Duygular, bir olayı yorumlama şeklinde büyük rol oynarlar. Hissedilen duygular ile değerlendirilen olaylar, gerçekte olduğundan çok farklı algılanabilir. Duygusal olmak yanlış olmasa da sizi objektif olmaktan ve yaşamı nötr değerlendirmekten alıkoyabilir. İşte bunu engellemenin bazı yolları:
1- Duygularınızı haritanın bir parçası olarak değerlendirin, toprağın kendisi olarak değil
Düşünce şekli, hissedilen duyguları etkiler. Pozitif düşündüğünüz zaman pozitif hisseder, negatif düşündüğünüzde ise negatif hissedersiniz. Düşüncelerinizin bir olayı nasıl yorumladığınızı etkilediğini ve asla doğrudan bir deneyim olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Haritanız, dünyayı nasıl algıladığınızı filtreler ve bu filtreler de daha önceki deneyimleriniz tarafından şekillenir. Yani her zaman duygusal yorumlamalar güçlü bir unsur olacaktır. Ama duygularınızı kontrol altında tutup, kendinize yeterli zamanı sağladığınızda, gerçekte neler olup bittiğini algılamanız netleşir.
2- Harekete geçmeden önce durun ve düşünün
Durun ve harekete geçmeden önce beynin duygusal bölümünün yatışmasını bekleyin. Beynin duygusal bölümü, rasyonel bölümünden hemen her zaman daha güçlüdür. Rasyonel yanınızın sahneye çıkması için en akıllıca şey, kendinize zaman tanımak olacaktır. Daha sonradan pişmanlık duymamak için, bunu kendinize borçlusunuz.
3- Zayıflığınızın kaynağını bilin
Sizden duygusal bir tepki alma eğiliminde olan belirli kişiler ya da durumlar var mı? Zayıflıklarınızın bilincinde olduğunuz zaman daha hazırlıklı ve güçlü olursunuz. Duygu yoğunluklarınızı 1’den 10’a kadar derecelendirmeyi huy edinin. Bu skalada 7ye ulaşan bir durumda, önceden belirlenmiş stratejilere başvurabilirsiniz. 100’den geriye saymak, derin nefesler almak ya da olay yerinden uzaklaşmak bunlara örnek olabilir. Tek bilmeniz gereken sizi tetikleyen şeyler…
4- Duygularınızı sahiplenin
Eylemleriniz için sorumluluk alın. Başkalarını kontrol edemezsiniz ama başkalarına vereceğiniz tepkileri her zaman kontrol edebilirsiniz. Hissettikleriniz için başkalarını suçladığınızda, kendiniz için karar vermekten aciz olduğunuz mesajını verirsiniz. Kontrolü tekrar elinize geçirmek için duygularınızın sorumluluğu üstlenmelisiniz. Unutmayın, karşınızdaki insan farklı hayat deneyimleri, inanç ve kültüre sahip olabilir ki bu da durumu sizin gibi görmesini engelleyebilir.
5- Duygusal tarafsızlığı öğrenmeye çalışın
Siz, duygularınız değilsiniz. Daha önce de belirttiğimiz gibi, düşünce şekli duyguları etkiler. Bir otobüsteki yolcuları düşünün; siz de şoförsünüz ve kontağı çevirdiğiniz an her kafadan farklı bir ses çıkabilir. Kimi daha hızlı, kimi daha yavaş sürmeniz gerektiğini, bazıları hiç şoförlük yapmamanız gerektiğini, hangi yoldan gitmenizin daha iyi olacağına dair fikirlerini paylaşmaktan sakınmayacaklardır. Üstelik bu üniforma içinde çok şişko ve çirkin olduğunuzu düşünenler bile olabilir. Eğer yolcuların sizi kızdırmasına izin verirseniz kontrolü kaybedersiniz. Şimdi bu yolcuların duygularınız olduğunu düşünün, onları duymazlıktan gelin yola odaklanın.
6- Ara verin
Herkesin ara vermeye ve dinlenmeye ihtiyacı olur. Eğer bu ihtiyaç karşılanmazsa, gergin ve sinirli hissedilebilir ve bu da tansiyonu yükseltir. Küçücük olaylara bile büyük duygusal tepkiler gösterilebilir. Bunu engellemek için kendinize zaman ayırmalı, zihninizi dinlendirmelisiniz.
Facebook Yorumları