Ayaklarımız, vücudumuzun tüm yükünü çeken çilekeş uzuvlarımızdır. Ayak tırnağımız batsa, bunun geçici bir durum olduğunu bile bilsek, hayatımız zindan olabiliyor. Bir de düzgün basamayanları, ayağında deformite olanları veya çeşitli başka nedenlerle ayağı ağrıyanları düşünün. Başka bir bölgemiz ağrısa veya deforme olsa hayatımızın idamesi bu kadar zor olmayabilir, çünkü insanoğlunun tek başına yaşayabilmesi için nefes alıp karnını doyurması yetmez, aynı zamanda ayakta durması ve yürümesi de gerekir.


Kadınlarımız, özellikle de Türk kadını aslında ayaklarına önem verir ve her fırsatta bakımını yaptırır. Fakat daha sonra bu bakımlı ayakları, güzel görünmek uğruna ince burunlu, yüksek ve incecik topuklu moda ayakkabıların içine sokup saatlerce ayakta kalarak kendilerine işkence ederler. Bu ise ayak sağlığı ile bağdaşan bir durum değildir. Ayaklarımızın sağlığı bozulursa yer yüzeyiyle, dolayısıyla hayatla olan ilişkimiz de bozulur. Bozulan bu ilişkiyi düzeltmek ameliyat dışı yöntemlerle mümkün olmadığında Avrupa ve ABD gibi gelişmiş ülkelerde onlarca yıldır başvurulan yöntem “Ayak ve Ayak Bileği Cerrahisi”dir.


Halluks Valgus, ayak başparmağımızdaki şekil bozukluğunu tarifleyen Latince bir tıp terimidir. Normalde ayak aksına paralel, düz durması gereken ayak başparmağımız, Halluks Valgus’ta ikinci parmağa, diğer bir deyişle ayak dış tarafına doğru yön değiştirir ve döner. Bu durumda, ayak başparmağımızın biraz yukarısında bir şişlik oluşur. Ayakkabı giymeyen toplumlarda bu deformiteye çok daha az rastlanmaktadır. Moda ayakkabı giyenlerde ise sıklıkla rastlanmaktadır.


Ucu sivri, yüksek topuklu ayakkabılar, kovboy çizmeleri başlıca sorumlu tutulanlardır. Bayanlarda daha sık görülmesi, topuklu ayakkabıları sıklıkla tercih etmelerine bağlandığı gibi, bağlarındaki yapısal gevşekliğe de bağlanmaktadır. Ayrıca, birçok hastalıkta olduğu gibi, bunda da genetik yatkınlık söz konusudur. Ailesinde Halluks Valgus olanlarda bu durumun görülme olasılığı, olmayanlara göre çok daha yüksektir.


Ağrıyı gidermenin yolu basıncı gidermektir. Bu da ya dışarıdan ayakkabımızı modifiye ederek veya içerden cerrahi olarak çıkıntı ve deformiteyi düzelterek yapılır.


Halluks Valgus’un belirtileri genellikle bunyon odaklıdır. Aralıklarla kızarıklık da oluşabilir. Deformitenin derecesi arttıkça estetik problem haline gelmeye başlar. Zamanında önlem alınmaz veya tedavi edilmez ise başparmak ikinci parmağın altına kayabilir ve başparmağın üzerine çıkan ikinci parmağın sırtında sürekli ayakkabı basısına bağlı ciddi nasırlar oluşabilir. Biyomekaniği tamamen değişen ayak tabanında da nasırlar görülebilir.


Başlangıç döneminde uygulanan ayakkabı modifikasyonu en etkin koruma yöntemidir. Geniş taraklı, yumuşak derili, 2-3 cm’yi aşmayan topuklu ayakkabılarla deformitenin ilerlemesi çok büyük ölçüde engellenebilir. Bunyon yastıkçıkları, gece atelleri, tabanlıklar, parmak arası makaraları gibi ortezler deformiteyi asla düzeltemezler.


Tüm konservatif yöntemler denenmesine karşın ağrı geçmiyorsa tedavi seçeneği cerrahi olmalıdır. Ağrı olmaksızın sırf estetik kaygılarla yapılan ameliyatların sonrasında hasta belki daha estetik fakat bu kez ağrılı bir ayağa sahip olabilir. Bu yüzden, ameliyat kararı verilmesinde en önemli etmen “ağrı” olmalıdır.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.