Günümüzde özellikle güneşe bağlı yaşlanma ve önemli bir sağlık problemi haline gelen deri kanserleri, güneşten korunmanın gerekliliğini tartışılmaz hale getiriyor.


Amerikan Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Erkan Koyuncu, yaşam boyunca maruz kalınan güneş ışını dozunun yaklaşık yüzde 80’inin çocukluk çağında alındığını belirtiyor. Bu nedenle çocuk ve genç erişkinlerin güneşten korunması için gereken önlemleri almaları büyük önem taşıyor.


Kanser riskine dikkat!

Bebeklik veya çocukluk döneminde bir kez meydana gelen güneş yanığının bile ileriki yaşlarda en tehlikeli cilt kanseri olan melanomayı tetiklediğine dikkat çekiliyor. Buna karşın çocuklukta düzenli kullanılan güneş koruyucuları deri kanseri görülme sıklığını yüzde 78 oranında azaltırken, 6 aydan küçük bebeklerin alerjik reaksiyon ve irritasyon nedeniyle koruyucu ürün kullanımından çok gölge altında korunmaları gerekiyor. Çocuklarda bu önlemlere ek olarak, özel geliştirilmiş geniş spektrumlu güneşten koruyucu kremler sürülmesi öneriliyor. Dr. Koyuncu,“Çocukluk ve gençlik döneminde 3 kez şiddetli güneş yanığı geçiren bir kişinin, erişkinlik döneminde cilt kanserine yakalanma riski 3 kat artıyor” diyor.

Güneş sizi gölgede de yakabilir

Dr. Koyuncu güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak isteyen kişilerin dikkat etmeleri gerekenleri şöyle sıralıyor.


  • Gün ortasında güneşte bulunma zamanını sınırlayın. Özellikle yaz aylarında 10.00-16.00 saatleri arasında dışarıya çıkmamaya çalışın.
  • Güneşin beton, su ve kumdan yansıyarak izi gölgede bile yakacağını bilin.
  • Mümkünse sıkı dokunmuş güneşten koruyucu özellikli giysiler (UPF) giyin ve baş çevresini yaklaşık 10 santimetre genişliğinde çevreleyen geniş kenarlı şapkalar takın.
  • Kataraktı önlemesi nedeniyle güneşten koruyucu gözlükler kullanın.
  • Cildinize dışarıya çıkmadan 20 dakika önce, geniş spektrumlu (UVA/UVB) ve yüksek SPF (güneşten koruma faktörü) içeren koruyucu ürün sürün.

Güneş kremi hem UVA hem UVB içermeli

Güneş koruyucunun üzerinde yazan koruma değerine ulaşmak için; ortalama bir yetişkinin bir seferde tüm vücuduna yaklaşık 35 ml. güneş koruyucu ürünü sürmesi gerektiği belirtiliyor. (2mg/cm) Uygulamanın; özellikle dudaklar, burun, yanaklar, kulaklar, boyun, sırt, eller, kolların dış yüzü, ayak üstleri, saçsız baş derisine yapılması, yüzme ve aşırı eforlardan sonra her 2-3 saatte bir tekrarlanması öneriliyor. Bir güneş kreminin;


  • Yük sek SPF’ye sahip olması
  • UVA / UVB etkin koruma sağlaması
  • Kullanıcı tarafından iyi tolere edilmesi
  • Kozmetik olarak kabul edilebilirliği olması
  • Etkin maddelerin uygun konsantrasyonuna sahip olması
  • Suya dayanıklılık özelliğinin bulunması gerekiyor.

Sağlıklı bronzlaşma yoktur

Dr. Erkan Koyuncu, “Bronzlaşma kişinin güneş hasarına karşı korunma cevabından başka bir şey değildir. Yani ‘sağlıklı bronzlaşma’ diye bir şey yoktur” diyor. Güneşin kişiyi sudan ve kumdan yansıyarak gölgede bile yakabileceğinin unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Koyuncu, “Güneşsiz bronzlaşma sağlayan ürünler UV koruması sağlamıyor.


Her gün yarım saat; baş, kol ve bacakları çıplak olarak güneşlendirilen bebek, vücudu için gerekli D vitaminini sen tezliyor. Düzenli koruyucu kullanımı sonrasındaysa D vitamini yetmezliği geliştiğine dair herhangi bir laboratuvar bozukluğuna rastlanmıyor” diye konuşuyor.

Yanığa yoğurt sürmeyin!

Dr. Koyuncu, güneş yanığıyla karşılaşıldığında yapılması gerekenleriyse şöyle sıralıyor: “Öncelikle gölgeli bir yere geçilmeli ve yanan bölgeye soğuk suyla kompres uygulayıp sakinleştirici parfümsüz bir nemlendirici sürülmeli. Bol sıvı alımı da çok önemli. Güneş yanıklarında vücuda; yoğurt, diş macunu, limon gibi şeyler sürülmemeli. Vücut su toplarsa bir cilt hastalıkları uzmanına danışılmalı.”


Güneş çarpmasına tuzlu ayranla müdahale

Amerikan Hastanesi Dahiliye-İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sunay Sandıkçı, “Güneş çarpması; sıcak ve nemli havalarda, genellikle yeterli sıvı almadan yapılan egzersizler sonrasında oluşuyor” diyor ve aşırı su ve tuz kaybının, vücudun ısı-ayar sisteminin bozulmasına neden olduğuna dikkat çekiyor. Bu sorun yüksek ateşle birlikte; çarpıntı, bulantı, kusma, baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik, yorgunluk, kol-bacak kaslarında ağrılı kramplar, huzursuzluk, bayılma, havale, bilinç bulanıklığı, yürüme ve konuşma güçlüğü, halüsinasyon gibi semptomlarla ortaya çıkıyor. Zamanında müdahale edilmezse ölüme bile neden olabiliyor.

Şişmanlar ve hamileler risk altında

Özellikle çocuklar, yaşlılar, kronik hastalıkları olanlar, depresyon ve akıl hastalığı bulunanlar, alkolikler, yalnız yaşayanlar, muhtelif ilaç tedavisi görenler, yatağa bağlı olanlar, hamileler ve şişman kişiler ile sıcakta ağır fiziki aktivitede bulunanların risk altında olduğuna dikkat çekiliyor. Sıcakta veya güneş altında olan birinde ateş, aşırı halsizlik, bayılma ve ya ciltte aşırı kuruma olduğunun fark edilmesi halinde; kişinin hemen serin ve hava akımı olan bir ye re alınması, fazla giysilerinin çıkarılması, düz yatırılması, bacaklarının yukarı kaldırılması ve ciltten buharlaşma sağlayacak şekilde soğutulması gerekiyor. Bu nedenle kişinin cildinin vantilatör önünde ıslatılmasının, soğuk su banyosu yaptırılmasının veya koltuk altı ile boyun ve kalçalarına soğuk kompres uygulanmasının yararları oluyor.


Kişinin bilinci açıksa; tuz içeren bol soğuk sıvılar özellikle de tuzlu ayran içirilmesi, şuur bulanıklığı, havale geçirme gibi belirtiler olması halindeyse zaman geçirmeden hastaneye götürülmesi gerekiyor. Ayrıca kas kramplarının, serin bir yerde dinlenme ve bol sıvı alımına rağmen 1 saatten uzun sürmesi halinde yine doktora başvurulması öneriliyor.


Haber: Ceyda Erenoğlu


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.