Obezite artık fazlasıyla ciddiye almamız gereken bir problem. Pek çok yetişkinin korkulu rüyası olan aşırı şişmanlık hastalığı obezite, günümüzde dünya nüfusunun yarısından fazlasını tehdit ediyor. Asıl tehlikeyse çocukların ciddi şekilde tehdit altında olması. Türkiye'de hem riskleri hem de tedavi yöntemleri açısından uzun süredir tartışılan obezitenin özellikle cerrahi yöntemlerle tedavisi dikkat çekiyor. Obezitenin tedavisinde diyet, egzersiz ve ilaç tedavilerinden sonuç alınamadığı durumlarda cerrahi tedavinin gerekliliğinin altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi’nden Doç. Dr. Tuğrul Tansuğ, “Düzeltilmediği takdirde ölümcül olabilen aşırı şişmanlık hastalığı için cerrahi tedavi, morbid obezite yani öldürücü şişmanlık için kalıcı ya da uzun süreli sonuç veren bir seçenektir. Obezite cerrahisinde ameliyat yönteminin seçilebilmesi için kilolu hastanın ameliyattan önce her yönüyle incelenmesi gerekiyor. Hastanın psikolojik durumu, gıda alım bozuklukları ve hastanın buna uyumu gibi konuların yanı sıra hastanın hemodinamik solunumsal, metabolik ve eklemlerle ilgili işlevlerinin araştırılması gerekiyor. Ameliyat sonrasında da yine multidisipliner bir izlem dönemi geçiriliyor” diyor.




Ameliyat sonrasında cerraha düşen görev nedir?

Obezite tedavisinde cerrahın bu işe kendini adamış olması gerekiyor. Obezite tedavisinde belki yıllar süren bir birliktelik söz konusu. Belki hastaya otuz defa anlattığınız şeyi hasta tekrar dönüp size soracak. Çünkü psikolojik birçok sorun da bu hastalıkla beraber geliyor. Dolayısyla tedavinin seyri konusunda zaten bir sürü endişe taşıyorlar. Obezite tedavisi için Türkiye artık uygulayıcı konumundan yaratıcı konumuna geçmeli. Aslında cerrahlarımız pek çok tedavi safhasında yeni yöntemler, yeni buluşlar geliştiyorlar, ama bunun patentini alıp üretim mekanizması içine sokmak konusunda yavaş davranılıyor. Bu biraz da kültür meselesi. Aksi takdirde yurtdışına büyük sağlık harcamaları yapmaktan kurtulmamız olası değil.




Obezite Türkiye için ne kadar büyük bir tehlike?

Öncelikle obezitenin bir tanımını yapmamız gerekirse şişmanlık ya da tıbba göre aşırı şişmanlık hastalığı diyebiliriz. Bunu belirlemek adına boy ve kilo arasındaki dengeyi hesaplayarak buluyoruz. Buna göre vücut kitle endeksi 25'in üzerindeyse obezite tehlikesi var demektir. Bu oran 40'in üzerine çıkarsa obezite teşhisi koyuyoruz. Amerika'da obezite onyıllardır büyük bir tehlike. Bizde de her üç insandan ikisi obezite tehlikesi yaşıyor. Aslında tartışmalı bir konu da obeziteyle gelir dağılımı arasındaki dengesizlik. Obezite hastalığı gelir yüksekliğine göre artış göstermiyor. Düşük gelir gruplarında da büyük oranda görülüyor.


Anadolu Sağlık Merkezi - Doç Dr. Tuğrul Tansuğ

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.