Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de sudan sonra en sık tüketilen sıvı; çaydır ve ülkemiz dünyanın 5. büyük çay üreticisidir. Yeşil çay olarak tanımlanan ve bilinen çay da bütünüyle ülkemizde, Karadeniz’de yetişen çay bitkisinin ta kendisidir. Latince adı Camelia Sinensis olan çay bitkisi, işleme şekline göre yeşil olarak kalır ve yeşil çay olarak isimlendirilirken, oksidasyon ile karardığında siyah çay haline döner. Aslında çay olarak tanımlanan tüm sıvılar, Camelia Sinensis (çay bitkisi) gibi, bitkinin su ile demlenmesidir. Diğer bir ifadeyle, bitki çayı demek anlamsız bir tanımlamadır. Çünkü bitkiden başka bir maddenin çayı olmaz. Bitki çayı olarak bahsedilen çaylar, elma çayı gibi aromatik özellikleri nedeniyle ya da adaçayında olduğu gibi tıbbi faydaları, sağlık koruyucu ve güçlendirici özellikleri nedeni ile tüketilirler. Bitki çayı “Atlı Süvari” tanımına benzer. (Süvari olabilmesi için, askerin atının olması şarttır)


Yeşil çayın geleneksel kullanımı

Geleneksel olarak, gözde arpacık çıktığında ise çay uygulanması önerilir. Uzun yıllar bu uygulamanın sıcak su uygulaması dışında hiçbir faydası olmadığı, doktorlar tarafından hep söylenegelmiştir. Tüm bu söylemlere rağmen çay, arpacık enfeksiyonunda hep kullanılmıştır. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, çay içerisinde bulunan pek çok doğal bileşiğin mikrop öldürücü, yara iyileştirici, şişlik giderici, doku dejenerasyonunu önleyici özellikleri olduğunun ortaya çıkması ile çay hakkındaki düşünceler giderek değişmeye başlamıştır. Dahası, evlerde kullanılan çay poşetleri artık göz yorgunluğunun giderilmesi, göz altı torbalarının azaltılması amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır.


Modern dünya 5000 yıl sonra keşfetti

Batı dünyasında son yıllarda yapılan pek çok araştırma, çayın hafızayı güçlendirdiğini, zihinsel kapasiteyi özellikle erişkinlerde artırdığını, zindelik ve sağlık kaynağı olduğunu göstermiştir. Ancak bizim içtiğimiz siyah çaydan çok daha güçlü sağlık koruyucu etkileri olan, uzak doğuda kullanılan yeşil çaydır.


Yeşil çay, çay bitkisinin toplanması sonrasında yüksek ısıya maruz bırakılıp, içinde bulunan ve siyahlaşmasına neden olan polifenol oksidaz adlı bir enzimin inaktive edilmesi ile elde edilir. Uzakdoğu’da özellikle Çin’de yapılan epidemiyolojik yani halk taraması araştırmaları yeşil çay tüketiminin yüksek olması ile kalp ve damar hastalıklarının, pek çok kanser türünün, ağız ve diş eti hastalıklarının, obezite ile giden metabolik sendrom ve tip II diyabet hastalığının daha az görüldüğü, bunun da ötesinde, nörodejeneratif hastalıklar olan Parkinson ve Alzheimer gibi yaşlılık hastalıklarının da azaldığı gözlenmiştir. Bu sonuçlar batı dünyasının büyük ilgisini çekmiş ve yeşil çay içinde bulunan fitokimyasalların çok yoğun bir şekilde araştırılmasına neden olmuştur.


Yeşil çay içinde bulunan polifenoller olarak tanımlanan, kateşin adı verilen doğal bileşikler vardır. Bu kateşinler yeşil çayın %40’ını oluşturur. Bu bileşiklerin çok güçlü sağlık koruyucu etkileri bulunmaktadır. Ancak bunlardan bir tanesi en güçlü olanıdır ve adı EGCG (epigallokateşingallat)dir. Bu söylenmesi zor bileşik, aşağıda anlatılacağı gibi, bir doğa mucizesidir. Yeşil çay içerisinde kateşinlerden başka, bir de, çok az olmak üzere, aminoasitler, karbon hidrat, bazı yağ asitleri, B,C,E vitaminleri, kafein ve teofilinde bulunmaktadır. Ayrıca kalsiyum, magnezyum, krom, mangan, demir, bakır, çinko, molibiden, selenyum, sodyum, potasyum ve benzeri eser elementlere de sahiptir. Ancak bu maddelerin miktarı önemsenmeyecek kadar düşüktür.



Yeşil çayın koruyucu etkileri

5000 yıldır Çin’de geleneksel tıpta kullanılan yeşil çay, dolaşımı güçlendirici, idrar yapmayı kolaylaştırıcı olarak, çeşitli vücut ağrılarını geçirmek, hazmı kolaylaştırmak, depresyon bulgularını geçirmek, detoks yapmak ve enerjetik olarak kullanılmış ve de ömrü uzattığı hep söylenegelmiştir. Özellikle içinde bulunan kafein, günümüzde pek çok ağrı kesicinin içinde bulunmaktadır. Ayrıca sinir sistemini uyarıcı etkileri, yorgunluğu hafifletici etkileri ile birlikte, midede asit salınımını artırması, geleneksel Çin tıbbında kullanımı ile birebir örtüşmektedir. Çay içinde bulunan teofilin maddesi psikoaktif özelliğinin yanı sıra, kalp ve damar sisteminde güçlendirici etkileri ile birlikte, modern tıpta astım gibi nefes darlığında çok uzun yıllardır kullanılmaktadır.


İlaç bir hastalık içindir, yeşil çay her hastalık içindir Çin Hanedanlığı'ndan, ünlü eczacı Chen Zang MS: 618-907

Başta EGCG olmak üzere, yeşil çay kateşinleri çok güçlü antioksidan aktivitelere sahiptir. Özellikle EGCG vücut hücrelerini dejenere ederek damar sistemini bozup, damar sertliğine yol açan, sinir sistemini harap ederek nöron kaybı ile giden bunama hastalıklarına sebep olan, hücrenin genetik şifresini bozarak kanser gibi kötü huylu tümör gelişimlerine yol açan, ciltte kolajen gibi, elastin gibi yapısal proteinlerde bozulma ile kırışıklıklara ve özellikle güneş ışığına bağlı cilt kanserlerinin oluşumunda rol oynayan ve burada söz edilemeyecek kadar pek çok hastalığın gelişiminde temel faktör olarak tanımlanan serbest oksijen radikallerinin, bu zararlı etkilerini ortadan kaldıran antioksidan aktiviteye sahiptir. Yeşil çay ile yapılan klinik araştırmalarda da, serbest oksijen radikallerinin hücrelerde oluşturduğu hasarı önlediği görülmüştür.

Kansere karşı yeşil çay

Yeşil çayın en güçlü maddesi olan EGCG’nin belki de en önemli özelliği kanser önleyici etkileridir. Yeşil çay yada saf EGCG ile yapılan araştırmalar, bu bileşiklerin başta cilt kanseri olmak üzere, barsak, akciğer, ağız boşluğu, yemek borusu, mide, karaciğer, pankreas, meme, böbrek, prostat, mesane kanserlerine karşı koruyucu etkileri olduğunu göstermiştir. Günümüzde özellikle barsak, cilt, akciğer, prostat ve meme kanserine karşı koruyucu etkileri olduğu çok net bir şekilde bilinmektedir. Elbette ki sigara ile birlikte içildiğinde bu söylenen etkiler bir anda yok olup gider. Yeşil çayın yemek borusu kanserlerine karşı koruyucu etkiler oluşturabilmesi için çayın yüksek sıcaklıkta içilmemesi gerekir. Yüksek ısı doğrudan yemek borusundaki hücre topluluklarını dejenere ederek, kanser gelişimlerine yol açabilen bir faktördür.


Kalp hastalıklarına karşı yeşil çay

Yeşil çay tüketen toplumlarda kalp ve damar hastalıklarının daha az görüldüğü rapor edilmiştir. Yeşil çay ya da EGCG ile yapılan araştırmalarda kan kolesterolünün düştüğü, kötü kolesterolün (LDL kolesterol) serbest oksijen radikallerince dejenere edilip, damar içine depolanmasını azalttığı, damar genişleyebilme potansiyelini artırarak, yüksek tansiyona karşı koruma oluşturduğu, kalp krizi ve kalp hastalıklarına bağlı ölümü azalttığı saptanmıştır. Ancak yeşil çayın bir ilaç olmadığı, temelde ilaçlar gibi bir hastalığın tedavisinden ziyade, sağlık koruyucu olduğu, kalp damar hastalıklarında tedaviye yardımcı olarak kullanılabileceği akıldan çıkartılmamalıdır. Özellikle içilen çayda kafein miktarı bilinmeli ve günlük 400 mg’ın üstünde kafein alımının, kalp hastalıklarında bir risk oluşturabileceği bilinmelidir. Kafein, kalbinde ritim bozukluğu olanlarda ciddi ritim bozukluğuna yol açabilir. Bu tip durumlarda günlük 300mg’lık kafein alım sınırı kesinlikle aşılmamalıdır. Bu da yaklaşık olarak 8 fincandan fazlasına denk gelir.



Ağız bakımında yeşil çay

Yeşil çay ve EGCG ağız içi boşluğunun hijyeni için çok büyük öneme sahiptir. Yeşil çay kateşinleri ve özellikle EGCG diş çürümelerini engeller, diş eti iltihaplarını geçirir, ağız kokusunu giderir, ağız içi ve dilde ortaya çıkan ve kanserleşmeye giden dejeneratif hücre çoğalmasına karşı koyar, diş plaklarının oluşumunu önler. Bu nedenle modern diş macunları, ağız gargaraları ve özellikle diş eti iltihaplanmalarında kullanılan ağız spreylerinde stabilize edilmiş EGCG kullanılmaktadır. EGCG su ile çok kolay bozulduğundan, gargara, diş macunu ya da diş eti spreylerinde EGCG özel farmasötik formüllerle stabilize edilerek kullanılabilir.


Cildin vazgeçilmezi; yeşil çay

Yeşil çay cilt ve saç sağlığı için vazgeçilmez bir gıda maddesidir. Ciltte özellikle güneş ışınlarının oluşturduğu foto-yaşlanmanın önlenmesi ya da geciktirilmesi amacıyla gün geçtikçe daha fazla kullanılmaktadır. Ayrıca ultraviyoleye bağlı cilt kanseri oluşumuna da karşı koymaktadır. Saçlar içinse ayrı bir öneme sahiptir. Saç dökülmesi, saçlı deride bulunan 5α redüktaz adı verilen bir enzimin aktivitesinin yüksek olmasından kaynaklanabilmektedir. Yeşil çay kateşinleri ve özellikle de EGCG, bu enzimi baskılayarak, saç köklerini dejenere ederek saç kaybına ve kelliğe yol açan saç kökü dejenerasyonunu önlemekte, saç kökünde saç yapımını sağlayan hücrelerin ömrünü uzatmaktadır. Bu nedenle saç dökülmesini önlemek ve yeni, sağlıklı saç teli üretimini sağlamak amacıyla geliştirilen doğal tabletlerde yeşil çay ve EGCG tüm dünyada çok sıklıkla kullanılmaktadır. Buna zıt olarak yeşil çay ciltte kıllanmayı azaltıcı etkilere sahiptir. Akne oluşumunu engeller ve artık modern tıpta akne tedavisinde de kullanılmaktadır.


Yeşil çay zayıflatır mı?

Yeşil çayın bilinen en güçlü etkilerinden biri, kilo kaybettirici etkisidir. Gerek Avrupa’da gerekse Amerika’da yapılan araştırmalar, yeşil çayın aktif bileşeni olan EGCG’nin vücut metabolizmasını hızlandırdığı, bağırsaklardan yağ ve şeker emilimini azalttığı, yeni yağ hücresi oluşumuna karşı koyduğu, cilt altında depolanan yağların yakımını artırdığını göstermiştir. Bu nedenle günlük en az 150mg kafein ile birlikte 270mg EGCG alınması gerekmektedir. Ülkemizde de eczanelerde Sağlık Bakanlığı onaylı (yeşil çay + doğal kafein) zayıflama tabletleri, kilo kaybetmek amacıyla çok sıklıkla kullanılmaktadır. Sentetik maddeler içeren zayıflama tableti ya da kapsüllerinden uzak durulmalıdır. Sentetik kimyasal ilaçları içeren tablet ya da kapsüllerin çok ciddi yan etkileri olduğu, hatta ölümlere yol açtığı bilinmektedir.


Yine obezite ya da karın ve bel çevresinde yağlanma ile kendini gösteren ve çağın salgını olarak tanımlanan Metabolik Sendrom’da da, güçlü sağlık koruyucu etkileri bulunmaktadır. Metabolik sendromda karın içi yağlanma ve özellikle de karnın içinde bulunan organların yağlanmasının, hepimizin geleneksel olarak bildiği obeziteden çok daha fazla hastalık yapıcı özelliği vardır. Metabolik sendromda bu karın içi yağlanmaya ek olarak; tansiyonda yükselme, kan kolesterolünün ve özellikle de kötü kolesterol ile kan şekerinin yükselmesi, başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere, tip II diyabete, hafıza, öğrenme ve algılamada hızlı bozulmaya, kanser riskinde artmaya yol açmaktadır. Yeşil çay içinde bulunan EGCG, tüm bu sorunlarla başa çıkmakta etkili bir bileşiktir. Bu nedenle obezite ile giden metabolik sendromda EGCG içeren tabletlerin kullanılması önerilmektedir. Metabolik sendrom sıklıkla orta yaş üstünde ve ileri yaşlarda görüldüğü için, bu yaş grubunda siyah üzüm çekirdek ekstresi ve kromun özel bir formu olan niasine bağlı krom kullanımı çok daha uygun bir seçenektir. Bu amaçla ülkemizde yine sağlık bakanlığı tarafından, metabolik sendromda kullanımı onaylanmış, bileşenleri bütünüyle doğal ve bilinen hiçbir yan etkiye sahip olmayan Exodex Tablet eczanelerde bulunmaktadır.



Kolesterole ve damar tıkanmasına karşı yeşil çay

Harvard ve Florida Tıp Fakültesi araştırmacıları tarafından, 2009 yılı sonunda yapılan bir klinik araştırmada; içinde yaklaşık 90mg EGCG bulunan yeşil çay kapsülü kullanan (günde 2 adet) erişkinlerde, 3 hafta inde kalp ve damar hastalıklarına yol açan risk parametrelerinden olan kan basıncı yüksekliğini, LDL kolesterol düzeyini, serbest radikal hasarını ve kronik iltihabi reaksiyonu hafiflettiği sonucuna varılmıştır. Yine benzer bir araştırmada Parana Üniversitesinden bir diğer araştırmacı grubu, yeşil çay ekstresinin kanda total kolesterol ile kötü kolesterol olarak bilinen LDL-kolesterolü düşürdüğünü göstermişlerdir. Bu araştırmada da bireyler kilolu kişilerden seçilmişlerdir. Tüm bu sonuçlar obezitenin yada metabolik sendrom gibi obezite ile ilgili hastalıklardan korunmak ve ya tedaviye yardımcı olmak amacıyla yeşil çay kullanılabileceğini göstermektedir.


Yaşlanmaya karşı yeşil çay

Yeşil çay kateşinlerinin iltihap önleyici özellikleri de bulunmaktadır. İltihap sadece mikroplarla olan iltihaplanma değildir. Vücutta sinsi bir şekilde ilerleyen iltihabi reaksiyonlar, başta kanser, kalp ve damar hastalığı, Parkinson ve Alzheimer gibi nöron bozukluğu ile giden ve yaşlanma ile ilgili hastalıklar olmak üzere pek çok kronik hastalığın temelini oluşturmaktadır. Yeşil çay kateşinlerinin iltihabi reaksiyonların ortaya çıkmasında rol oynayan IL-6, IL-8, NFkβ, iNOS, COX gibi pek çok bağışıklık sinyalinin aşırı artmasına mani olduğu ve böylece kronik dejeneratif hastalıklara zemin hazırlayan abartılı iltihabi reaksiyonları baskıladığı görülmüştür. Bu sonuçlardan yola çıkılarak, özellikle yaşlanma ile artan ve pek çok yaşlanma hastalığına yol açan; damar sertliği, prostat hastalıkları, osteoporoz, diyabet, Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı, dejeneratif artritler (eklemlerde kireçlenme), romatoid artrit gibi romatizmal hastalıkların önlenmesinde etkili olduğu bildirilmiştir. İltihabi reaksiyonlar astım gibi alerjik hastalıklarda da önemli role sahiptir. Özellikle yeşil çayın içinde bulunan kafein ve teofilin maddeleri astım gibi alerjik hastalıklarda ilaç olarak da kullanılmaktadır. Bu nedenlerden dolayı alerjik hastalıkları bulunanlar da yeşil çay ekstresi, uygun bir yardımcı terapi ajanıdır.




Zihinsel aktivite için yeşil çay

Önceden de anlatıldığı gibi yeşil çay enerjetik aktiviteye sahiptir. Bununda ötesinde beyinin sinirsel aktivasyonuna etki ederek ve sinirler arası iletişimde rol oynayan nörotransmitter adı verilen maddelere etki ederek, zihinsel kapasitenin artırılmasına yardımcı olduğu saptanmıştır. Özellikle de beyin hücrelerinin dejenerasyonuna yol açan serbest oksijen radikalleri, iltihabi reaksiyonları ve sinir hücresi ölümü ile giden Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı korunma oluşturduğu ABD’de bulunan dünyaca ünlü ILLINOIS Üniversitesi araştırmacıları tarafından önemle üzerinde durulmaktadır. Bu araştırmacılar yeşil çayın gerek zihinsel aktivitenin güçlendirilmesinde, gerekse yaşlanma ile giden nörodejeneratif hastalıklardan korunmada çok etkili olduğunu söylemektedirler.


Mikroplara karşı yeşil çay

Yeşil çay bağışıklık sistemini düzenleyici, virüs ve bakteri öldürücü etkilere de sahiptir. Özellikle son yıllarda yapılan araştırmalar, ölümcül enfeksiyonlara yol açan aureus tipi stafilokoklara, AIDS’e yol açan HIV virüsüne ve hatta dünyada salgınlara neden olan A tipi grip virüsüne ve çocuklarda şiddetli ishale sebep olan rota virüsüne karşı da etkili olduğu saptanmıştır. Mide ülserine yol açan Helicobacterpylopi bakterisine karşı da etkili olduğu yeni yapılan araştırmalarda saptanmıştır.


Kemikler için yeşil çay

2009 yılında ABD’de Teksas Üniversitesi liderliğinde yayınlanan çok geniş ve ayrıntılı bir raporda, yeşil çay kateşinlerinin osteoporoza karşı koruma oluşturduğunu, kemik yapımını artırdığı, kemik yıkımını engellediği ve tüm bu kemik koruyucu etkileri ile özellikle menopoz sonrası dönemde görülme oranı artan kemik kırılma riskini düşürebileceği bildirilmiştir.


Sonuç olarak yeşil çay ve EGCG içeriğine göre standardize edilen yeşil çay tablet ya da içecekleri, başta kilo verilerek forma girmek olmak üzere vücudun güçlendirilmesine, zihinsel aktivitenin artırılmasına, kilo verilmesine ve pek çok kronik hastalığın oluşmasına karşı koyarak sağlıklı ve uzun bir ömür geçirilmesine yardımcı olan çok önemli bir sağlık içeceğidir.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.