Genç ve güzel olmak istemiyorum” diyen birine hiç rastladınızmı? Dizginlenemeyen güzellik arzusu, cerrahi dışı uygulamalara talebi patlatmış durumda. Bu alandaki son gelişmeler, kadınlara ve talepte onları aratmayan erkeklere ameliyatsız yöntemlerle gençleşme olanağı tanıyor. Uzmanlar da enjeksiyon ve lazer teknolojilerinin artık yüz gençleştirmenin “olmazsa olmazlarından” olduğunu belirtiyor.


Milano’daki Avrupa Dermatoloji Enstitüsü Cerrahi BölümBaşkanı, ünlü plastik cerrah Prof. Dr.Massimo Signorini ise “Bu gelişmelere rağmen estetik cerrahinin yeri her zaman farklıdır” diyor. “Bazı yüzler cerrahi uygulama gerektirir, bazıları gerektirmez...” Peki cerrahimüdahale gerektirmeyen ama muhakkak hekim kontrolünde yapılması gereken ne tür yeni yöntemlerle güzelleşilebilir? İşte yanıtları...


Hacim kaybı sorunu

Yüzdeki yaşlanmanın çeşitli nedenleri var. Yer çekiminden dolayı yumuşak dokuların sarkması bunların başında geliyor. Bu duruma karşı “face lifting” (yüz germe) işlemiyle dokular tekrar eski yerlerine doğru çekilip yerleştirilerekmümkün olan en uzun süre öyle kalmaları sağlanıyor. Yapılan bu işlemin alternatifi olmadığı belirtiliyor.


Yüzde yaşlanma nedenlerinde 2’nci sırayı hacimazalması alıyor. Özellikle 40 yaş sonrası, deri altındaki yağ oranında azalma meydana geliyor. Bu durumda hastanın vücudunun farklı bir bölgesinden alınan yağ, yüzde hacim kaybının olduğu bölgelere enjekte ediliyor.


Doğru hastada kullanılması şartıyla teknik açıdan kolay bir işlem. Ancak bunun cerrahi bir uygulama olduğunu ve nakledilen yağın bazı durumlarda yüzde 100 kabul görmediğini bilin.


Yeni dolgular çok güçlü

Peki yüzdeki hacimkaybını gidermede hastadan yağ almadan dolgumaddeleri kullanmakmümkün mü? Yıllarca bu yapay dolgu maddelerinin kullanımına “Hayır” dediklerini söyleyen Signorini, bunun nedenini “Dokuları yukarı kaldırmak ve orada tutmak için yeterince güçlü değillerdi” diye açıklıyor. Üreticilerin bazı değişiklikler gerektiğini fark etmeleriyle yeni nesil dolgular, yağ nakline alternatif olarak artık hacim kazandırma işlemlerinde kullanılıyor.


Çılgın gözüyle baktılar

5 yıldır bu dolguları uygulayan doktorlara başlangıçta “Çılgın” dendiğini söyleyen Signorini, “Plastik cerrahlar yağ nakli yapmayı tercih edecek olsalar bile, eminimki dolgu maddelerinin farkındalar ve bunun iyi bir potansiyel taşıdığını çok iyi biliyorlar” diyor. Ünlü uzmana göre dolgu, muayenehane ortamında gerçekleşen basit bir enjeksiyon işlemi olduğu için ayrı bir ameliyathaneye gerek olmuyor. İşlemden sonra dinlenme süresine ihtiyaç hissedilmediği ve oluşabilecek tek sorununmakyajla kapatılabilecek hafif birmorarma olduğu da belirtiliyor.


Öte yandan, hastaların farklı bir işlemyaptırmak için ameliyat masasına yatmaları durumunda, hacimkaybı sorunları da varsa, vücudun başka bir bölgesinden yağ alıp yüze nakil öneriliyor. Yüz gerdirme ve liposuction işlemlerinde 40’lı yaşlardaki bir hastadan alınan yağın ziyan edilmesi yerine bir bölümünün hacimkazandırmada kullanılması da avantaj olarak görülüyor.


Yağ nakli mi dolgu mu?

Kendisi bir cerrah olmasına karşın cerrahi işlemlerde düşüş olduğunu, medikal işlemlerinse yaygınlaştığını söyleyen Signorini, bunun nedeninin dolguyla yapılan işlemlerin artık farklı evrelerde uygulanabilmesi olduğu belirtiliyor. Bu durum, ona göre hasta için çok büyük bir avantaj. “Dolgular sayesinde hastaların, işlemin çok abartılı olacağı ve yüzlerinin balon gibi şişeceği yönündeki korkularına son verildi” diyor Signorini. Yağ naklinde doktor bilerek yumuşak bir düzeltme yapıyor.Hasta 1 ay kadar bekledikten sonra işlem2 ya da 3 kerede tamamlanıyor. Dolgu uygulamasındaysa hasta sonucu anında görüyor. Dolgunun yapıldığı iğneler çok ince olduğu için herhangi bir travma oluşmazken, yağ naklinde kullanılan büyük kanüller, travma riskinin yüksekliğinin yanında şişkinlik vemorarmaya da yol açabiliyor.


18 ay etkili

Prof. Dr. Signorini’ye göre dolgunun avantajlarının yanında dezavantajları da var. Yağ naklinin yüz tarafından kabul edilme oranının yüksekliği, etkisinin ömür boyu devametmesi anlamına geliyor. Ancak yüzün yapılan nakli tamolarak kabul etmeyebildiği de görülüyor. Signorini, dolgularda sınırlı bir kullanımsüresi olmasına rağmen yeni nesil olanların etkisinin ortalama 18 ay sürdüğünü belirtiyor. Uygulamadan sonraki 1.5 yılın sonunda yeni bir enjeksiyona ihtiyaç duyuluyor.


Yağ naklinin bir başka avantajıysa dokunun kişinin kendisine ait olması. “Dolgumaddeleri her ne kadar, ‘çok güvenli’ olarak kabul edilse de sonuç olarak yapay malzemelerdir” diyen ve nadir de olsa bazen reaksiyonlara neden olabildiklerini söyleyen Signorini, her dolgunun aynı olmadığını, ucuz olanların kullanımına dikkat etmek gerektiğini belirtiyor.


Haber: Ceyda Erenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.