Zeminler epoksi giyiyor

Zeminde farklılık arayanların yardımına endüstrinin ağır işçisi epoksi koşuyor, sınırsız renk ve tasarım seçeneğiyle hayalgücüne yakışan zeminler ortaya çıkıyor.

Yunanca ‘üzerinde’ anlamına gelen ‘epi’ ve ‘keskin/asitli’ anlamına gelen ‘oxy’ kelimelerinin birleşiminden oluşan epoksi; reçine esaslı bir zemin kaplama sistemi. Hijyenik, kimyasal ve mekanik kullanıma dayanıklı, kolay temizlenebilen ve toz tutmayan bir madde olması yüzünden fabrika, hastane, stüdyo gibi daha çok endüstriyel alanlarda kullanılıyor. Ancak teknolojik gelişmeler ve yenilikçi mimarlar sayesinde, estetik görünümünün de verdiği avantajla epoksi artık tasarım oteli, mağaza, ev ve ofislerde de sıklıkla tercih ediliyor. Evlerde en çok salon, yatak odası, banyo ve koridorlarda kullanılan epoksi duvarlarda da uygulanabiliyor. Kullanım amacına göre farklı çeşitlerde (kumlu, dolgulu, şeffaf vs.) döşenebiliyor. Hava değişimleri, düşük sıcaklıklar ve güneş ışınları epoksiye zarar verdiği için dış mekanlarda kullanımı sakıncalı.

Nasıl uygulanıyor?

Elastiki sentetik reçineden üretilen çözücüsüz, pigmentli ve esnek poliüretan; sıvı olarak uygulanıyor. En önemli detay zeminin düzgün olması. 4 milimetre ile 1,5 santim arasında değişen kalınlıklar, mekana ve zemine konacak ağırlığa göre belirleniyor. Kuruduktan sonra üzerinde baloncuk oluşmaması için nem izolasyonu, şap veya beton dökümü gibi zemin düzeltme işlemlerinin ardından astar atılıyor, seçilen kaplamaya göre devam ettiriliyor. Son olarak ara kat uygulanıyor. Uygulandıktan en fazla yarım saat içinde donan epoksinin tam anlamıyla kuruması için en az 12 saat, üzerinde yerleşimin başlaması içinse 1 haftaya ihtiyaç var.

Zeminin uygunluğuna bakılmadan, kalitesiz malzeme ve eğitimsiz ekiplerle yapılan uygulamalar, kısa bir süre sonra bozulma gösterdiği için epoksi yanlış tanıtılıyor. Halbuki epoksi, zemin kaplamaları arasında çevreci formülasyonu, düzgün zeminlere kolaylıkla uygulanabilmesi, parlak ve yarı mat seçenekleri, çizilme direnci gibi özellikleriyle öne çıkan bir malzeme. Epoksiye göre daha yumuşak ve mat görünümlü poliüretan malzeme de reçine ailesinin en az epoksi kadar gözde bir üyesi.

Epoksiye alternatif

Mat görüntüye sahip olan poliüretan, ilk bakışta parlaklılığıyla cezbeden epoksiye göre daha esnek ve yumuşak bir malzeme. Çatlak köprüleme özelliğinin yanı sıra eksiz ve derzsiz olarak uygulanabilmesi mekanda yekpare bir görüntünün oluşmasına yol açıyor. Özellikle çocuklu evlerde, ev kazalarına karşı yerinde bir çözüm olan poliüretan uygulamasının maliyeti çizilme ihtimali daha yüksek olan epoksiye göre biraz daha pahalı. Uygulanan sistem ve metraja göre değişen maliyet metrekare başına 5 - 80 Euro arasında oynuyor, altyapı sıkıntılıysa maliyet de artıyor. Her iki malzeme de hijyenik, toz oluşturmayan ve aşınmaya karşı son derece dayanıklı ve iç mekanlarda tamamen kişiye özel tasarımlar yaratmak isteyenler için ideal. Sevdiğiniz bir resim ya da fotoğraf zemine yerleştirilip üzeri şeffaf epoksi ile kaplanıyor ve seçtiğiniz renkten sıkıldığınız takdirde ise kolaylıkla yenilenebiliyor.

Kendim yapabilir miyim?

Epoksi uygulaması için ilk önce boyanacak yüzeyin her türlü kirden arındırılması ve düzleştirilmesi lazım. Daha sonra, epoksi boya kendi ambalajında homojen hale gelinceye kadar karıştırılıp sertleştirici malzeme ilave ediliyor. 10 dakika dinlendirilen karışımın, 1 saat içerisinde 20 derece ısısı olan bir ortamda uygulanması gerekiyor. Fırça rulo veya tabanca gibi malzemelerle uygulanan ve bittikten sonra 12 saat kurumaya bırakılan su bazlı epoksi reçine, yapı malzemesi satan mağazalardan edinilebilir. Temizliği içinse özel malzemeler kullanmak, ömrünü uzatmak açısından daha faydalı.

Neden epoksi?