanın tatminini hem de olağan olanı yapmanın sıradanlığını yaşıyor. Özçelik, çiftin adapte olamayacağı hızda oluşan değişimlerin, dışarıdan bakıldığında olumlu değişimlermiş gibi görülse de aslında stres verici olabileceğini söylüyor. Bu noktada ilişki bir evreden başka bir evreye geçmeye çalışırken tıkanıklık oluşabiliyor.




İlişkiler sancılı oluyor


İlişkiler sancılar geçirirken, sancıların doz ve şiddeti bazen can yakabiliyor. Özçelik, bu sıkıntıları yaşayan çiftlerin sayısının oldukça fazla olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’de her yıl 100 binden fazla insanın boşandığını, bir o kadarınınsa ilişkilerine ya da evliliklerine her şeye rağmen devam ettiğini dile getiriyor. Bunların bazıları ilişkinin kendisinden, bazıları bireylerden, bazıları da cinsiyet rollerinden kaynaklanıyor. Bazen ilişkinin (tüm zorluklarına rağmen) aidiyet, güvenli yer duygusu, rutine alıştırma gibi işlevleri oluyor. Bazen de devreye bireylerin ilişkiyi bozmamalarını sağlayan; aşk, başarı, başarısızlık, korku ve kaygı gibi farklı hikâyeler giriyor.




Dişi, yuvasını bırakmıyor


Evliliklerde, yuvayı yapması beklenen dişi kuşun yuvasını bırakıp gidememesi durumuna da sık rastlanıyor. Evlilik dışında nasıl var olacağını ve hayatta kalacağını bilemeyen kadınlar zorluklara karşı evliliklerinden vazgeçmiyor. Bu duruma, ‘dul bir kadın’ veya ‘bekâr anne’ olmanın zorluk ve kaygıları da eklenince, kadın sorunları sineye çekiyor. Diğer yandan, “Karısına ve çocuklarına sahip çıkamadı”, “Sözünü geçiremedi”, “Evinin direği olamadı” dedirtmek istemeyen erkek çırpınırcasına konumuna sahip çıkmaya, sözünü geçirmeye ve evinin direği olmaya çabalıyor.




Çiftleri ayrılığa götüren nedenler


Kadın ve erkeği ayrılığa götüren faktörlere bakıldığında, her iki tarafı ayrılık kararına vardıran en önemli nedenlerin; iletişim problemleri, çatışma çözümündeki sıkıntılar, duygusal ve cinsel yakınlığın azalması olduğu belirtiliyor. Ancak kadın ve erkeğin ayrılığa karar verme süreçleri ve bu süreci eyleme geçirme şekilleri farklılık gösterebiliyor. Erkekler ellerindekine daha razı bir tutum sergileyip beklentilerini daha sınırlı tutarken, “Malzeme bu, zaten evlilik dediğin nedir ki?”diye düşünüyor ve içinde bulundukları düzen ve alışkanlıkları bırakmak istemiyor. Bu noktada akıllarında risk hesabı yapma ve daha iyisini bulup bulamayacakları konusunda bir soru işareti bulunmuyor. Kadınınsa bu anlamda daha talepkâr olduğu ve evliliğinin daha iyi sürmesini istediği görülüyor. Çünkü bireysel anlamda olmasa da, evliliğin geleneksel ve toplumsal yönden kadının en önemli varoluş alanı olduğu belirtiliyor. Uzman Psikolog Özçelik, “Kadın için evlilikte sıkıntı yaşıyor olmak kolay kabul edilmiyor. Kadın hep daha iyisini talep ediyor” diyor.




İlişki bitse de olumlulukların devam ediyor olması, çifti ayrılık sonrasında zorlayabiliyor. Bazen de ayrılığın kendisi (çatışmaları ve birlikteyken zehir olan anları ortadan kaldırdığı için)


çiftte bir yanılsama yaratıyor. Bütün olumsuzluklar ortadan kalkıp geriye sadece olumlu durumlar kaldığında (ayrılık gerçekleşse bile), çift birbirinin hayatından gerçek anlamda çıkamıyor. Bazı çiftler bu süreci iyi yönetip geçiş sürecini atlattıktan sonra yeni bir düzen oturtsalar da, bazıları bunu yapmakta zorlanabiliyor. Hazır olunmadan


gerçekleşen ve iyi planlanmamış bir ayrılık, sınırları belirsizleştirebiliyor.


Ayrılık sonrası yaşamın nasıl organize edileceği konusunun deneme yanılma sürecine bırakılması halindeyse, tarafları yıpratan durumlarla karşılaşılıyor.




Kadın neden bırakıp gidemiyor?


Uzman Psikolog Derya Özçelik, kadının gitmeye karar verdiği durumlarda hikâyeyi doğru okumanın çok önemli olduğunu dile getiriyor. Kadının gidememe nedenlerinin başında, yaşamının daha iyi olacağına inanmaması, böyle bir izni veya hakkı olmadığını düşünmesi, bunu içinden geçirse bile hayata geçirebilecek güç, imkân ve seçeneklere sahip olamaması geliyor. Özçelik, “Büyük şehirde yaşayan; işi, parası ve kariyeri olmasına karşın kocası yanında olmadan varolamayacağını duyarak yetişmiş olan çok sayıda kadın bulunması da dikkat çekiyor” diye konuşuyor.


Hazırlayan: Ceyda Erenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.