İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Hamuryudan, Türkiye Romatoloji Araştırma ve Eğitim Derneği (TRAED) ile Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği’nin, MSD ilaç firmasının sponsorluğunda başlattığı “Ağrıdır Geçer Sanmayın“ kampanyası kapsamında, Ankilozan Spondilit (AS) hastalığını anlattı. Erken teşhisin önemine vurgu yapan Prof. Hamuryudan, daha çok 45 yaş altı erkeklerde görülen hastalığın, bel fıtığıyla karıştırıldığı için teşhisinin geciktiği ve kamburlaşmaya neden olduğunu ifade ederek herkesi uyardı. Aynı zamanda TRAED Genel Sekreteri olan Prof. Dr. Vedat Hamuryudan, şunları söyledi:


Dinlenince artıyor

“AS, çok eski bir hastalık. Eski Mısır mumyalarında da bulguları tespit edildi. Eskiden AS’yi, kamburlaşmış insanlarla teşhis ediyorduk. Bel fıtığıyla AS’yi ayırmak mümkün. Bel fıtığında ağrı dinlendikçe geçer, AS’de ağrı dinlendikçe artar. AS hastası, bir saat oturduğunda belinde tutukluk hisseder, gecenin ikinci yarısında şiddetli bel ağrısıyla uyanırlar. Sabah kalktıklarında bellerini doğrultmakta zorluk çekerler. Bu iltihabi tipte bel ağrısıdır. Bu ağrı bazen bacak kasılması gibi fıtığı da taklit eder. Bel fıtığı tek bir yönde ağrı yaparken AS, her yöne tutukluluk ve ağrı yapar. Hatta gün içinde hareketlilik nedeniyle ağrı azalır ama akşama doğru ağrı artar. AS yalnızca bel ağrısıyla değil, göğüs kafesinde, omuz, kalça, diz, ayak bileği veya el eklemlerinde ağrı ve şişliklerle de ortaya çıkabilir. Hastalık tedavi edilmezse, iltihap nedeniyle omurlar arasında yeni kemik oluşur ve bu kemikler omurlarla kaynaştığı için omurganın üst kısmında öne doğru eğilme ve omurgada hareket kısıtlılığı oluşur. Bazı hastalarda da iltihaplı bağırsak hastalığı, gözde kızarıklık, ağrı ve bulanık görme gibi sorunlara yol açar. AS, kronik ve yaşam boyu süren bir hastalıktır.”


Türkiye’de yaklaşık 200 bin AS hastasının bulunduğunu, ama bunların yüzde 40’ının hasta olduğunu bilmediğini bildiren Prof. Dr. Hamuryudan, tedavi konusunda şunları anlattı: “Hastalığı ortadan tamamen kaldıracak bir ilaç henüz bulunamadı. En çok iltihap sökücü ağrı kesicileri kullanıyoruz. Ağrı kontrol altına alınamadığında da biyolojik ilaçlara başlanıyor. Bunlar da hastalığı ortadan kaldırmaya yetmiyor. Fizik tedavi ve egzersizler, bu hastalığın tedavisinde önemli bir etken. Bel bölgesini dik tutmak ve kasları güçlendirecek egzersizler yapmak gerekiyor ki bunlarda en önemlisi, tüm kaslarınızı harekete geçiren yüzmedir.”


Kalıtımsal ve iltihabi

Hastalığı oluşturan genlerin bilindiğini, ancak tamamen ortadan kaldıracak tedavinin şimdilik mümkün olmadığını söyleyen Prof. Dr. Hamuryudan, “AS, nedeni henüz bilinmeyen, ancak kalıtımsal olduğu bilinen bir hastalık. HLA-B27 isimli geni taşıyanlarda görüldüğü biliniyor. Ancak bu doku grubundaki herkes AS hastası olmaz. Hem geni taşıyor, hem de yakın akrabalarınızda da bu hastalık varsa, risk var demektir. Türk toplumunun yüzde 7’si bu geni taşıyor” dedi. Prof. Hamuryudan, kalıtımsal nedenler dışında henüz tespit edilemeyen bir mikrobun ve çeşitli çevresel faktörlerin de hastalığın gelişiminde rol oynadığının düşünüldüğünü belirtti.


Hazırlayan: Şükran Özçakmak


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.