Hayat boyu sürebilen ve kontrol altına alınmadığında vücutta pek çok sistemi bozabilen diyabet konusunda toplumda yaygın ancak yanlış inanışlar hastalığın seyrini olumsuz etkiliyor. Göz problemleri, dolaşım ve sinir sistemi bozuklukları hatta diyabet komasına kadar gidebilen ciddi tablolar, şeker hastalarının uzman kontrolünde bilinçli bir tedavi sürecine uyum sağlamasını zorunlu kılıyor. Memorial Ankara Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Sibel Ertek, diyabette doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi.


Yanlış: "Şekerli besinlerden uzak durduğum için diyabet olma ihtimalim yok"

Şeker hastalığı aşırı şekerli gıdalar tüketildiği için değil, pankreastan insülin salınımı eksikliği veya vücutta insülin direnci olduğu için ortaya çıkar. Şeker hastalığı olanlarda ilaç tedavisine ek olarak diyette şekerli besinler kısıtlanır ve pankreasa normal şeker düzeylerinin sağlanması konusunda yardımcı olunur.


Yanlış: "Sadece kan şekeri çok yüksek olanlar insülin kullanmalıdır"

İnsülin, diyabet hastalığında eksik veya etkisi azalmış olan esas hormondur. Diyabet tedavilerinin temeli pankreasa insülin salgılatmaya çalışmak veya vücutta azalmış bulunan insülinin etkisini artırmaya çalışmaktır. Tip 1 diyabet hastalarında vücutta insülin eksik olduğu için tanı konulduğu andan itibaren insülin kullanılır. Diyabet tabletlerini kullanamayan diğer diyabetik hastalarda (örneğin karaciğer, böbrek hastalıkları olanlarda, gebelerde, tanı konduğunda kan şekeri çok yüksek olanlarda ve ameliyat olacak kişiler), tabletlerle kan şekeri kontrolü sağlanamayan ve diyabet koması riski yüksek olanlarda insülin kullanılır.


Yanlış: "Şeker hastalığıma rağmen kendimi iyi hissediyorum, artık şeker ilaçlarımı almayabilirim"

Diyabet, tedavi edilmediğinde hızla ilerleyen, başta kalp ve damar sistemi, göz, böbrekler, sinir uçları olmak üzere tüm organlara hasar veren bir hastalıktır. Tedavi almak için kişi kendisini kötü hissetmesini beklememelidir. Diyabet tedavisinde önemli olan, normal şeker düzeylerini korumak ve oluşacak yeni sorunları önlemektir.


Yanlış: "İnsülin tedavisi böbreklerime zarar verebilir veya körlüğe yol açabilir"

İnsülin, vücudumuzda zaten bulunan ve eksik olduğu için şeker hastalığı oluşan hormondur, vücuda zararı yoktur. Vücuda zararlı olan ve körlük, böbrek yetmezliği gibi sorunlara neden olan ise uzun süre yüksek seyreden şeker düzeyleridir. Hastaların çoğu iğne korkusu nedeniyle insülin tedavilerine başlamaktan kaçındıkları ya da diyet düzenine uymadıkları ve ilaçlarını düzenli almadıkları için uzun süre yüksek seyreden şeker düzeyleri sonunda organ hasarlarına neden olmaktadır.


Yanlış: "Diyabet hastalığı bulaşıcı olabilir"

Diyabet de hipertansiyon ve hiperlipidemi (kolesterol yüksekliği) gibi kronik bir hastalıktır, mikrobik ve bulaşıcı bir hastalık değildir. Kalıtsal olabileceği için aynı ailede birkaç kişide görülebilir ancak bulaşıcı özelliği yoktur.


Yanlış: "Diyabet hastasının göz şikayeti yoksa göz doktoruna gitmesinin de anlamı yoktur"

Diyabet uzun vadede de olsa göz ve böbrek sağlığını olumsuz etkileyebilir. Tip 1 diyabet hastalarında tanıdan 5 yıl sonra, tip 2 diyabet hastalarında ise tanı konulduğu anda göz ve böbrek kontrollerinin yapılması önemlidir.


Yanlış: "İnsülin kullanımı bağımlılık yapar, başlandığında tekrar tabletlere dönmek mümkün olmaz"

Diyabet tedavileri "bağımlılık" yapmaz. "Bağımlılık" kelimesi eskiden Tip 1 ve Tip 2 diyabet hastalıklarının yerine, "insüline bağımlı" ve "insüline bağımlı olmayan" diyabet terimleri kullanılması nedeniyle ortaya çıkan karışıklık ile yerleşmiştir. İnsülin tedavisi geri dönüşü olmayan bir tedavi değildir. Örneğin gebelikte insülin kullanan bir şeker hastası doğumdan sonra tabletlerine başlayabilir ya da operasyon planlandığı için insüline geçilen hasta ameliyattan sonra yemek yemeye başladığında tabletlerine dönebilir. İnsülin ihtiyacı azalan diyabet hastaları da durumlarına göre endokrinolojik değerlendirme sonucu insülinden tablete dönebilirler.


Yanlış: "Ailemde şeker hastalığı varsa, ben de şeker hastası olurum, önlemek mümkün değildir"

Tip 1 diyabette ailevi geçiş Tip 2 diyabet kadar yüksek değildir. Tip 2 diyabette de gerekli önlemleri alarak, diyabet gelişmeden önce bu hastalığı ortaya çıkaracak risk faktörlerini ortadan kaldırarak, gerekirse de vücudu insüline hassaslaştırıcı tedaviler ile diyabeti önlemek ya da geciktirmek mümkündür.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.