James Cameron “Avatar” ve “Yaratık” filmlerinde izleyicileri başka dünyalara taşıdı, ancak okyanusun en dibine yaptığı yolculuk aslında tamamen yabancı bir dünyayı gözler önüne serecek gerçek bir deneyim oldu. National Geographic Channel (NGC) geçtiğimiz ay okyanusun en dip noktası olarak kabul edilen Mariana Çukur'na dalan Cameron’ın macerasını yarım saatlik özel bir bölümle James Cameron: Dünyanın Dibine Yolculuk adıyla ekranlara getiriyor. Mariana Çukuru belki de dünyadaki en yalıtılmış bölgesi. Cameron okyanusun en dibine gerçekleştirdiği yolcuğunu kendisiyle yapılan özel röportajda şöyle açıklıyor: “Sayıların derinleşmesini izliyordum. Hedeflenen derinliğe yaklaştıkça denizaltı yavaşlamaya başladı. Bunu düşünecek oldukça uzun bir dakika vardı önümde. Sonrasında oldukça meşgul olacaktım. Dibe sadece 300 metre uzaktaydım, dengeyi iyi sağlamak, kamerayı ayarlamak, spot ışığını açmak zorundasın. Yükseklik göstergesi saymaya başlayınca, yerdeki parıltıyı gördüm!” Geçtiğimiz ay, ünlü film yapımcısı ve resmi National Geographic kâşifi Cameron “Challenger Deep” olarak anılan Pasifik Okyanusu’ndaki Mariana Çukuru, Everest Dağı’ndan daha uzun bu bölgeye indi. Rekor kıran yolculuk okyanusun dibinde araştırma ve keşif yürütmek amacıyla National Geographic ve Rolex ortaklığında yapılmış ve Cameron bu dalışı tek başına gerçekleştiren ve 1960’dan beri tam teşekküllü bir denizaltıyla dünyanın en dip noktasına ulaşan ilk insan olmuştur. Cameron’ın bu unutulmaz yolculuk hakkındaki özel röportajını da kapsıyor. Projenin gelişme aşamasından sonuna kadar geçen 7 senelik bir sürecin tüm detayları inceleniyor. Bu proje aynı zamanda kendisinin National Geographic’in resmi kâşifi olarak ilk keşfi oldu. Cameron, “Bundan daha iyi bir partner düşünemiyorum. National Geographic her zaman kâşiflik ruhunu en iyi yansıtan organizasyon oldu. Bu kanalın en ünlü olduğu konu. Bu insanları yeni şeyleri keşfetmek konusunda heyecanlı tutmak için çok büyük bir miras” diye konuştu.

Cameron ilk test dalışını yaparken düşüncelerini paylaşıyor, tüyler ürperten bir karanlığa doğru yol alırken neler hissettiğini ve dibe vardığı zaman alması gereken kararları anlatıyor.


1.87 cm boyundaki Cameron kendisine özel tasarlanan bir denizaltıya sığmak zorundaydı, bu denizaltı inç kare başına 7,250 kg’lık basınca karşı koyacak güçte tasarlandı (yaklaşık olarak üç SUV aracın toplam ağırlığının insanın ayak parmaklarına konmasına tekabül ediyor). Cameron bunu eşsiz bir mücadele olarak görüyor: Saatlerce dizlerini bükerek oturmak zorunda, yalnızca aracı kullanmak için gerekli olan kollarını hareket ettirebileceği birkaç cm’lik bir alandı. Bu yüksek teknoloji ürünü denizaltıya yerleştirilen özel kameralar sayesinde izleyiciler Cameron’ın görüş alanından orada yaşananları deneyimleme şansına sahip olacaklar.


Bu özel bölümde Cameron 7 yıl süren küre şeklindeki denizaltının (Deepsea Challenger adlı) yapımı sırasında yaşanan iniş ve çıkışları da aktarıyor, bu özel denizaltı her türlü baskıya dayanabilecek güçte üretildi, hatta iniş sırasında oluşabilecek basınca karşı 7 cm kadar büzülme özelliğine sahip.


CGI animasyonlar 2 saatten fazla süren dibe yolculuk için alınması gereken mesafeyi gözler önüne seriyor. Denzialtı yavaş yavaş dalmaya başlarken ilk önce bir atom denizaltının erişebileceği derinliği geçiyor, daha sonra 1.000 m’de güneş ışıkları yok olmaya başlıyor, Titanic’in şu anda bulunduğu 3.800 metreye doğru ilerliyor ve son olarak Everest Dağı’nın uzunluğundan daha da derine giderek okyanusun dibine ulaşıyor! Cameron dibe değdiği zaman neler gördüğünü detaylı olarak anlatıyor: “Sanki laminant parkenin üzerine lateks boya sürülmüş gibiydi. Okyanusta gördüğüm en kasvetli alandan bahsediyoruz şu anda.”


Bu tarihi dalış sadece bilim insanlarını ve dünyanın dört bir yanındaki okyanus hayranları için okyanusun en dip noktasını filme almayı başarmak adına çok büyük bir zafer olmakla kalmayıp aynı zamanda okyanusun araştırmaya olan ihtiyacını da vurguluyor.


Rolex bilginin sınırlarını zorlamak adına dünyanın en yüksek tepelerinden okyanusun en dip noktasına kadar tüm araştırmaları her zaman destekledi. Bundan tam 50 yıl önce Challenger Deep’e ilk dalışı yapan “Trieste” adlı sualtı gemisine eşlik etmişti. Bugün ise Rolex bir kez daha James Cameron’a bu keşifte sponsor olarak okyanusun gizli kalmış sırlarını açığa çıkarmaya ve uzun soluklu bir keşfin hayata geçirilmesine destek verdi.


Deepsea Challenge keşfi ilk safhasına başlarken, Cameron “Uzaydaki keşiflere yatırılan paralar gün geçtikçe artıyor, ancak dünya üzerinde yaşadığımız hayata asıl destek olan okyanus. Ve biz onu keşfetmekten çok hızlıca onu tüketmeye çalışıyoruz. Sanıyorum bu keşif duyarlı kişilerin dikkatini okyanuslara çekmeye ve ona yatırım yapmaya yönlendirecektir.”


James Cameron: Dünyanın Dibine Yolculuk Belgeseli 13 Mayıs Pazar günü saat 22:00’de National Geographic Channel ekranlarında.


Cameron, belgesel çekildikten sonra heyecanını şu cümleler ile paylaşıyor: “Bu ömür boyu gerçekleştirmek istediğim bir rüyaydı. Birçok kişi beni film yapımcısı olarak biliyor. Ancak benim asıl tutkum okyanusu keşfetmek” — James Cameron


James Cameron'ın geçtiğimiz ay tek başına okyanusun en dip noktası olarak bilinen Mariana Çukuru'na yaptığı dalışı anlattığı röportajından bazı bölümlerini izlemek için aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.