Kendisi dünyaca ünlü, söyledikleri de aslında hepimizin bildiği şeyler. Dr. Harald Strossier, dünyanın en ünlü detoks kliniklerinden birinin sahibi. Ve yeni yılda daha sağlıklı hissetmek için ona kulak vermekte fayda var...




Dr. Harald Strossier, dünyanın en ünlü detoks kliniklerinden birinin sahibi. Avusturya’daki kliniğinde her yıl dünyaca ünlü işadamları ve sanatçıları ağırlıyor. İsim vermeye pek istekli olmasa da Kevin Spacey’den Geri Halliwell’e müdavimleri var desemanlarsınız... Kısa süre için geldiği İstanbul’da buluştuk. Aslında birmühendis. Ancak mühendislik yıllarını çokmutlu geçirmemiş ve sağlığa ilgisi nedeniyle ardından tıp fakültesine gitmiş. İnsanı kaliteli yaşatmanın sindirimsisteminin düzeltilmesiylemümkün olduğuna inanınca, eşiyle yaşamlarını bu konuya adamışlar. Sadece zayıflamayı değil sindirimsistemindeki sorunları da çözmeyi hedefliyorlar. Üstelik ağır egzersizler yaptırmadan, sadece lahana çorbası içirmeden ya da her lokmanın kalorisini hesaplatmadan... Özellikle alerji vakalarında, geleneksel tıbbın başarısız kaldığı durumlarda ilk adres olmuşlar. 2004’te kurdukları klinikte Avrupa’nın farklı ülkelerinden doktorlara da eğitimler veriyorlar.




3 Çeşit hasta var




Strossier, “3 çeşit hasta var” diyor. Birinci grubu doktora gitmeyi sevmeyen ve bazı sağlık problemleri olduğu halde sadece hastalandığında doktor yüzü gören hastalar oluşturuyor. İkinci grup şikâyetleri olan kişilerden oluşuyor. Tıbbi tedavi görmelerine rağmen iyileşemeyenler... Üçüncü grupta ise seçimini sağlıklı yaşamdan yana yapan ve hastalanmadan önce koruyucu tedaviye yönelen kişiler bulunuyor. Bu gruptakilerin hedefi: Doğru yeme sistemini öğrenmek, sindirim sistemini düzeltmek ve hastalıklardan uzak bir yaşamsürmek...




Dr. Strossier’e göre toplumun çok büyük bölümü beslenmeyi yanlış anlıyor ve karbonhidrat - protein dengesini nasıl kuracağını bilmiyor. En kötüsü, asitlerin bağırsaklar ve sindirimsistemini ne kadar olumsuz etkilediğinin farkında olmayışımız. Bu nedenle programın ilk sırasında bağırsak sisteminin ritminin düzeltilmesi bulunuyor. Bunu yavaş yemek, çiğ sebzeleri gündüzleri tüketmek, akşamları yememiktarını en aza indirmek ve özellikle akşamları çiğ sebze tüketiminden uzak durmak gibi prensipler izliyor.




Hastalıklar üzerinde kişinin psikolojisinin de etkisi var. “Psikolojik ve fiziksel desteklerin birarada kullanılmasının hastalıkların önlenmesinde büyük yararı var” diyen Dr. Strossier’e göre sadece sindirim sistemini temizlemek yetmiyor; ruhu da dinlendirmek gerekiyor. Bunun yapılması sindirimsisteminin doğru çalışması anlamına geliyor.




“Kişiye nasıl ve ne sıklıkta yemesi gerektiğini dikte etmekmümkün olmuyor” diyen Dr. Strossier devam ediyor: “Hastalarımızın rahatsızlıklarını saptıyor ve belirlediğimiz 3 öğünden oluşan mönüyü uygulamalarını istiyoruz. Amacımız detoksla özdeşleşen ‘aç kalma’ inanışını ortadan kaldırmak. Açlığın kişide daha fazla stres ve isteksizlik yarattığına inanıyoruz. Çok çiğneyerek yemek yendiğinde acıkılmadığını bildiğimiz için de detoksta hap ile çözümönerenlere inanmıyor ve doğru bulmuyoruz. Hapın kişiyi doyurma özelliği olmadığı için acıkma yine başlıyor.”




Öğün arasında bol su tüketin




Detoksta; bağırsaklar, böbrekler, deri ve karaciğer gibi organlar büyük önem taşıyor. Bağırsakların çalışmasını temin etmek için hem doğru gıdalar hemde harekete geçirmeye yarayanmide ve bağırsak jimnastikleri gerekiyor. Böbrekler söz konusu olduğunda ise idrarda sorun yaşanmaması için yemekler arasında çok su içilmesi öneriliyor. Böylece toksinler idrar yoluyla dışarı atılıyor. Vücudun en büyük organı olan deriyi rahatlatmak için ise su ve vücuda uygulananmasajlar ile saunadan yararlanılıyor. Yıkanırken keselenmeyi unutmamak ve sabunlanmak da gerekli görülüyor. Günümüzde gerçek temizliğin deriyi içeriden temizleyip gözenekleri açmaktan geçtiği unutuluyor. İyi hava almak bütün sindirim sistemini düzelttiği için; jimnastik, açık havada yapılan spor ve doğa yürüyüşleri çok önemli görülüyor.




'40 kez çiğneyin'




Dr. Stroisser kliniğe gelenlerin önceliklemedikal doktorlar tarafından test edilerek neye ne kadar alerjileri olduğunu saptadıklarını söylüyor. Kişinin de isteğine uygun sıkı veya hafif bir detoks programı hazırlanıyor. Bunlara ek olarak fiziksel bulgular dahilinde tüketilecek besinler kararlaştırılıyor. Uygulamanın püf noktası, her lokmanın 40 kez çiğnenmesi. Strossier bunun herkesçe bilindiğini ancak genellikle gözden kaçırıldığını belirtiyor ve ekliyor: “Bir parça besinin 40 kez çiğnenmesi halinde onun ne kadarının tükürüğe dönüştüğü ve ıslanarak yararlı bir sıvı haline gelipmideye daha az iş bıraktığı konusu çok önemlidir. Bu nedenle çiğnemeden yutma alışkanlığı bırakılmalı.”




Yazı: Ceyda Erenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.