Emsey Hospital hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sağlam kalp sağlığını korumak konusundaki önerilerini bizlerle paylaşıyor.


Uyku düzeni, beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite sıklığı ve sigara alışkanlığının kalp sağlığımızın üzerinde doğrudan etkileri bulunuyor.


Yaza yaklaştığımız şu günler, açık havada zaman geçirme imkanı sunuyor ancak, bu avantajın iyi değerlendirilmemesi halinde, kalp bir sonraki kışa hazırlıksız ve yorgun bir şekilde girebiliyor.


Yaz aylarında yoğun sıvı kaybı nedeniyle bol su içmek ve özellikle de öğlen vakti güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde yürüyüş yapmak yerine akşamüstü veya sabah saatlerinde yürüyüş yapmak daha sağlıklı olacaktır.





Kalp sağlığını korumak için; beslenme alışkanlıkları, sporu hayatımızın bir parçası olarak görmek, stresten kaçınmak ve sigaradan uzak durmak gerekiyor.


Antioksidanlar, vücudumuzun yaşlanması ve hastalanmasında rol oynayan serbest radikallere karşı vücudumuzun direnç kazanmasını sağlarken, kalp sağlığımızın korunmasında da rol oynar. Bu nedenle, antioksidan içeren gıdalarla beslenen kişiler, kalp hastalıklarına karşı daha dirençli olurlar. Biz de direncimizi artırmak için bu tarz gıdalarla beslenmeyi artırmalıyız.


Bu nedenle beslenmede katı yağları ve hazır gıdaları tercih etmek, vücudu kalp hastalıklarına karşı zayıf hale getirmektedir.


Antioksidan açısından zengin sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, bağışıklık sistemini ve dolayısıyla da kalp sağlığını koruyacaktır.


Ayrıca, sigarayı hayatımızdan çıkarmak ve düzenli spor yapmak da, kalp sağlığımızı korumamıza yardımcı olacaktır.


Özellikle kalp hastaları, belirli periyodlarla, günlük en az yarım saat yürüyüş yapmalıdırlar. Kalp hastalıklarına karşı önlem olarak, sağlıklı kişilerin de, günde en az yarım saat yürüyüş yapmaları gerekmektedir.


Pek çok kişi, spor yapmaktan ağırlık kaldırma ve vücut geliştirme anlamaktadır. Oysaki bu fiziksel aktiviteler yerine yürüyüş, yüzme, tenis gibi kalbi ve vücudu zorlamayacak aktivitelere yönelmek daha sağlıklı bir seçim olacaktır. Stresten uzak durup, sevgiyi hayatımıza daha çok katarak kalp sağlığımızı koruyabiliriz


Stres, günlük yaşantımızda fazlaca maruz kaldığımız bir etkendir. Kontrollü stres, bizi hayata karşı motive ederken, fazlası da vücuttaki hormonların işleyişini bozarak, sağlığımızın zarar görmesine neden olur.


Tansiyon üzerinde de doğrudan zararlı etkileri bulunan stres, özellikle de koroner damar tıkanıklığı olan kişilerde, göğüs ağrılarına ve kalp krizine neden olabilir. Bu nedenle, stresi hayatımızda mümkün olduğunda uzak tutmamız gerekiyor.


Sevginin ise, yoğun stresin aksine, hayatımızın daha büyük bir kısmında yer alması gerekiyor. Sevginin ikili ilişkilerdeki bir türü olan aşk, duygusal ve fizyolojik anlamda bizleri etkilerken, hemen hemen herkesin hayatında en az bir kez yaşadığı ve yaşaması gereken bir duygudur.


Özellikle de karşılıklı, yani platonik olmayan aşk, kişiyi duygusal anlamda tatmin ederek, hayatını daha mutlu sürdürebilmesine imkân verir. Bu durum sayesinde, vücuttaki stres azalarak, kalp sağlığı da korunmuş olur.



Kardiyolojik muayenelerin sıklığı ve şekli; yaş, cinsiyet ve genetik faktörlere göre değişkenlik gösterir.


Erkeklerin 35-40 yaşından sonra, rutin yıllık kontrollerini yaptırmaları gerekirken, soy geçmişinde kalp hastalığı bulunanlarda bu kontrollerin daha sık yapılması gerekir.


Bayanlarda ise; genel bir risk faktörü yoksa 40–45 yaşından sonra rutin muayene olmaları yeterliyken, menopozdan sonra ise muayene sıklıklarını arttırmaları gerekiyor.

Sigara kullanımı, kolesterol ve diyabet gibi risk faktörlerini taşıyan bireylerin kardiyolojik muayenelerini, diğer kişilere göre daha sık yaptırmaları gerekiyor.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.