Bir 10 Kasım günü (sene 2010) Twitter’a girip de “bokubok” diye ilk twit’ini yazdı. Twitter’ı pek sevmemiş olacak ki aradan 7 ay geçince “halilsezai1 kim tanımam öbür halil sezailer varsa onları da bilmem” diye yazdı. 230 küsur bin takipçi sayısını aşarken hiç diğer Halil Sezai’leri Twitter’da arattımı bilmem, arattıysa kâkülüne kadar hesap açıldığını görmüş, gülmüştür herhalde. Ben olsam korkardım, Twitter’da yüzlerce yumurta Halil Sezai olmuş, sözlüklerde yüzlerce sayfa entry. Tek bir kişinin üstüne çullanan, şirazesinden çıkan bir data paylaşımı...




Kendisinin resmi web sitesinde “Biyografi” kısmı boş ama konser tarihleri düzenli paylaşılıyor; alın size


bir efsanenin yaratılış süreci! Gerçi; bu efsane damar yollarından vakti zamanında Ferda Anıl Yarkın da geçmişti, ama işte o isli sesiyle kayboldu gitti.




Anneler bilir!


Efsane formül yıllar sonra Halil Sezai’de tuttu. İncir Reçeli’nde ortaya çıkınca “Kimbu Halil Sezai”cilerle “İsyan”cıların mücadelesi başladı. Halbuki Halil Sezai ortaya dün çıkmadı. Ihlamurlar Altında, Sevgili Dünürüm, Kader, Yapma Diyorum, Kahve Bahane, Türkan dizilerinde; Gönül Yarası, İncir Reçeli filmlerinde rol almışlığı vardı. Hatta Türkan dizisinde bir psikopatı canlandırdığı vakitler bazı anneler onu keşfetmiş, “Bu çocukta iş var” diyorlardı. Anneler bilir! İncir Reçeli’nde artık top ayağına geldi, vurdu ve gol oldu. Her türlü detaya dikkat edildi. Yıpranmış bir tişört, dizleri çıkmış bir eşofman, ayaklar çıplak, tavandan sular damlarken, rakısından bir yudum alırken, sigarasını gitarının teline tuttururken, arka fonda şimşekler çakarken Halil Sezai’nin içi yanıyor, içi kanıyordu, yanıyorduk, kanıyorduk. Her adımı titizlikle belirlenmiş bir projede başarı kaçınılmazdır. Grammy’leri toparlayan bir Adele erkekleri kızları ağlatıyorsa, her şarkısıyla bizim neden bir isyan liderimiz olmasın? Birlik ve beraberliğe çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde bizi Halil Sezai birleştirdi.




Ona ilgi yeni değil!


Halbuki halkın ilgisi 15 yıldır varmış, haberimiz yoktu. Yeraltında Halil Sezai’nin parçaları söylenirmiş, kasetleri elden ele dolaşırmış, nitekim kendisinin de hayali bir gün kalabalıklara şarkılarını söylemekmiş. Dileği kabul oldu. Ama dileği sokaklarda rahat edememek miydi, bunu kendisine sormak lazım. Nitekim sokakta göründüğünde artık magazin muhabirlerinin ona mikrofon uzatması, ardından “Bu da havalandı” denmesi, görüntülendikten sonra arkasından “Bindiği taksiyle gözden kayboldu” yazılması kaçınılmazdı. Şöhretin bedeli kaç kilodur, besbelli duygusal bir adamolan Halil Sezai’ye ağırmı gelir, bunu zaman gösterecek.


Klarnetin sırrı!


Son kertede Halil Sezai bir projedir. Oturup da Lana Del Rey projesi alkışlanıyorsa, Halil Sezai de alkışlanmalıdır. Adam çıkıp müzik listelerinde birinci sıraya oturuyorsa, albüm (iyimanada) patlıyorsa bu işin arkasındaki ekibi tebrik etmek gerekir. “Seni Beklerken” albümünün adı “Waiting for you” olsaydı, “İsyan” yerine “Riot” diye bağırsaydı bu kadar hedefte olurmuydu, sosyologlara sormak lazım... Türk popunda mümkün dünyaların en iyisini şimdilik Halil Sezai sunuyor. Her sos mevcut. Albüme gerekli tüm sözler yerleştirilmiş, arama çubuğuna “rüzgâr, dert, mutsuz, isyan, neden arıyorum, unutmak için, seni seven kalp, roman, ne fayda, yalnızlık, dağlar aşsam” yazın bakın karşınıza kimçıkacak? Kaldı ki işi damar boyutuna getiren eğer klarnetse, klarnetle de olay zaten jilet boyutuna gelir. Hakkını yememek gerek, parçaların düzenlemelerini de yapan Göksun Çavdar klarnete bir üflemiş ki, albümde en çok rastlanan kelime “rüzgâr”, işte Çavdar o rüzgârı tüyleri diken diken eden bir fırtınaya çevirmiş.




Halil Sezai şarkılarını söylerken, elinize şarkı sözlerinin yazıldığı kitapçığı almanıza gerek yok. Parçaları(ayıptır benzetmesi belki ama) Zeki Müren tane taneliğinde söylüyor; lakin serde oyunculuk var, kelimelerin telaffuzunda da bir sıkıntı yok. Ancak acınıza acı katan formül belki de şu: Halil Sezai “Sana bir söz yazdım bugün” derken, “bugün”e fazladan “nnnn”ler, “ayyyy” derken fazla “y”ler katıyor. Belki de bizim Arap Baharı’mızı, bizim isyanımızı da Halil Sezai’nin fazla “y”leri, fazla “n”leri başlatacaktır kimbilir?


Mutluluk...


Son tahlilde ironik bir memleketiz. Kızlı erkekli gençler Halil Sezai çılgınlığı yaşarken, “İsyan” paylaşılma rekorları kırarken, fonda kıvır kıvır yünleriyle bir koyunun durduğu isyeean.com günde bilmem kaç kere tıklanırken, IPSOS’un dünya genelinde yaptığı “Mutluluk Araştırması”nda dünyanın en mutlu üçüncü halkı Türkler çıktı. Nereden baksanız tutarsızlık nereden baksanız Halil Sezai...






Hazırlayan: Elif Key

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.