Steven Soderbergh, sürprizli bir yönetmen. Söz gelimi önümüzdeki ay, Amerikalı ünlü şarkıcı Liberace ve sevgilisinin öyküsünü anlatan TV filmi “Behind the Candelebra” ile 66. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışacak. Bu hafta ise karşımıza psikiyatrlar, hastalar, ilaç şirketleri ve savcılar ara sında geçen gerilim öyküsü “Acı Reçete” (Side Effects) ile geliyor. Soderbergh’in “İspiyoncu” (The In formant – 2009) ve “Salgın”da da (Contagion 2011) birlikte çalıştığı Scott Z. Burns bu kez, adeta yap rak yaprak açılarak seyircinin beklemediği yerlere doğru gelişen bir senaryo yazmış.



Bize ilk önce mut suz Emily (Rooney Mara) ve hapishanedeki kocası Martin’i (Channing Tatum) tanıtan filmin öyküsü, telaşsız ama gergin bir tempoda açılıyor. Martin’in hapishaneden çıkması ve Emily’nin intihar teşebbü sünün ardından, sahneye doktor Jonathan Banks (Jude Law) çıkıyor. Ağır bir depresyon geçiren has tasına karşı şefkatli ve ilgili davranan doktor Banks, Emily’yi farklı ilaçlarla tedavi etmeye çalışırken öy künün beklenmedik kırılma noktası geliyor... O noktadan sonra da doktor Banks’ in cephesine geçi yor ve içine düştüğü zor durumdan kurtulma çabalarını izlemeye başlıyoruz.



“Acı Reçete" , önce psikolojik aile dramı havasıyla yakalıyor seyirciyi. Tam bir mahkeme dramı kıvamına girerken, karmaşık entrikalı bir polisiyeye dönüşüyor. Son ra da Hitchcock usülü bir suç gerilimi olmaya karar veriyor. Öykü ilginç bir biçimde geliştiği için bu virajlar rahatsız edici değil. Ama “Acı Reçete ”nin bu türlerden birini tercih etmektense “şöyle ortaya karışık” bir şey olmak istemesi çok da parlak bir fikir haline gelemiyor. Soderbergh “bir süre seyirciyi yanıltarak ilerleyen ve sonra da şaşırtan Hollywood suç öyküleri”ne açıkçası yeni bir şey getiremiyor. Üstelik, sonlara doğru olayların çok hızlı gelişme si ve temponun artması nedeniyle karakterler de yüzeyselleşiyor. Mesela, ilk yarıda ne fis bir performans gösteren Rooney Mara’nın filme olan katkısı öykü ilerledikçe irtifa kaybediyor. Baş tan sona inandırıcı bir performans çıkaran Jude Law ise filmi sürükleyip götüren oyuncu olmayı başarıyor. Catherine Zeta-Jones da karakterini sade ve inan dırıcı bir biçimde yorumlayarak görevini yapıyor.



“Acı Reçete”de üslup oyunlarından uzak duran ve senaryoya hizmet eden bir anlatıcı olmayı tercih eden Steven Soderbergh’ in yönetmenliği her zamanki gibi belirli bir seviyenin üstünde... Özellikle filmin ilk planıyla son planı arasındaki paralellik ve bu çekimlerde Emily’nin konumlarındaki benzerlik çarpıcı. Soderbergh belli ki Emily’nin hayatının her iki noktasında da farklı konumlarda olma dığını ima ediyor.



“Acı Reçete”nin hikâyesindeki iniş çıkışlar ve sürprizler film bittikten sonra soğukkanlı bir biçimde üstüne düşünüldüğünde, yeterince inandırıcı gelmiyor. Emily’nin arzularının ve kişiliğinin iyi işlenemediğini de fark ediyorsunuz. Bu tür aksaklıklara rağmen, baştan sona ilgiyle seyredilen bir film olduğu kesin.


Haber: Mehmet Açar

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.