Fifty Shades of Grey (Grinin 50 Tonu) diye bir kitap var biliyorsunuz, aylardır çok satan listelerini işgal ediyor. İlk haberini biz yapmıştık ve ben birinci cildi bile güç bela tamamlayabilmiştim, o kadar kötü ve sıkıcıydı. Ama dünya kadınları benim gibi düşünmüyordu belli ki, çünkü zaman zaman pornografiye varan bir dille yazılmış olan bu kitap 60 milyonu geçen rekor satış rakamlarına ulaşmıştı. Üstelik ortalıkta sayısız benzeri vardı. Porno sektörünün özellikle internetin çıkışından sonra nasıl çığ gibi büyüdüğü de ortada. İnsanlar evlerinden çıkmadan porno film satın alabiliyor, porno romanları tablet bilgisayarları veya okuma cihazları sayesinde fark edilme korkusu olmadan kafelerde, parklarda okuyabiliyorlar.


Daha fazla seks düşünmemiz şart mı?

İşte felsefecilikten “yaşam koçu” olmaya doğru hızla evrilen Alain de Botton’u şu sıralar en çok rahatsız eden şey bu. Romantik Hareket, Statü Endişesi, Proust Hayatımızı Nasıl Değiştirebilir, Felsefenin Tesellisi, Seyahat Sanatı, Mutluluğun Mimarisi ve Ateistler İçin Din gibi kitaplarında kariyer seçimlerimizin, evlerimizin, inandığımız dinlerin, okuduğumuz kitapların ve aşka bakışımızın mutluluğumuzda ne kadar etkili olduğunu yazıp duruyor Botton. Londra’da açtığı Hayat Okulu’ndaysa kitaplarındaki teorik bilgileri uygulamalı gösteriyor. Yeni çıkan Cinselliğe Nasıl Farklı Yaklaşırız adlı yeni kitabındaysa seksi konu ediyor. (Gerçi kitabın orijinal adı “Nasıl daha fazla seks düşünebiliriz” anlamına geliyor ki şahsen kimsenin buna ihtiyacı olduğunu zannetmiyorum) Fakat Botton enteresan bir yazar, o yüzden okumakta yarar var. Zaten birkaç sayfa sonra anlıyorum ki aslında bize şunu demeye çalışıyor: “Aklımızda hep cinsellik var, ama yanlış bir bakış açısıyla. Esas yapmamız gereken bir an önce cinsellikle ilgili daha sağlıklı düşünmenin yolunu bulmak.” Böylece günümüzde yaşanan cinselliğin çelişkilerini ortaya koymak için şehvetten fetişizme, aldatmadan sansüre pek çok konuya değiniyor. Hem yaşadığımız cinselliği düşünmemizi istiyor bizden, hem de yaşamadığımız cinsellik üzerine kafa yormamızı...


Porno sitesi açacakmış...

Kitabın en enteresan bölümüyse pornografiye ayrılmış. Burada alıştığımız pornografinin estetikten ve içerikten yoksun olduğunu vurgulayarak yüksek sanata yakın yepyeni bir pornografi türü icat etmemizin zorunluluğunu dile getiriyor Botton. Hiçbirimizin o “çirkin ve düzeysiz” fotoğrafları, filmleri hak etmediğimizi anlatırken de şöyle diyor: “Seks ile erdem arasında bu kadar kesin seçimler yapmamızı gerektirmeyecek bir pornografi türü düşünülebilir. Bu pornografide cinsel arzunun yüksek değerlerimizi aşağılamak yerine desteklemesi amaçlanacak.”


Ortalıkta dolaşan haberlere göre Alain de Botton, son olarak bu amaçla Better Porn adını taşıyacak bir porno site açmaya karar verdiğini açıkladı. Bu sitede cinselliğin temiz yüzünü sergileyecek. İnsanların bir kafede otururken bu siteye laptoplarının ekranından girebilmelerini ve bundan utanmamalarını istediğini de söylüyor. Bunun için de seksologlardan akıl fikir alacak, hatta günümüzün önde gelen porno yönetmenleri ve oyuncularıyla buluşup konuşacakmış. Şahsen Botton’un amacının ilgi çekmek, böylece gerçekten faydalı ve renkli kitaplar olan Hayat Okulu Serisinin okunmasını sağlamak olduğunu düşünüyorum. Şöyle bir not da düşmüş çünkü: “Aslında sözünü ettiğim pornografi anlayışına benzer bir şey, yaşadığımız dünyada şu an var. Hem de akla gelebilecek en son yerde: Hıristiyan sanatında...” Ve Boticelli tablolarındaki Meryem figürlerini ve kilise tavanlarındaki mozaikleri örnek veriyor bize. Bence saçma! Porno sitelerin popülerliğiyle yarışabilecek olsaydı, Boticelli tabloları bunu zaten çoktan yapmaz mıydı? Üstelik sitesine başka bir isim bulması gerekecek. Çünkü ona kötü bir haberim var: Better Porn diye bir siteyi çoktan yapmışlar. Ve evet, en az eski pornolar kadar berbat!


Yazarın vaadi: Artık kendimizden iğrenmeyeceğiz

“Bu yeni pornografi türü, şu anki türle işimiz bittiği an kendimizden iğrenmemize neden olan o nefret duygusunu yumuşatmayı başaracak. Hem kendi vicdanlarını hem de anne babalarınkini rahatsız edecek yoğunlukta bir saplantıyla pornografiden başlarını kaldıramayan delikanlılar, seksi resimlere bakmak ile ailelerine, ödevlerine, sportif etkinliklere zaman ayırmak arasında seçim yapmak zorunda kalmayacak. Çünkü yeni pornografi cinsel heyecan ile insan hayatındaki öteki amaçları birleştirecek. Saçma sapan seks kategorileri ve tek bir mantıklı söz etmeyi beceremeyen basmakalıp karakterlerle dolu adi senaryolar, yerlerini zekâ (kitap okuyan insanlar), kibarlık (partnerlerini önemseyip onlara değer verdiklerini belli eden bir tavırla oral seks yapanlar) ya da alçakgönüllülük (zor durumdayken utanmış ya da mahcup bir yüz ifadesi takınabilen kişiler) gibi insani özellikleri öne çıkaran pornografik senaryolara ve görüntülere bırakacak. Böylece artık insan olmak ile seksi olmak arasındaki o acı veren seçimi yapmak zorunda kalmayacağız.”


Hayat Okulu kitapları

  • Cinselliğe nasıl farklı yaklaşırız - Alain de Botton
  • Akıl sağlımızı nasıl koruruz - Philippa Perry
  • Para hakkındaki endişelerimizi nasıl gideririz - John Armstrong
  • Kendimize uygun işi nasıl buluruz - Roman Krznaric
  • Dijital çağa nasıl uyum sağlarız - Tom Chatfield
  • Dünyamızı nasıl değiştiririz - John Paul Flintoff

Haber: Gülenay Börekçi

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.